Mustafa Özçelik: 'Andımız' ve Gelenin Gideni Aratması

Evet, AK Parti’nin uygulamadan kaldırdığı “andımızda” yer alan ve her sabah Türk olmayan(Kürt, Arap, Ermeni, Suryani, Laz, Çerkez vd.) çocuklara empoze edilen, okutulan ‘’Türk'üm, doğruyum, çalışkanım (…) Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!’’ türünden rencide edici, ırkçı söylemler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göre çocuklara ‘’doğruluğu, sevgiyi, saygıyı anlatıyor…’’.

17.03.2021, Çar - 11:21

Mustafa Özçelik: 'Andımız' ve Gelenin Gideni Aratması
Haberi Paylaş

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 13 Mart 2021 günü yürürlükten kaldırılma kararı onaylanan Öğrenci Andı (ANDIMIZ), aynı zamanda Türk Dil Kurumu’na da başkanlık yapan dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından1932 yılında hazırlandı ve 1933 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yıldönümünde, uygulamaya kondu. Sonraki yıllarda küçük değişiklikler geçirse de bu “ant”, 2013 yılında AKP hükümeti tarafından yürürlükten kaldırılıncaya kadar her sabah, ilkokul öğrencileri tarafından toplu halde okundu. Son şeklini 1997 yılında alan bu andın tam metni şöyle:

‘’Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk'üm diyene!’’

CHP ve İyi Parti’nin ‘Andımız’ Konusundaki Tutumları

Irkçı bir söylemi ifade eden bu “ant” yeniden gündemde. Sebep: AKP’nin kararıyla yürürlükten kaldırılan bu antın yürürlükten kaldırılmasının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından da onaylanması… Başta CHP ve İyi Parti olmak üzere neredeyse bütün Türk Partilerinin harekete geçmesinin sebebi budur.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16.03.2021 günü partisinin Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada andın, çocuklara ‘doğruluğu, sevgiyi, beraberliği, birlikteliği, büyüklere saygı, küçüklere sevgiyi anlattığını’ dile getirdikten sonra iktidara yönelik olarak şunları dile getirdi:

"Erdoğan'a daha önce, 'Andımızın hangi cümlesinden rahatsızsın, bunu millete anlat' demiştim. Bunu söyledim 2013 yılında, geldik 2021 yılına, bu soruma cevap alamadım. Ben, vatanını, milletini seven ve AK Parti'ye oy veren kardeşlerime, parantez içinde Sayın Bahçeli'ye de seslenmek istiyorum: Sayın Erdoğan, andımızın hangi cümlesinden rahatsızdır, çıkıp milletin önüne bunu açıklasın, bekliyorum. Açıklayabilir mi? Açıklamaz. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda iki yıl bekledi, 4 hakimi değiştirdiler, yeni hakimler geldi oraya. Yeni hakimler Erdoğan'ın talimatıyla geldi ve andımız kaldırıldı. Ben bunu 2018 yılında söylemiştim. Ben tahmin ettiğime göre, kamuda uzun yıllar hocalık yapan Sayın Bahçeli'nin de tahmin etmesi lazım. Andımızı kim kaldırdı? Cumhur İttifakı kaldırdı. Eğer Sayın Bahçeli, Erdoğan'ı değil de Danıştay’ı muhatap alıyorsa, muhatap aldığı yer yanlıştır. Danıştay’a hakimi tayin eden kim? Erdoğan. Oradaki kumpası ayarlayan kim? Erdoğan. Sen kalkmışsın Erdoğan'ı değil Danıştay’ı suçluyorsun. Muhatap alacaksan Erdoğan'ı muhatap alacaksın. Eğer andımızın okunmasını istiyorsan bizim gibi, açarsın Erdoğan'a telefonu, dersin ki; 'Bu ant okunmadan, kusura bakma biz bir daha bir araya gelemeyiz.' 'Neden?' 'Ben ülkemi, bayrağımı seviyorum, andımın okunmasını istiyorum...' Yapar mı; göreceğiz."

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak da 15 Mart 2021 günü yaptığı açıklamada, Danıştay'ın kararını eleştirerek,"Andımız okullarımıza, Atatürk kabartması ise madalyalarımıza geri dönecektir. Andımız herhangi bir etnik kökeni dışlamamakta, kimseyi ayrıştırmayacaktır. Andımız ülke bütünlüğü içinde, vatan sevgisini, cumhuriyet ideallerini barındırır’’dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Danıştay 10. Dairesi'nin devlet madalyalarından Atatürk kabartmasının kaldırılması yönündeki kararına değinerek, " Atatürk kabartmasının geri getirilmesi, İktidarımızın ilk eylemlerinden biri olacak, Andımız'ın geri getirilmesi ile birlikte" ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2013’te Andın yürürlükten kaldırıldığı gün, yaptığı açıklamada, ‘’MHP'nin iktidara gelmesi halinde ‘Andımız'ın geri getirileceğini’’ dile getirmiş, ama 2015’ten sonra MHP, AK Partiye verdiği destekten dolayı, bu söylediklerini yok saymıştı.

Evet, AK Parti’nin uygulamadan kaldırdığı “andımızda” yer alan ve her sabah Türk olmayan(Kürt, Arap, Ermeni, Suryani, Laz, Çerkez vd.) çocuklara empoze edilen, okutulan ‘’Türk'üm, doğruyum, çalışkanım (…) Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!’’ türünden rencide edici, ırkçı söylemler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göre çocuklara ‘’doğruluğu, sevgiyi, saygıyı anlatıyor…’’.

Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Bahçeli'ye de seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Andımız'ın hangi cümlesinden rahatsızdır?’’ diyor.

Yani açık ırkçı söyleme rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu bu Andın hiçbir cümlesinden rahatsızlık duymuyor. Türk olmayan çocuklara, kendi kimliklerini yok saydıran, kendilerine ‘’Türküm’’ dedirten, ‘Varlıklarını Türk varlığına armağan‘’ ettiren, ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ dedirten ırkçı, şoven, insan haklarını ayaklar altına alan, ötekileştirici, tekçi, bir andın ‘’doğruluğu, sevgiyi, saygıyı anlattığını’’ iddia ediyor.

Kürt karşıtı siyaseti neredeyse bir yaşam biçimi haline getirmiş olan AK Parti-MHP ortaklığının alternatifi olarak iktidara gelmek için ‘’Millet İttifakı’’ kuran ve kimilerince ‘’Demokrasi Cephesi’nin Bileşenleri’’ olarak tanımlanan CHP ve İyi Parti, "İktidarımızın ilk eylemlerinden biri Andımız'ın geri getirilmesi olacak" diyorlar.

AK Parti, MHP, CHP, İyi Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi’nin ‘’Tek Devlet, Tek Millet, Tek Vatan,Tek Bayrak’’ konusunda hemfikir oldukları ve bu 4 paradigmayı ‘’tartışmayı bile’’ ihtimal dışında tuttukları biliniyor.

‘’ANDIMIZ’’ konusunda bu anlayış ve tutuma sahip olan CHP ve İyi Parti’nin, Kürtçe ana dille eğitim, Kürtçenin resmi dil olması İle Anayasa, Milli Eğitim Müfredatı, Partiler Kanunu, Basın-Yayın Kanunu ve diğer kanun ve müfredatların Irkçı, tekçi anlayıştan arındırılması, tüm etnik, dinsel, mezhepsel bileşenlere, düşünce, inanç, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün tanınması konularında nasıl bir tutum sergileyeceklerini kestirmek güç olmasa gerek.

‘Tekçi’ Anlayışta Birleşen Partilere Karşı Kürtler ‘Bir Taraf’ Olmalıdırlar

Evet 98 yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde 1946’dan bu yana, Kürdistan ve Türkiye halkları ‘’gelenin gideni arattığı’’ sayısız örnekleri bizzat yaşayarak gördüler.

98 yıldır, asimilasyon, inkar, savaş, yıkım, katliam, sürgün, hapis, işkence, Kürdistan halkının yaşamının bir parçası oldu.

Bırakalım Kürtlerin en temel hak ve özgürlüklerini, Kürt dili bile hala Anayasa’da ve tüm Yasalarda yasaklı bir dildir.

CHP ve İyi Parti’nin bugün ‘’ANDIMIZ’’ konusunda sergilemiş oldukları tutumu dikkate alarak, Kürt milletinin Kürdistan’da birlikte yaşadığı halklarla birlikte, başkalarının gölgesinde kendi milli varlığını silikleştirmeden, kendi temel meşru, insani, milli, demokratik hak ve özgürlük taleplerini içeren bir program etrafında birleşerek, ‘’BİR TARAF’’ olması lazım.

Kürt milletinin ‘’BİR TARAF’’ olarak örgütlenmesi ve AK Parti, MHP, CHP, İyi Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi gibi partilerin iktidar oyununun bir parçası olarak değil, Kürdistan ve Türkiye halklarının özgürlük, demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesinin aktif temsilcisi olarak hareket etmesi, gerçek anlamda özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en önemli dayanak ve anahtarı olacaktır.

‘Tek’çi anlayışı savunsa da, AK Parti’nin geçmişte attığı bazı olumlu adımları(‘andımız’ın uygulamadan kaldırılması, seçmeli Kürtçe derse yol verilmesi, TRT Kurdi’nin açılması, bazı üniversitelerde Kürt Dili Bölümleri’nin açılması vb.) elbette ki görmezden gelemeyiz. Ama bugün AK Parti-MHP ortaklığının Kürtlere, kendileri gibi düşünmeyen herkese karşı yürütmekte olduğu tekçi, totaliter, ötekileştirici, baskıcı ve yok sayan tutum ve siyasetleri de elbette ki gözler önündedir, kabul edilemez. Bu gerçeklik ortada, ama, diğer ‘tekçi’ partilerin duruş ve tutumları da daha şimdiden tüm açıklığıyla gözler önünde. Gerçekliğin bu yönünü de hesaba katarak, gelenin gideni arattığı yeni bir tecrübeyi bir kez daha halklarımıza yaşatmamak için, yeni hayal kırıklıklarına yol açmamak için; Kürtler, şimdiden en temel milli, demokratik hak ve özgürlük talepleri etrafında, BİR TARAF OLARAK, kararlı bir duruşla birleşirlerse eğer, Türkiyeli en geniş özgürlükçü, demokrat, adaletten yana kesimlerle de diyalog ve işbirliğini geliştirerek, 98 yıllık ‘makus talih’i değiştirmenin kapısını açabilirler.

İlke Haber
Bu haber toplam: 4692 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:56:44
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x