Bütün Kürdistan'da umutlarımızı daha da güçlendirecek gelişme ve kazanımlara rağmen,yine de 'tarihsel yazgımız'ın değişmediği zor bir yıl olarak geçti 2017.
Güney Kürdistan'daki bağımsızlık referandumu sonuçları ‘yüz yıllık bağımsızlık rüyasına’ olan inancımızı yükseltirken; Kerkük'ün işgali yüreğimizde derin bir yara açtı.Referandumdan yüksek bir oranda bağımsızlığın çıkması, kimsenin yok sayamayacağı tarihi bir kazanımdır.Bu kazanımı sahiplenmek tüm Kürdistanlıların ulusal görevidir.
En temel sorunlarımızdan, en derin yaralarımızdan biri olan ulusal bilincin zayıflığı ve ittifaktan, ulusal birlikten uzak oluşumuz, 2017 yılında da varlığını sürdürdü.
Ulusal bilinç gelişmediği ve ulusal birlik sağlanmadığı sürece, her yeni yılın bir öncekini aratacağını söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır.
Kişisel, ailevi, grupsal benmerkezci ve bencil anlayış herkes için her şeyin başı olduğu ; bu dağınıklık, iç düşmanlıklar ve birlikten yoksunluk devam ettiği sürece,her yeni yılın eskiyi aratmayacağını söylemek bir kehanet olmayacaktır.
Bugün tüm Kürt ve Kürdistanlıların en temel problemi, en temel ihtiyaçları ulusal bilincin yeterince gelişmemiş ve ulusal birliğin sağlanamamış olmasıdır. Bu tarihsel zaafımız hala devam etmektedir.
Onbinlerce can yitimine rağmen, Kuzey Kürdistan'da hala Kürtçe’nin bile yasal ve resmi bir dil olarak kabulünü sağlayamayışımızın altında yatan sebepleri tüm boyutlarıyla değerlendirmemiz lazım.
Güney Kürdistan'da % 72 katılım, % 93 evet oyuyla halkımız büyük bir çoğunlukla bağımsızlık yönünde irade beyanında bulundu. Halkın bu birleşik irade beyanına rağmen , Kürtlerin bir kısmının da yardım etmesiyle, Kerkük işgal edildi ve ne yazık ki, bağımsızlığın kapısından geri döndük, darbe yedik. Bu darbenin altında yatan sebepleri tüm boyutlarıyla değerlendirmemiz lazım.
Rojava Kürdistanı'nda ödenen devasa bedele rağmen hala belirsiz bir geleceğe yol alışımızın altında yatan sebepleri tüm boyutlarıyla değerlendirmemiz lazım.
Doğu Kürdistan'da İran rejimi halkımıza göz açtırmamasına rağmen ulusal birlik konusunda yeterli adımların atılmamış olmasının altında yatan sebepleri tüm boyutlarıyla değerlendirmemiz lazım.
Evet, ulusal bilinçteki erozyon giderilmediği, ulusal bilinç pekiştirilmediği ve ulusal birlik sağlanmadığı sürece, ne yazık ki, büyük iç kanamalara ve mevcut siyasi statüsüzlüğün devamına sebep olan bu yarayı sarmamız kolay olmayacaktır.
Vücudumuzdaki bu kansere çare bulamadıkça, daha nice defalar bağımsızlığın kapısından döner,kardeş kavgası korkusuyla kabuslar yaşar ve her sene bir öncekini arar duruma düşeriz.
2018 yılının da, yakınma ve keşkelerle geçmemesi için, siyasal görüşüne, inancına ve toplumsal statüsüne bakmadan bütün bir millet olarak kendimizi sorgular, bugüne kadarki tüm bildiklerimizi, söylediklerimizi ve ezberlerimizi ciddi bir özeleştiri süzgecinden geçirirsek, uzun yolun ilk sağlıklı adımını da atmış oluruz.
Ne biliyorduk, ne söyledik, ne yaptık? Bütün bunları gerçek bir vicdan terazisinde tartmak, umut ve temennilerimizin gerçekleşmesi yolunda atılmış en önemli adım olacaktır.
Gerçek bir özeleştiri, her şeyden önce bugünümüzü ve geleceğimizi bizlerden başka hiç kimsenin kuramayacağı, özgürleştiremeyeceği bilinciyle hareket etmektir. Biz yoksak, hiçbir güç halkımıza özgürlüğü bahşetmeyecektir; ulusal birliğimiz, dışarıdan gelecek desteklerin amacına ulaşmasının da garantisi olacaktır.
Kürdistan'a Özgürlük , Kürdistan'da Özgürlük şiarıyla özgür bir geleceğe, daha güzel yeni yıllara en iyi başlangıç, en başta kendimize güven temelinde özeleştirel yaklaşımdır. Evet, gelin kendimizden başlayalım.
Kuzey Kürdistan'da PAK'ın ve daha güçlü, kitlesel, özgürlükçü, demokrat Kürdistani bir parti projesinin geliştirilmesi; Kürdistan’ın her bir parçasında da ulusal bilincin pekiştirilmesi ve ulusal birliğin örülmesi ve geliştirilmesi dileğiyle, tüm PAK'lı arkadaşlarımın, tüm dost ve yakınlarımızın, Kürdistan ve tüm dünya halklarının yeni yılını kutluyorum. 31.12.2017
Mustafa Özçelik
PAK Genel Başkanı