PSK (Partiya Sosyalîst a Kurdistan - Kürdistan Sosyalist Partisi) basına yaptığı açıklama da şu fadelere yer verdi.
Suriye sorunu her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Türkiye’nin, Suriye’nin IŞİD denetiminde bulunan Cerablus’a girmesi sadece Suriye krizini değil, aynı zamanda Kürt sorununu da daha derinleştirecek bir hamle niteliğinde.
Türkiye, işin başından itibaren Suriye sorununa Kürt karşılığı ekseninde yaklaştı. Kürtlerin temel haklarına karşı olan bütün unsurları destekledi. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak IŞİD sadece Suriye değil, Türkiye’de de palazlanıp güçlendi ve son bir yıl içinde onlarca vahşi kitlesel katliam gerçekleştirdi.
Türkiye’nin geç de olsa IŞİD’e karşı harekete geçmesi elbette yerinde. Ancak bunun yolu Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesi değil. Türkiye’nin Cerablus’a girmesindeki amaç PYD/YPG’yi gerekçe göstererek Batı Kürdistan coğrafyasının birleşmesini engellemek, Kürtlerin bölgede ilerlemesinin önünü kesmektir.
Başbakan Sayın Binali Yıldırım, birkaç önce yaptığı açıklamada “Türkiye’nin güneyinde Kürt bölgesi istemiyoruz” diyerek hükümetin Kürt karşıtı tutumunu açıkça ortaya koydu. Türkiye’nin Cerablusa girişi ise hemen bu açıklamanın ardından geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın “operasyon hem YPG’ye hem de IŞİD’e karşıdır” demesi ise bu gerçeği değiştirmez.
Kürt karşıtlığının ne Türkiye’ye ne de bölge barışına hizmet etmeyeceği açık. Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerine karşı izlenen bu tutum Türkiye’yi bölgede çıkmazlara sokacağı gibi, onun içerde Kürt sorunundan kaynaklı krizini daha da derinleştirebilir.
Çözüm açıktır. Türkiye bir yanda IŞİD’e karşı yürütülen uluslararası mücadeleye etkin destek sağlamalı. Öte yandan Kürt sorununda bir an önce yeni bir politika değişikliğine gitmeli. Suriye Kürtleriyle iyi ilişkiler içine girerek, bunu, kendi içindeki Kürt sorununun çözümü için bir fırsata dönüştürmeli.