Cumhur Başkanı'nın Diyarbakır ziyareti sonrası yeniden Kürd'lerin önümüzdeki seçimlerde ne yapacaklarının tartışması gündemine oturdu.Bunun nedeni son Belediye başkanlık seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı,incelenmesi gereken önemli gerçeklerden biride sağ ve solda yer alan ve ulusal talepte birleşen Kürd oylarının birleşmeleri halinde seçimin sonuçlarını belirleyebilecek güçte olduğunun ortaya çıkmasıdır.
Önümüzdeki seçimde eskisi gibi sağcı Kürd'ler sağ partilere,solcu Kürd'ler sol partilere bölünüp oymu verecekler?Yoksa son seçimde olduğu gibi tepki oylarını kendiliğinden olsa birleştirerek birilerine dersini verip seçim sonucunu mu belirleyecek?
Son Belediye Başkanlığı seçimlerinden derslerini alan Cumhur ve Millet İttifakını oluşturan partilerin kürdlere bakış açısını belirleyen seçim sonuçlarını değiştirebilecek olan oya dayalı kaygılarıdır.Seçimlere kadar her iki ittifak ellerinden geldiği kadar geçmişte olduğu gibi kardeşlik nakaratını tekrarlıyorlar.
Diyarbakır'da başka, Ankara'da başka bir dil kullanmalarının da,şirin gözükmek için renkten renge girmelerinin nedeni de bu çabalaridır.
Ancak bu tür çaba ve taktikler artık yetmiyor.Ülke gerçeklerini dayatmaması ve Kürd'lerin beklentileri sorunların (Anadilde eğitim gibi) adını doğru koyarak somut adımların atılmasını gerektiriyor.
Cumhur Başkanı Erdoğan Diyarbakır'daki konuşmasında Çözüm Süreci ile ilgili "Biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık"diyerek topu karşı tarafa atıyor.
En azından AKP çözüm sürecinden bu yana söylemleri ve yapılan uygulamalar ile soruna ilişkin düşünce tavrını inkara meydan bırakmayacak şekilde aleni olarak ortaya koyuyor.
Kapalı kapılar ardında görüşüsede, sonucu boşa çıkarılmış olsada Çözüm Süreci insanların rahat nefes aldığı,faili meçhullerin son bulduğu,sabah akşam arkalarına bakmadan evlerine rahatça girip-çıktığı,çatışmanın bittiği,kanın akmadığı,geleceğe dönük umutların yeşerdi bir dönemdi.
Çözüm Sürecine bile karşı çıkan,yaşanan süreçten dolayı AKP'yi görüşmelerden dolayı ihanet ile eleştirip şuçlayan CHP çözüm için ne diyor,neyi öneriyor?Koca bir hiç,kısaca Urfa'lıların deyimi ile CHP "Eski tas,eski hamam".
Ülke gerçeklerini üstünü örterek,sadece oy kaygısı ile soruna bakmak,sorunu ötelemekten başka bir işe yaramıyor.Bunun artık herkes tarafından ama,fakat demeden anlaşılması gerekiyor. Çözüm için birşey üretmeden beklemek,gelişmeleri izlemek kayıplarla dolu geçen yüzyılın tekrarından başka bir anlamı olmadığı artık görülmelidir.
Şunu herkes bilmelidir,Kürd'ler çaresiz değildir.Son seçime kadar sağ ve solda bölünerek,kapalı kapılar ardında yapılan vaatlerle kaldırılıp hep oyalandılar.Kendi aralarında birlik olmamaları için çeşitli provakatif eylemler ile (cinayetler dahil) bölünmeleri sağlandı,aralarına düşmanlık tohumları edilmek istendi.Örgüt yada kişisel çıkarlar her zaman ulusal çıkarların önünde oldu.
Seçimlerde sağa ve sola bölündükleri için de hep baraj sorunu ile uğraştılar,yada % 10 barajı asmak ile yetindiler.İktidarlardan "en azından faydalanmak",talerde bulunmak için güçlerinin farkına ne yazıkki son seçime kadar bazı kesimler dışında Kürd'lerin çoğunluğu hala varamadılar.
Umarım bundan sonra seçimlerde,tepki oyları ile değil ortak ilkeler etrafında birlik olunur,partiler ile ortak ilkeler ışığında ittifak kurmak için görüşülür.
Dr. Adnan Güllüoğlu