HDP'nin Millet İttifakı'nın toplantısına çağırılmaması Kürtleri öfkelendirdi. Sakık, Alınak ve Özçelik, Kürtlerde ciddi bir sorgulamanın başladığını söyledi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bir araya gelerek görüştü.
Millet İttifakı'nın geleceğinin ele alındığı buluşmada HDP yer almadı. HDP'nın ittifak içinde yer alınmaması Kürtler de sorgulamaya yol açtı.
Yerel seçimler Millet İttifakı'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu dışındaki büyükşehirlerde gösterilen belediye başkan adaylarına destek veren HDP'nin, ittifakın bir bileşeni yapılmaması sert şekilde eleştiriliyor.
"Bunların Kürt Diye Dertleri Yok"
Yıllardır HDP ve öncülleri partilerde siyaset yapanlardan eski milletvekili Sırrı Sakık, "Bütün ömrümü bu mücadeleye adamış biri olarak konuşuyorum. Konuştuklarım partiyi değil beni bağlar" diyerek Kürtlerdeki sorgulamayı şu sözlerle dile getirdi:
"Çarşıda, pazarda ve sokakta gören herkesin, ‘Durumumuz ne olacak, ne yapacağız' şeklinde sorulara muhatap kalıyorum."
Ülkede derin yoksulluğun ve adaletsizliğin olduğuna buna rağmen bugün bir araya gelen 6 siyasi parti genel başkanlarının farklı şeyler konuşabileceklerini tahmin ettiğini söyleyen Sakık, "Peki bu gelecekte Kürtler ne olacak? Türkiye'nin ötekileri ne olacak? Bunların böyle bir dertleri yok" dedi.
"Görevler Dağıtılıyor"
"İktidarı ve muhalefeti milliyetçi kanatlar yönlendiriyor" diyen Sakık, "Bir Kürt karşıtlığı hatta düşmanlığı hem iktidarda hem de muhalefette var. Bununla bir yere varılmaz. Biri cumhurbaşkanı, biri başbakan bir diğeri de ekonomi bakanı olmak istiyor. Görevler dağıtılıyor. Oysaki HDP olmadan matematiksel olarak dahi hiçbirinin buna gücü yetmiyor. Şunu da herkes bilsin HDP 31 Mart seçimlerinde hiçbir pazarlığa girişmeden demokrasi, adalet ve Türkiye'nin geleceğini birlikte inşa etmek adına iktidarı cezalandırdı" diye konuştu.
HDP'nin attığı olumlu adımlara rağmen şimdi herkesin dönüp bir düşmanlık üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalıştığını iddia eden Sakık, "Siyasette düşmanlık yoktur. Oturulur, sorunlar konuşulur ve çözümü için ortak bir zemin bulmak için uğraşılır" ifadelerin kullandı.
HDP'nin dışlanmasının "Nasıl olsa HDP gelir ve bize oy verir anlayışından kaynaklandığını" savunan Sırrı Sakık, "Onun için sırtlarını dönüyorlar" yorumunu yaptı.
"HDP'nin Oyu 4 Partinin Oyundan Katbekat Fazla"
İYİ Parti ve CHP'nin dışındaki 4 siyasi partinin katbekat oyundan fazla HDP'nin oy potansiyeli olduğunun altını çizen Sakık, şunları söyledi:
"HDP seçmeni bu ülkenin bir parçasıysa oturulup konuşulmalı. Eğer bu yoksa kimse HDP'nin oyları üzerinden hesap kitap yapmasın. Örneğin parlamenter sistemi konuşuyorlar. Peki, hangi parlamenter sistemden söz ediyorsunuz? Eğer dünün parlamenter sisteminden bahsediyorsanız o sistem Kürtlere ve ötekilere bu topraklarda onlarca yıl zulmetti. Bir sistem restorasyonu hiçbir şeyi düzeltmez. Tamamen yeni bir sistemse bundan kastınız nedir? İçinde HDP yok, ötekiler ve sorunları yok, peki bundan bir şey çıkar mı?"
"HDP'yi Yok Hükmünde Sayan Bir Anlayışla Karşı Karşıyayız"
Bir araya gelen 6 siyasi parti liderini kastederek "Sistemden bahsederken anayasal olarak Kürtlerin ve ötekilerin yeri nedir? Bütün kimlik ve inançlara kapılarınız açık mı? Ne düşünüyorsunuz?" diye soran Sırrı Sakık, sözlerini şöyle tamamladı:
"İçerde binlerce, onbinlerce siyasi mahkum var. Önümüzdeki dönem bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bunlar konuşulmadan sonuç alınmaz. Hem Cumhur hem de Millet ittifakları, HDP'yi hafızalardan silip yok etmeye çalışıyor. Kapatma davası bunun bir örneği. Bugün yapılan toplantıyla HDP'yi yok hükmünde sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu ülkenin ırkçı ve milliyetçi kesimleri hem muhalefeti hem de iktidarını tayin ediyor."
"Bu Apaçık Bir Sahtekarlıktık"
Eski Demokrasi Partisi(DEP) Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak ise 6 parti liderinin buluşmasında Türkiye için bir sonuç çıkmayacağı iddiasında.
Millet İttifakı'ndaki parti liderlerinin gündemlerinde "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" olduğunu sistem değiştirilse bile bu anlayışın sürdürülmesiyle siyaseten olumlu bir sonuç alınamayacağını ifade eden Alınak, "Bunlar HDP'yi günahkâr görüyor. HDP'ye yakın durmaktan çekinen bu liderler bir anlamda 30 milyon Kürt'ü yok sayıyor" dedi.
"Kürtleri yok sayacaksın ama öte taraftan da Kürtlerin ağzına bir parmak bal çalarak Kürt meselesini çözeceğim diyeceksin" ifadelerini kullanan Alınak eleştirilerin şöyle dile getirdi:
"Bu apaçık bir sahtekarlıktır. Bunların ne Kürt meselesi çözecek bir projeleri yok. Bırakın Kürtleri Türk halkının bile karşı karşıya bulunduğu sorunları çözecek potansiyelleri yok. Çünkü bunlar düzen partileridir. Bu düzene bekçilik yapmak ve hizmet etmek zorundadırlar. HDP'nin bu toplantıya çağrılmamış olması aslında HDP'nin artısıdır. Yani HDP'yi vitrinde süs olarak da çağırabilirlerdi ve bu daha büyük zarar verirdi."
"Yok Saydıkları İçin Masaya Çağırmadılar"
Eski Siirt Milletvekili Osman Özçelik de Kürtlerin yok sayıldığı bir masada HDP'nin olmaması gerektiğini söyledi.
Bir araya gelen siyasi liderlerin de aynı sistem gibi Kürtlerin dilini, kültürünü ve tarihini yok saydığını savunarak "Böyle düşündükleri için masaya çağırmıyorlar" yorumunu yaptı.
"Asimilasyon ve yok etme politikaları bütün siyasi partilere kiminde çok kiminde az bir şekilde yansıdığını" savunan Özçelik, "Kürtler olmadan ve demokratik hakları tanınmadan bu ülkede demokrasi olmaz. Bu sorun çözülmeden Türkiye'nin rahat yüzü görmeyeceği artık görülmelidir. Maalesef resmi ideoloji de ısrar ülkeyi bu hale getiriyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Kürtler Olmadan Bir Yere Varılmayacağını Görsünler"
Özçelik'e göre Kürtleri dışlayan bir anlayışın siyasetin istediği sonucu elde etmesi çok güç. Özçelik bu durumu şu sözlerle anlattı:
"Yani bile bile giderek otoriteleşen başkanlık sistemini değiştirip gerçekten demokratik parlamenter sisteme geçilmek isteniyorsa kendi oylarının toplamının buna yetmeyeceğini bilmelerine rağmen Kürt, sol, liberal ve demokratik güçlerin dışarda bırakılmasıyla bir yere varılamayacağının görülmesi gerekir."