Ülsen: Kürt meselesi hakkaniyet temelinde çözülür!

Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, DEVA Partisi Kürt meselesini hal ve çözümü için, güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, her türlü talebin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek adım atılmasını öncelemektedir” dedi.

18.08.2020, Sal - 08:35

Ülsen: Kürt meselesi hakkaniyet temelinde çözülür!
Haberi Paylaş

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ülsen, Kürt meselesi sadece Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinin belirlenmesinde değil bütün meselelerin temelinde yatan yadsınamaz bir gerçektir. Sayın Abdullah Gül birkaç yıl önce iktidarı Kürt Meselesi konusunda, “Sorun, kendi iç meselemiz iken aklıselim bir şekilde oturup konuşalım, bir an önce bu meseleye bir çözüm bulalım” sözleri ile uyarmıştı. Fakat sonrasında atılan adımlar, yapılan yanlışlıklar ve izlenen politikalar maalesef sorunu “bizim” olmaktan çıkarıp bölgesel bir sorunun parçası kılmıştır. Uyarılar dikkate alınsaydı belki de çözülmüş ve geride bırakılmış bir sorunu konuşuyor olacaktık. Bu konuda yapılacak en önemli çaba, sorunu kendi iç meselemiz olduğuna ve hakkaniyet temelinde bütün tarafları çözüme ikna etmektir. Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksikliklerinden başlayarak iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonucun altında Kürt meselesindeki çözümsüzlüğü bulabilirsiniz. Kürt meselesi demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir.

DEVA Partisi Kürt meselesini, güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, her türlü talebin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek bu meselenin hal ve çözümü için adım atılmasını öncelemektedir. “Kürt meselesi nasıl çözülür” sorusuna verilecek birçok cevap var. Ama öncelikle vatandaşlık tanımından başlamak gerekir. Füsun Üstel’in tespit ettiği üzere Türkiye’de kültürel vatandaşlık anlayışının egemen olduğu “militan bir vatandaşlık” hali söz konusudur. Bunun değişmesi ve sivil vatandaşlık tanımında buluşmak gerektiğini düşünüyorum. Burada önemli olan meselenin çözümüne dair bu iradenin gösterilmesi ve iradenin sürekliliğine dair başta yasal koşullar olmak üzere bütün koşulların sağlanmasıdır. Bu koşullar sağlandıktan sonra çözümün ortak akıl ve hakkaniyet çerçevesinde çözülebileceğini düşünüyorum.dedi.

Anadilde Eğitim Meselesi

Anadil ya da anadilde eğitim bir tartışma konusu olmaktan çıkarılması gerektiğini söyleyen Ülsen, Onlarca yıldır yasakçı uygulama ve politikalar ile başta eğitim alanında olmak üzere Kürtçe’nin kamusal alanlardaki kullanımı türlü gerekçelerle engellenmiştir. Bu hususta kesin ifadelerle meseleyi ele almak gerektiğini düşünüyorum. Herkesin anadilde eğitim, sağlık ve devlet bürokrasisinin geri kalanından hizmet alma hakkı vardır, bu hak sadece eğitimle sınırlı değildir, tüm hizmetleri kapsayacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemelerin yasal ve anayasal koruma altına alınması bu açıdan önemlidir. Defacto durumlar yaratılıp iktidarların keyfili uygulamalarından uzak bir yere konumlandırılmalıdır.

İnsan hakları ihlallerine karşı güçlü bir duruş sergilemek ve bu konuda güçlü bir irade ortaya koymak gerekiyor. Ama’sız, “çünkü”süz yapabilir bu. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası “İnsan haklarına saygılı” devlet anlayışını açıkça önceler. Ülkede hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı ve onur kırıcı davranışa maruz kalmasına asla izin vermemekle beraber böylesi durumların yaşanmaması için tüm insanları koruyacak güvenceleri acilen geliştirmek gerekiyor.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve taraf olduğumuz diğer uluslararası sözleşmelerin ihlali iddialarının etkin bir şekilde soruşturulması, masumiyet karinesi, ceza sorumluluğunun şahsiliği, hukuki belirlilik, savunma hakkı, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde adil yargılanma hakkı, silahların eşitliği ilkesi, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi ve itiraz haklarının etkin bir biçimde kullanılması hususunda hiçbir taviz vermeden tüm bu koruma alanlarını teminat altına alınması gerektiğini düşünüyoruz.dedi

Deva Partisi “Ayrılanlar”dan Oluşan Bir Parti Değil

Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, Yeni bir sözü ve hevesi olanların partisi olma iddiası ve tavrındadır. Bu anlamda partinin tabanı ülkenin tüm demokratik unsurlarıdır. Niceliğe dayalı tanımlardan ziyade niteliğin öncelendiği bir yapı var burada. Bunun desteklenmesi ve yüreklendirilmesi gerekiyor. Çünkü daha önce hiçbir siyasi partinin cesaret edemediği bir teşkilatlanma çalışması içinde. Daha önce siyaset yapmamış olanların bu çembere dahil edilmesi bir kaliteyi ortaya koyması anlamında önemlidir. Biliyoruz ki bu memleketin sorunlarına duyarlı, kendini yetiştirmiş, vicdanlı ve hakkaniyet sahibi insanların büyük bir kısmı siyasetin “yıpratıcı ve kirli dünyasından” uzak duruyor. Bunda siyasal iktidarın neden olduğu ayrıştırıcı, provoke dilin payı çoktur. Tam bu notada DEVA Partisi bir şeyler yapmak isteyip uygun bir alan bulamayanlara önemli bir alan açıyor. Bu çok kıymetli bir şeydir. Bununla beraber, zamanında farklı siyasi partilerde görev almış, çalışmış veya sadece oy vermiş olanlara da kapısını her daim açık tutmasının nedeni budur. Bir ayrım yapmadan, hep beraber aynı platformda buluşmak isteyen bir oluşumdur DEVA Partisi. Bunu gerçekleştirmesi Türkiye için büyük bir kazanım olacaktır.

HDP’ye Yönelik Baskılar

Gerek HDP gerekse bahsettiğiniz meselelerden dolayı problem yaşayan diğer toplumsal kesimler için bu olmazsa olmaz bir durumdur. DEVA partisinin birinci önceliği siyasetin bir kutuplaşma aracı olarak değil, bir uzlaşı zemininde yürütülmesi için gösterdiği çaba ve önüne koyduğu vizyondur. Bu temelde yaklaşıldığında bahsettiğiniz sorunların hiçbirinin olmayacağını, ya da en asgari seviyeye ineceğidir. Fakat bunun için öncelikle parti olarak söz söyleme, icra etme ve bu değişiklikleri yapmak için gücü elinde bulundurmak gerekir. Bunun için de iktidar olmak gerekir. Bu sorunun cevabının samimiyeti ancak bu durumda verilebilir. Biz konuşarak değil yaptıklarımızla gündeme gelmek istiyoruz. Ortada bir haksızlık varsa, bu yalnızca HDP ile ilgili değildir. Belki bu durumdan en fazla etkilenen parti onlardır. Fakat unutulmaması gerekir ki, yakın bir zaman önce parti olarak siyaset yapmamamız ve seçimlere girmememiz için AK Parti bir takım yasal düzenlemelere girişti. Yaşanan bu ve benzeri sorunlar ve mağduriyetler git gide hepimizin hayatını etkileyecek bir mecraya doğru sürüklenmektedir. İktidar olma iddiamızın nedeni, tam da budur; yani bu haksızlıkları gidermek, siyaseten tıkanan ülkenin önünü açmaktır.

Babacan Diyarbakır’a Gelecek

Türkiye’deki demokratik hak ve özgürlükler ne yazık ki Kürt meselesinin yarattığı travmadan bağımsız değerlendirilemiyor artık. Kürt meselesi gibi ağır bir meselenin çözülmesi diğer pek çok çözümün de mümkün olacağını gösterir. Bu sorunun çözülmemesi, iktidarların bu mesele üzerinden diğer toplumsal kesimleri marjinalleştirip manipüle etmesini, sorunun güvenlikçi politikasına devredilmesine neden olur. Sorunu özellikle bu yanlış durumdan kurtarmak gerekiyor.

Tarihsel sürece baktığımızda bu konuda yüzleşmekten kaçınma, günden güne bütün toplumsal kesimler için artık kaldırılamayacak bir yükün ortaya çıkmasına neden olmuştur. DEVA Partisinin Kürt Meselesine yaklaşımı tamamen güvenlikçi politikalardan uzak, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınıp korunması üzerine temellenecektir. Bundan dolayı salt mesaj vermek üzerine değil aksine gerçekleşmesi mümkün cevaplarla Genel Başkanımızı Diyarbakır’da görme ihtimalimiz var.

Gazeteduvar
Bu haber toplam: 4546 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:11:35
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x