Türkiye\'de Gülen Hareketi ve AKP İktidarı arasında süren çetin savaşla beraber Cemaatlerin Kurdistan\'da ki rolü tartışma konusu oldu. Cemaat\'ler Kurdistan\'da yıllardır sağladıkları yurt ve okul imkanları sayesinde varlıklarını bugün devam ettirmektedirler. Kürtlerin yoksul kesiminden seçtikleri çocukları orta okul ve lise olmak üzere eğitimlerini üstlenerek zamanla büyük bir kitle haline gelmeyi başardılar. Kürt gençlerini daha sonra İstanbul\'un çeşitli bölgeleri başta olmak üzere Dünya geneline yayarak \' Türk İslam \' savunucusu birer karektere dönüştürüyorlar. Sadece Kurdistan\'da faaliyet gösteren okul ve yurtlar değil Türkiye\'nin bir çok noktasında Kürt gençleri maddi yetersizliklerden dolayı Cemaat yurtlarını tercih etmek zorunda kalıyorlar. Cemaat özellikle Kürtlerin maddi sorunlarını bildiğinden Kürtlere son derece şefkatli yaklaşarak severek devrişmeyi çok kolay bir şekilde yapmaktadır. Cemaatler sadece eğitim değil , Kurdistan\'da bir çok kurum da rol sahibidirler. Özellikle kamu kurum ihaleleri noktasında söz sahibi tek güç olarak göze çarpıyorlar. Kendilerine yakın insanlara verdikleri ihale kapsamında bunun belirli bir karşılığını \'hizmet\' adı altında kendilerine almaktadırlar. Din kisvesi altında büyük bir ekonomik zincir oluşturan bu cemaatler din hizmeti dışında bir çok faaliyet sürdürmekten çekinmiyorlar. Türkiye\'de son zamanlarda patlak veren kaset skandalları Gülen Cemaati\'nin aslında temek olarak dini bir cemaat olmadığının en belirgin ispatıdır. Din Kurdistan\'da olduğu gibi bir çok yerde cemaatlerin halkı , etkileme ve dönüştürmek için kullandığı en büyük araçtır. Sadece Gülen cemaati değil, Süleymancılar da Kurdistan\'da çok yaygın faaliyet sürdürüyor. \' Kuran \' hizmeti adı altında Kürt gençlerini kendi tarih ve kültürlerinden uzak tutarak özellike yurt içerisinde Kürtçe yasaklanması nasıl bir zihniyete sahip olduklarını anlamamız için yeterli bir örnektir. Süleymancılar ve Gülenciler dışında bu iki Cemaat gibi Dünya genelinde yaygın olmayan fakat yerelde ciddi tabanları olan cemaat/tarikatlar var. Menzil tarikatı özellikle büyük bir kısmının Kürt olmasına rağmen Kürt ve Kurdistan hakikatinden bütün müridlerini uzak tutmaktadırlar. Bunlar görünürde bağımsız cemaat/tarikat olarak görünseler bile derin anlamda Türk-İslam zihniyetinin beslediği, desteklediği tarikatlardır. Türk ağabeyleri, Ortadoğu ve Orta Asya\'ya hakimiyet sağlamak derdine düşerken Kürt gencine ise kandırılmış \'ümmet\' algısı yerleştirilmektedir. Cemaat mensubu bir Kürd\'ün ümmetten başka bir derdi bulunmadığı gibi Türk soluna entegre edilmiş bir Kürd\'ün Dünya\'yı kurtarmaktan başka bir derdinin olmaması aynı aklın sinsi uygulamasıdır.
Kürt gençlerini Kürdistan hakikatinden uzak tutan bu cemaatlere karşı mücadele etmek esas görevimiz olmalı. Başkası, Kurdistan topraklarında Kürt gençlerine yatırım yaparak milyon dolarlar harcayıp onları devşirirken bizim bu durumlara seyirci kalmamız çok üzücüdür. Kürtler arasında ciddi mal varlıkları sermayeleri olan insanlar var. Bu insanları Kürt gençlerine yönelik yatırım yapmaları için baskı altına almak gerekir. Kürt gençlerini inançlarını devrişilmeden öğrenmelidirler. Alim olacaklarsa iyi bir alim ama Kürdistan hakikatini okuyarak büyüyen bir alim olmalıdırlar. Cemaat bünyesinde bulunan gençlerle diyalog kurduğunuz zaman Fatih Sultan Mehmet\'ten duygu ve büyük bir aşk ile bahsederken Qazi Mihemmed veya Seyyid Ubeydullah\'ın basit karekterler olduğunu açıkca dile getirirler. Kürt gençlerinin kendi hakikatlerinden böylesine uzak düşürülmelerine , düşmanlaştırılmalarına seyirci kalırsak millet olarak kendimizi heba ederiz.
Kürt zenginlerine düşen görevler çok. Kürt siyasi hareketleri ve partilerine düşen sorumluluklar çoktur. Kürt gençleri maddi imkansızlıklardan dolayı cemaatlerin pençesine atılmamalı. Kürt zenginlerini , Yurt ve Burs konusunda ikna edici toplantılar yapılmalıdır. Kendileri gibi zengin olan Türk veyahut Arapların kendi halklarına yaptıkları yardımları gören Kürt zenginlerinin neden burnu kızarmaz bu konu sosyolojik açıdan değerlendirilmelidir. Milyon dolarlara sahip Kürtler , diğer iş adamlarına göre daha aç gözlü , bencil davranmaktadır. Diyarbakır ve Van arasında orduları besleyecek servete sahip insanlar bulunurken bu insanların 10 öğrenciye burs imkanı sağlamamaları millet olarak ne halde olduğumuza dair en acı gerçeğimizdir.
Kurdistan\'da bulunan köklü Cemaat ve Medreseleri kapsayacak Kürt İslam Konferansı düzenlenmelidir. Kürt cemaatler maddi olarak desteklenip Kurdistan\'dan çıkarak Dünya\'ya açılmalıdır. Kürtler başkalarının etkisi altında kalmadan hem kimliklerini hemde islamı yaşamalıdırlar. Özellikle cemaatler hedef olarak Kürt kızlarını seçip Kürt kızlarını \'cemaat ablası\' yaparak sonra Cemaat içerisinde evlendirerek kendi milletine düşmanlaştırıyorlar. Kürtler millet olarak bu açıkları kapatmazsa binlerce gencimizi bu şekilde devşirmeye devam edeceklerdir. Kürt gençleri kendi kimliklerine ve ülkelerine \'öcü\' olarak bakıyorsa oturup düşüneceğiz ve nerede hata yaptığımızı tartışacağız. 200 yıllık eğitim geçmişi olan Kürt medreseler artık kendilerine çeki düzen vermeli \' El, etek öpme \' merasimleri dışında vizyonist olmanın yolunu bulmalıdırlar.
Kürt gençlerini Devlet yurtları veyahut Cemaat yurtlarına kaptırmadan Kürtler bir bütün olarakn eksikliklerini gidermelidir. Kürtlerin belirli başlı eksiklikleri giderecek güçte olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Çocuk yaşta cemaatlere kaptırılan gençlerin sonradan dönüşümü hiç kolay olmuyor. 30 yaşından sonra Kürdistan hakikati ile tanışan bir Kürt ile 12 yaşında Kürdistan hakikati ile tanışıp büyüyen bir Kürt arasında dağlar kadar fark vardır. Çok geçmeden tek vücut olarak bu sorunları her platforumda sık sık gündeme getirmeli ve tartışmalıyız.
Kürt Milleti olarak sorunları aşamazsak zamanla başka milletlere dönüşürüz. Kürt kimliği yüzeysel bir kimlik olarak varlığını sürdürür
