'' DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan Öcalan'ın yapacağı çağrıda "Çanakkale Ruhu"na uygun bir mesaj" vereceğinden söz ediyor. Çanakkale ruhu da tutmazsa ulusal hakları savunmak ilkel milliyetçilik sayılıp "Emperyalizme karşı ruh" kullanılacak. ''
Türkiye'de en kutsal sayılan demokrasi, barış gibi kavramlar söz konusu Kürd'ler ve sorunları olduğunda içi boşaltılarak kullanılıyor.
Günümüzde bu kavramların yanında kardeşlik te farklı anlamlar yüklenerek kullanılan kavramlardan birisi.
Kardeş aynı anne ve babadan olup kan bağı olanlara denir. Anne yada babası farklı olanlara da üvey kardeş denir.
Kardeş olanların ortak gen yapıları vardır. Genetik yapıları incelendiğinde kardeş olanlar bilimsel olarak ta saptamak artık mümkün.
Ancak öz kardeşlerimizin dışında hepimizin farklı etnik yapıdan kardeş kadar sevdiğimiz dostları olabilir. Birey olarak kendimize yakın bulduğumuz bir halkı kardeş görebiliriz. Bu bireysel bir tercihtir ve halkların da kardeş olduğu anlamına gelmez. İnsanları etnik yapılarına göre değerlendirmediğim gibi aradaki farklılıkların zenginlik olduğuna inananlardanım.
Ancak bir ülkede hakları elinden alınmış, ezilen bir halk varsa halkların kardeş olduğunu savunmak sadece asimilasyon amaçlıdır ve göz boyamak dışında başka bir anlamı yoktur.
Türkiye'de varlığı bile inkar edilen için eskiden sol ve dindar kesimin kullandığı "Hepimiz kardeşiz” söylemini Ortadoğu'da değişen şartlardan sonra Bahçeli'de kullanmaya başladı.
Değişen dünya ile birlikte "Kart-Kurt" ile başlayan tarih, inkar ve asimilasyon politikasının bir yüzyıl daha devam ettirmenin artık mümkün olmadığını anlaşılınca
"Hepimiz kardeşiz" söylemi devreye konuldu. İnkâr ve zorla asimile etmek yerine "Kürdler bu ülkede her şey olabilir" anlayışı dillendirildi.
Bu gün olduğu gibi Kürdlere ihtiyaç duyulduğunda eşitlik anlamında vaatler yapıldı ama sonra hepsi unutuldu.
Kürdlerin siyasi talepleri irtica, feodal ve emperyalizm ile işbirliği olarak değerlendirilip acımasızca bastırıldı. Sonunda gelin yer "Türkiye'de Kürd her şey olabilir ama Kürd olamaz."
Türk ve Kürd kardeştir söylemi ile ulusal haklar bireysel haklara indirgenerek tekçilik ve asimilasyon üzerine kurulu düzenin bir yüzyıl daha sürdürülmek isteniyor.
Tekçiliği esas alan partilerin "Kız alıp vermişiz, Aynı ümmetteniz, hepimiz kardeşiz" gibi anlamsız söylemleri de Kürdlerin ulusal talebelerinin üstünü örtme çabasından başka bir şey değil.
Ortada halklarından mahrum bir halk varsa, haklarını talep ettiğinde beka sorunu olarak değerlendiriliyorsa "Hepimiz kardeşiz" söylemi yalandır. Bu söyleme ancak "Stockholm" sendromu olanlar inanır.
Kendi iradesi dışında ülkesi 4 parçaya bölünmüş bir halkına anadili TBMM'de bile bilinmeyen bir dil olarak tutanaklara geçiyorsa, ulusal talebi olanlar "Bölücü" sayılıyorsa nasıl kardeş olunur?
Kardeşiz denilen bir halkı eşit görmek, haklarına saygı göstermek yerine, beka sorunu diyerek haklarından mahrum bırakmak riyakarlık değil mi?
Kürd soruna çözüm getirmek yerine kardeşlik söylemine ilave olarak ortak ruh yaratma çabası başladı.
Öcalan yarım asırdır verilen silahlı mücadeleyi Newroz mesajında Süleyman Şah türbesinin 2015 yılında IŞİD’in denetimine geçen bölgesinden PKK'nin denetiminde olan bölgeye taşınmasına işaret ederek yapılan işbirliğine "Eşme Ruhu" diyerek noktalamıştı. Anlaşılan on yıl önceki Eşme'de ki ruhu yetmemiş. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan Öcalan'ın yapacağı çağrıda "Çanakkale Ruhu"na uygun bir mesaj" vereceğinden söz ediyor. Çanakkale ruhu da tutmazsa ulusal hakları savunmak ilkel milliyetçilik sayılıp "Emperyalizme karşı ruh" kullanılacak.
Her ruh çağırma seansları sonrası, her zaman olduğu gibi söylendiği gibi "Kürd yeniden nöbete" gönderildi.
İkinci bir yüzyıl için yaratılmak istenen bir ruh varsa bu ne Malazgirt, ne Çanakkale, ne de Eşme ruhudur. Kürdler için yüz yıl önce ülkelerinin istemleri dışında dörde bölünmesine neden olan Skyes Picot Anlaşması'nın hala ortada dolanan ruhu ve bu antlaşmanın ruhuna dört devletin sahip çıkmasıdır.
Öcalan'ın yapacağı açıklamadan bir beklentim olmadığı gibi merakta etmiyorum. Bahçeli’nin çağrısına vereceği yanıt en fazla daha önce söylediklerini farklı cümlelerle tekrarı olabilir, bu kadar.
Yüz yılda dünya değişti, Ortadoğu değişiyor ama Türkiye'de tekçi anlayış değişmiyor.
Bahçeli'nin kimilerinin süreç dediği şartlı tahliye önerisi davulu Kürd halkının boynuna asıp birlikte Ölürüm Türkiyem türküsünü söylemektir. Öcalan'ın çeşitli anlamlar yüklenerek beklenen açıklamasını ruhlarla izah etmeden önce yanıtlanmasını gereken soru Türkiye gerçekten PKK'nin silah bırakmasını istiyor mu?
A.Güllüoğlu