Türk devletinin tanımladığı "Terörsüz Türkiye"; Kürtlerin, "Ulus devlet, federasyon, idari özerklik, kültürel haklar vs. istemiyoruz!" dediği ortamdır.
İmralı, İmralı heyeti, DEM Partinin önemli bir yönetici kesimi, MHP, AKP, CHP başta olmak üzere resmi ideolojiyi savunan bilumum Kemalistlerin, Türk islamistlerin, Türk solcuları ile sağcılarının, ergenekoncuları vs. bu istemde mutabıktırlar...
Bu mutabakatın sahadaki baş aktörlerinden Sırrı Süreyya Önder vefat edince, bu mutabakatın tamamı Atatürk Kültür Merkezi(AKM)'ndeki cenaze merasiminde görkemli yan yana, iç içe ve baş başa aynı safta durdu!
Ortakça ölünün arkasına dizilip, sözde Kürtler adına ve Kürtler için, "Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim ki, hiç bir talep ve pazarlık yoktur!" diyeni bu karşılıksız "barışın elçisi" diye lanse edip kutsayarak, taleplerinden vazgeçmeyen Kürtlerin başına, ittifak halinde kalkıp, çaldılar!
Bu ittifaka, mesajları ile önemli Kürt Partileri de bilinçli, bilinçsiz farklı amaçlarla dahil oldu...
Kürtlere statü, kültürel haklar, onurlu bir barış ve gelecek talep edenler, bu ittifakın dahil olduğu karanlık "istemeyiz" kişisini sembolleştirdiği siyasi cenaze törenini kabul etmediği için, linç edilmeye kalkışını teşhir edince de "Vay sizin cenazeye, ölüye saygınız yok mu? " diyerek duyguyu da silah olarak kullanmaktan geri durmadılar...
Daha Sırrı'nın cenazesi yerde iken, sırlar çözülmeye başlandı. "Cumhuriyet ve Atatürk şiiri senaristi."
Doğu Perinçek görüşmecisi, istihbaratın "bilge" kişisi, Devlet Bahçeli'nin "siyasetin ehli" dediği Türk Meclisinin meclis başkan yardımcısı, DEM'in "barış güvercini", İmralı görüşmelerinin değişmez müdavimi, Cumhurun "Terörsüz Türkiye'nin neferi ve kıvrak zekası", Öcalan'ın "Türkmen Kültürünün DNA'sı büyük sanatçı ve siyaset aklı!" diyen sözlerinin bir kalemde süzülürcesine dökülmeye başlandığının sırını çözmek gerekmez mi? .
Ne büyük ittifak!!
Ne büyük iltifat!
Anlayacağınız böylesi görülmedi.
Ne kadar çelişkisiz bir Türkiye ve savaşlı bir dünya!
Bu kadar yittim, yetim ve yıkım neden?
Anlayacağınız, dünya kurallarını, hukukunu haklarını bir tarafa bırakıp, çorak ve tekçi resmi ideolojinin 'güllük - gülistanlık bir Türklük sözleşmesinde birleşelim" diyen yüz yıllık söylemlerini görmemek neden?
Bu sır mıydı?
Gözüne, ufkuna perde inmeyen, düşmeyen, düşürülmeyen her normal insan, aleni olan bu durumu çok net görmesi gerekmez miydi?!.
Peki insanlığın, bu Türklük Sözleşmesine dahil olmak istemeyen, dünyanın diğer ezici kesimi, yüz yıldır neden lanetli kıldı, şeytanlaştırdı?
Onlar, 'Kürtlerin ve her milletin kendini; statüsü ve özgürlüğü ile yaşama - yaşatma hakki var' dediği için!
İnanın ki bu durumda, "şeytan bunlardan daha iyi melek!" dememek zor şey!!..
Biliyoruz ki, terör yaşama hakki dahil, tüm hakların gaspı üzerinde şekillenir.
Hakları ve varlığı inkar edilen mazlum Kürt ulusunu, "terör" modunda değerlendirip, esas terörü yayanı, yaşatanı, onunla aynı lafzı kullananları görmek mühim!
Bunu görmeden hiç bir şey olunmuyor. Olsa olsa terörün elinde maşa olunuyor!