Duydunuz mu? Kahraman Türk devleti 53 gündür ablukaya alıp, Tank, Top, yoğun Helikopter bombardımanı desteğinde 10.000 kişilik Mavi Bereli, Bordo Bereli özel kuvvetlere mensup Asker, özel harekat Polisleri, JITEM’in evrimleşmiş, güncelleştirilmiş hali IŞİD barbarlarından oluşan özel Esadullah Timleri, Medya denilen özel psikolojik harekat tetikçileriyle birlikte Cizre’de hendek ve barikatlarda direnen 13 ile 18 yaşındaki Kürd çocuklarına karşı zafer kazanmış ve nihayet Bayrak çekmişler (Bugünkü Milliyetin manşeti!, makaleme başlık olarak kullandım.). 53 gün sonra nihayet Cizre’yi feth ettiklerini bugün resmen ilan ettiler. )
Ne büyük bir zafer!
Kendisini Padişah sanan Tayyip Erdoğan’a tıpkı İstanbul Fethi gibi bir “zafer” gerekiyordu. Tarihçilere göre Constantinopolis 52 gün Barbar Osmanlının kuşatması altında direnmiş ve 53. gün şehir düşürülmüş. Fetih diye övündükleri şey Constantinopolisin yakılıp, yıkılması ve yağmalanması olmuş, şehrin sahibi olan Hristiyanlar kadın- erkek, yaşlı, genç ve çocuklar barbar Osmanlının kılıcından geçirilmiş, kalanlarda cariye ve köle olarak kullanılmıştı. Fetih dedikleri bu ilhak, işgal ve yağma Osmanlının Viyana kapılarına kadar olan bölgeyi işgal etmesinin kapısını açmıştı.
Türk devletinin yeni Osmanlıcı hayalleri kuran Erdoğan’ın böyle bir “zafer” ihtiyacı vardı. Barbar ecdadının Constantinopolisi fethini çağrıştıran bir kibirle “Piruz zaferi” bile olsa bir zafer gerekiyordu. Esasında tarihi kadim şehir Amed’in Sur ilçesi düşünülmüştü fakat 64. günü yani bugüne kadar bir türlü \"Fetih\" ilan edecek pozisyonu yakalayamadıkları için Cizre’de karar kıldılar.
Bugün Cizira Botan da Kürd çocuklarının Hendek ve Barikat direnişinin de 53. Günü.
Yeni Osmanlıcı barbarların Cizira Botan kuşatmasında tam tamına Constansinopolisin fethindeki gün ile uyumlu.
O zaman tez elden Fetih ilan edile! diye emir buyurmuş..
Ve tetikçi Medyanın başını çeken Milliyet de aynen Cizira Botan da direğe Bayrak çekilmiş fotosu eşliğinde manşeti patlatmış.
Ve Bayrak çekildi! diye.
Ne diyelim, Kürd çocuklarına karşı kazandığınız Piruz zaferiniz kutlu olsun.
Ama tarihte çokça yaşadığınız yenilgilerin en katmerlisini yaşatmakta Kürd ulusunun boynunun borcu olsun.
Çokça övündükleri o tarihlerinin en haşmetli zamanlarında bile ne büyük yenilgiler yaşadıkları tarih sayfalarında hala yerini koruyor sadece birkaç örneği okuyucularla paylaşmak isterim. http://www.navipedi.com/nasil-tarih/osmanli-devletinin-en-agir-yenilgileri/
Albulena Savaşi; 2 Eylül 1457 tarihinde Arnavut İskender Paşa 10.000 kişilik ordusu ile 80.000 kişilik Osmanlı ordusuna saldırıp 30.000 Osmanlıyı öldürüp yenmişti. Racova savaşi; 10 ocak 1475, 140.000 kişilik bir orduyla Boğdan’ı ele geçirmek isteyen Osmanlı Ordusu Hadım Süleyman Paşa’nın önderliğinde şu an Romanya’da bulunan Vaslui şehrinin önlerine geldi. Akkerman Kalesi’nde verilen savaşı 50.000’e yakın ordusu olan Boğdan kazandı Urmiye Muharebesi (9 Eylül 1605) : Osmanlı Devleti, Batı İran’ı ele geçirmişti ve İranlılar Osmanlı’ya saldırmak için uygun bir zaman kolluyorlardı. Bunu gerçekleştirdikten sonra 100.000 kişilik bir Osmanlı Ordusu, İran’a gönderildi. Ancak 62.000 kişilik bir Safevi ordusu savaşı kazandı. Osmanlı 50.000 yeniçeriyi bu savaşta kaybetti. Salankamen Savaşı (15 Ağustos 1691): Belgrad yakınlarındaki Slankamen’de gerçekleştirilen savaşta 50.000 kişilik bir Kutsal Cermen Ordusu ile Köprülü Fazıl Mustafa Paşa önderliğindeki 80.000 kişilik Osmanlı Devleti ordusu karşılaşmıştır. Osmanlı Ordusu bu savaşta yenilmiş, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa da hayatını kaybetmiştir. Yuvaniça Savaşı (16 Ekim 1694): 3.000 kişilik bir Litvanya – Polonya birliği, 12.000 kişilik Türk – Tatar (Kırım) ordusuna karşı zafer kazanmıştır. Zenta Muhaberesi (11 Eylül 1697): Osmanlı Ordusu’nun yaptığı büyük strateji hatası dolayısıyla kaybettiği bir savaştı. 100.000 kişilik bir yeniçeri ordusu, 40.000 kişilik bir Kutsal Cermen Ordusu’na karşı yenilmiştir. Ancak bu savaşın kaybında en büyük neden Osmanlı Ordusu’nun köprü üzerinden geçerken hazır bekleyen Cermen Ordusu’nun saldırısına uğramasıdır. Aspindza Savaşı (20 Nisan 1770): Gürcistan Krallığı’nın ordusu Kral İkinci Erekle’nin yönetiminde 7.000 kişilik bir kuvvetle, Osmanlı Ordusu ise Gola Paşa’nın yönetiminde 40.000 kişilik bir kuvvetle bu savaşa girdi. Gürcistan Krallığı kazandı. Osmanlı Devleti 24.000 kayıp verdi. Larga Savaşı (7 Haziran 1770): Rus – Osmanlı Savaşları’ndan biri olan bu savaşta sayı üstünlüğü olmasa da silah üstünlüğü Ruslar’daydı. 113 top ile Ruslar’ın katıldığı bu savaşa Osmanlı Devleti 80.000 asker, 33 top ile katıldı. Rusların sayısı ise 38.000 kadardı. Savaşı Ruslar kazandı. Kartal Ovası Savaşı (1 Ağustos 1770): Osmanlı Devleti’nin 175.000 kişi ile katıldığı bu muharebe yine silah üstünlüğünün Ruslar’da olması nedeniyle kaybedildi. Ruslar’ın sayısı bu savaşta 35.000’di. Boze Muharebesi (22 Eylül 1789): Avusturya-Macaristan İmaparatorluğu’nun, Rusya ile ittifak yapıp Osmanlı Devleti’ne saldırdığı bir savaştır. İttifakın 25.000 kişinin katıldığı savaşa, Osmanlı Devleti 100.000 kişilik bir güçle cevap vermiştir. Ancak silah üstünlüğü olan Avusturya-Macaristan ve Rusya savaşı kazanmıştır.
