ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, 24 Mart Pazartesi günü, Rûdaw muhabiri Diyar Kurda’nın Haşdi Şabi hakkında yönelttiği soruya verdiği yanıtta, “Irak'ın egemenliğini güçlendirmek için, Irak hükümetinin kendi sınırları içerisindeki tüm güvenlik güçleri üzerinde, Haşdi Şabi dahil, komuta ve kontrol sahibi olduğundan emin olması gerekir,” dedi.
Bruce, söz konusu güçlerin İran'a değil, anayasal olarak Irak Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı olan Irak Başbakanı'na bağlı olması gerektiğini vurguladı.
ABD’li sözcü, Haşdi Şabi içerisindeki bazı grupların İran’a olan bağlılıklarını ve aralarında “terörist” olarak tanımlanan unsurların da bulunduğunu belirterek, bu yapıların Irak’taki şiddet ve istikrarsızlık faaliyetlerinde rol almasından dolayı endişe duyduklarını ifade etti.
Bruce açıklamasında, "Irak hükümetinden sürekli olarak bu grupları kontrol etmesini ve Irak yasalarını ihlal ettiklerinde hesap vermelerini sağlamasını istiyoruz," diyerek, bu konuda Washington’un tutumunun net olduğunu kaydetti.
Ayrıca, Başkan Donald Trump için Amerikan personelinin güvenliğinin en öncelikli mesele olduğunu, ABD’nin çıkarlarını korumak için gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceğini belirtti.
Irak Parlamentosu’nda yeni yasa tasarısı
Irak Parlamentosu, 24 Mart 2025 tarihinde Haşdi Şabi hakkında yeni bir yasa tasarısının ilk okumasını gerçekleştirdi. Tasarının yeni ismi “Haşdi Şabi Kurumu Yasası” olarak belirlendi. Daha önce benzer bir yasa tasarısı “Haşdi Şabi Mücahitlerinin Hizmet ve Emeklilik Yasası” adıyla gündeme gelmiş, ancak oylamaya sunulmadan geri çekilmişti.
Yeni tasarıda, Haşdi Şabi’nin Irak Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası olduğu açıkça belirtilirken, personelin herhangi bir partiye veya siyasi faaliyete dahil olmasının yasaklanması öngörülüyor. Ayrıca, Haşdi Şabi Kurumu’nun mali işlemleri Irak Mali Denetim Divanı tarafından denetlenecek.
Yasa tasarısı, 25 Şubat 2025 tarihinde Irak Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmış ve önceki tasarının geri çekilmesi sonrası gündeme gelmişti. Tasarının nihai olarak ne yönde şekilleneceği ve parlamentoda nasıl bir kabul süreci geçireceği ise belirsizliğini koruyor.
