ABD ve Almanya, Rusya’dan Avrupa’ya uzanan Kuzey Akım 2 boru hattı projesinin tamamlanmasına izin verilmesi için anlaştı
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ABD ziyaretinin ardından gelen anlaşma ile ABD ve Almanya, Rusya'nın Kuzey Akım 2 boru hattını siyasi bir silah olarak kullanma girişimine karşı koyma taahhüdünde bulundu.
ABD ve Almanya tarafından yapılan ortak açıklamada, "ABD ve Almanya, yaptırımlar ve diğer araçlarla maliyetler yükleyerek Rusya'yı saldırganlığı ve kötü niyetli faaliyetlerinden sorumlu tutma kararlılığında birleşiyor." ifadesi kullanıldı.
Rusya'nın enerjiyi bir silah olarak kullanması veya Ukrayna'ya yönelik daha fazla eylemde bulunmaya teşebbüs etmesi halinde Almanya'nın ulusal düzeyde harekete geçeceği belirtilen açıklamada, Rusya'nın enerji sektöründe Avrupa'ya ihracat kapasitesini sınırlamak için yaptırımların uygulanması da dahil Avrupa düzeyinde etkili önlemler için baskı yapılacağı kaydedildi.
Açıklamada, söz konusu taahhüdün, Rusya'nın enerjiyi bir silah olarak kullanarak agresif siyasi amaçlara ulaşmak için Kuzey Akım 2 dahil hiçbir boru hattını kötüye kullanmamasını sağlamak için hazırlandığı aktarıldı.
Ukrayna ile Orta ve Doğu Avrupa'nın enerji güvenliğinin desteklendiğine işaret edilen açıklamada, ABD ve Almanya'nın Ukrayna'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi için 1 milyar dolarlık bir fonu destekleme taahhüdünde bulunduğu ve ilk olarak Almanya'nın 175 milyon dolarlık hibe sağlayacağı belirtildi.
Açıklamada, Almanya'nın özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında Ukrayna ile ikili enerji projelerini desteklemeye devam edeceğinin altı çizildi.
ABD ve Almanya'nın Üç Deniz İnisiyatifi ile Orta ve Doğu Avrupa'da altyapı bağlantılarıyla enerji güvenliğini güçlendirme çabalarını desteklediği belirtilen açıklamada, Almanya'nın inisiyatif ile olan ilişkisini genişletmeyi taahhüt ettiği ve 2027'ye kadar girişim için 1,7 milyar dolarlık Avrupa Birliği (AB) fonuna katkıda bulunmaya yardımcı olacağı belirtildi.
Kuzey Akım 2 projesi
Toplam maliyeti 10 milyar avro civarında olması beklenen Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküplük Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyor.
ABD, Ukrayna, Polonya ile Baltık ülkelerinin inşasına karşı çıktığı projenin ortakları arasında proje sahibi Gazprom'un yanı sıra Shell, OMV, Engie, Uniper ve Wintershall gibi şirketler yer alıyor.
Projeye karşı çıkan ülkeler, Kuzey Akım 2'nin Avrupa ülkelerinin Rusya'ya bağımlılığını artırmaya çalıştığını öne sürüyor.
1 Nisan'da yapılan açıklamada, Rus enerji şirketi Gazprom'un, Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Projesi'nin yüzde 95'ine denk gelen 2 bin 339 kilometrelik boru döşeme işini tamamladığı bildirilmişti.
ABD yönetimi, mayıs ayında Kuzey Akım 2 boru hattı projesini inşa eden Alman "Nord Stream 2 AG" şirketi ve şirketin CEO'su Mathias Warnig'in projeye yönelik uygulanan yaptırımlardan muaf tutulduğunu açıklamıştı.
Almanya’da, ABD ile anlaşmaya varılması memnuniyetle karşılandı
Almanya ile ABD’nin, Rus gazını Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya taşıyacak Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin tamamlanmasına izin veren anlaşmaya varmaları, ülkede memnuniyetle karşılandı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Twitter’dan yaptığı açıklamada, Kuzey Akım 2 konusunda ABD ile yapıcı bir çözüm bulduklarından dolayı rahatladığını belirtti.
Maas, Ukrayna’yı yeşil enerji sektörünün inşa edilmesi için destekleyeceklerini ve gelecek 10 yılda Ukrayna üzerinden gaz geçişinin güvence altına alınması amacıyla çaba sarf edeceklerini kaydetti.
Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Başbakanı Manuel Schwesig de anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Eyalet hükümeti bu boru hattının her zaman arkasında olmuştur.” dedi.
Yenilenebilir enerjiye geçişte gaza ihtiyaç duyduklarını ifade eden Schwesig, Ukrayna’ya da çevre ve iklimi koruma tedbirleri alması için ek para verilecek olmasından memnuniyet duyduğunu bildirdi.
ABD, yıllardan beri Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ne karşı çıkıyordu.
ABD gibi bu projeye karşı çıkan Polonya, Ukrayna ve Baltık ülkeleri, Kuzey Akım 2'nin Avrupa Birliği’nin (AB) enerji güvenliğini tehlikeye atacağını ve Ukrayna’ya zarar vereceğini savunuyor.