ABD’nin teklifi, diplomatlarca bu hafta Afganistan’da savaşan taraflara sunuldu.
Teklif, kanlı saldırılar düzenleyen ve sayıları yüzlerle ifade edilen militanların serbest bırakılmalarının ardından hem Taliban hem de Afgan hükümetinin birlikte gözetim yapabileceği bir yerleşkeye alınmasını içeriyor.
Diplomatlar, Doha’da mahkumların serbest bırakılması meselesi nedeniyle ertelenen barış müzakerelerini yeniden başlatmaya çalışıyor.
Diğer yandan Kabil hükümeti, ABD ile örgüt arasında üzerinde mutabakat sağlanan 5 bin mahkumun son kısmının serbest bırakılmaması için direniyor.
Mahkumların tamamının serbest bırakılması, örgütün ‘barış’ anlaşması için sunduğu şartların başında geliyor.
Reuters’ın haberine göre ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Büyükelçi Zalmay Halilzad ise çıkmaza giren müzakerelerin devam etmesi için her iki tarafa da baskılarını artırmış durumda.
Halihazırda 400 civarında örgüt mensubu mahkum, Afgan devletinin kontrolü altındaki bölgelerdeki cezaevlerinde tutulmaya devam ediyor.
Batılı müttefikler de bu mahkumların serbest bırakılması konusundaki endişelerini dile getiriyor.
Konuyu değerlendiren Batılı bir diplomat, “ABD’liler ve müttefikleri, en tehlikeli Taliban mensuplarının serbestçe dışarı çıkmasına izin vermenin çılgınca olacağı konusunda hemfikir. Çünkü Afgan güvenlik güçleri onları insanlığa karşı en iğrenç suçları işledikleri için tutuklamıştı” diye konuştu.
Kanlı Saldırıların Sorumluları
Afgan hükümeti, kalan son 400 mahkumun 200’ünün aralarında 2017’de Alman Büyükelçiliği binası da olmak üzere çeşitli diplomatik misyonlar, devlet daireleri, kamusal alanlar ve son yıllarda yapılan ve binlerce sivilin yaşamını yitirdiği büyük saldırıların planlayıcısı ve yöneticisi olmakla suçluyor.
Bazı Afgan hükümet kaynakları, bu mahkumların arasında birçok kanlı saldırının ardında olmakla suçlanan Hakkani örgütünün üst düzey yöneticilerinin de bulunduğunu belirtiyor.
Cuma günü Cumhurbaşkanı Eşref Gani, grubun listesinde yer almayan 500 Taliban örgütü üyesi mahkumun serbest bırakılması talimatını vermişti.
