Japonya’da yaşayan sığınmacı Kürtler, hükümetin kendilerine mülteci statüsü hakkı tanımaması nedeniyle zor bir hayat yaşıyor. Japonya hükümeti, mülteci statüsü tanımadığı sığınmacılara ilişkin düzenlediği yeni yasa ile Kürt sığınmacılar sınır dışı edilme tehditi ile karşı karşıya.
Türkiyeli Kürt Topluluğu imzasıyla bir açıklama yapan Japonya’da yaşayan Kürtler seslerinin duyulmasını istiyor.
Japonya’da yaşayan Kürtlerin tamamına yakını mülteci statüsü elde etmek için sığınma talebinde bulunmasına rağmen, birkaç aileye özel oturum izni ve bazılarına da 6 aylık vizeler dışında kalanlara Göçmen Bürosu tarafından Karihomen belgesi veriliyor.
Karihomen belgesinin, sığınmacılara herhangi bir statü sağlamadığını belirten Kürtler, bu belgeyle herhangi bir sağlık, seyahat ve çalışma hakkından yararlanamadıklarını belirtiyorlar. Karihomen belgesi olan çok sayıda sığınmacı, bazen hapishanelere benzeyen kamplarda tutuluyor.
Japonya siyasi mülteciliği kabul etmemesine rağmen kanunlarına göre iltica başvurusu sonuçlanmamış sığınmacıları sınırdışı edemiyor. Ancak Japonya hükümeti ‘Göç Kontrol ve Mülteci Tanıma Yasası’nda değişikliği gündemine almış durumda. Bu yasanın kabul edilmesi halinde ‘sınırdışı edilmemek’ dışında hiçbir hakka sahip olmayan Kürt sığınmacıların sınır dışı edilmeleri gündeme gelebilir.
Japonya’daki Türkiyeli Kürtler adına yapılan yazılı açıklamada, Kürt ve uluslararası kamuoyundan bu duruma karşı çıkmaları ve kendilerine destek olunması çağrısı yapıldı.
Yazılı bir açıklama yapan Japonya’daki Türkiyeli Kürtler açıklamasında “Şu anda Japonya'da Türkiye'den gelen yaklaşık 2000 civarında Kürt var. Çoğumuz Japonya'da uluslararası sözleşmeler kapsamında mülteci statüsü için başvuru yaptık, ancak şimdiye kadar hiçbirimize mülteci statüsü verilmedi. Düzenli statü verilmeyen ve oturduğu semtin sakini olarak kayıtlı olmayan çok sayıda Kürt, Japoncada KARIHOMEN, yani şartlı tahliye statüsünde yaşamak zorunda kaldık” ifadelerine yer ver verildi.
Japonya hükümetinin Göç Kontrol ve Mülteci Tanıma Yasası’nda değişikliğe gideceğini belirtilen açıklamada, bu yasanın kabul edilmesi halinde zaten zor durumda olan Kürtlerin sınırdışı edilmelerinin gündeme geleceği belirtiliyor.
“Bu süre zarfında, süresiz olarak Japon göçmen olarak gözaltı merkezlerinde alıkonuluyoruz, çalışmamız yasaklanıyor ve il sınırlarını geçme özgürlüğü verilmiyor” denilen açıklamada, “Dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlara sesleniyoruz. Japon hükümetinin acımasız zalim bir Göç Kontrol ve Mülteci Tanıma Yasası’nın kötü niyet ve ırkçı düşüncelerle yapılması istenilen değişikliği durdurmak için lütfen bize katılın, destek verin” çağrısında bulundu.
Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Bizler, Japonya’da yaşayan Türkiyeli Kürt topluluğuz.
Dünyanın dört bir yanında yaşayan Kürtlere, gazetecilere ve Dünyanın vicdanlı halklarına sesleniyoruz.
Bize yapılan baskı ve ayrımcılıktan kaçarak Türkiye’den Japonya’ya geldik. 25 yılı aşkın süredir burada yaşıyoruz, burada doğmuş çocuklarımız da var. Çocukların bazıları liseden veya üniversiteden mezun oldular, Japonya’da büyüdüler ve Japonyada eğitim aldılar.
Şu anda Japonya'da Türkiye'den gelen yaklaşık 2000 civarında Kürt var. Çoğumuz Japonya'da uluslararası sözleşmeler kapsamında mülteci statüsü için başvuru yaptık, ancak şimdiye kadar hiçbirimize mülteci statüsü verilmedi. Düzenli statü verilmeyen ve oturduğu semtin sakini olarak kayıtlı olmayan biz Kürtler, Japoncada KARIHOMEN, yani şartlı tahliye statüsünde yaşamak zorunda kaldık.
Bu süre zarfında, süresiz olarak Japon göçmen olarak gözaltı merkezlerinde alıkonuluyoruz, çalışmamız yasaklanıyor ve il sınırlarını geçme özgürlüğü verilmiyor. Hastalandığımızda ya da yaralandığımızda hastaneye gitmek için sağlık sigortamız bile olmadığı için yüksek sağlık faturaları ödemek zorunda kalıyoruz.
Yine de yıllarca ayakta kalmaya çalıştık. Yoksulluğa, hastalığa katlandık. Türkiye'deki baskı ve ayrımcılığın ardından Japonya göçmen gözaltı merkezlerinde yani kısaca cezaevinde yapılan şiddette bile katlandık. Bugüne kadar birbirimize destek vererek buraya kadar gelebildik. Japon avukatlardan, destek gruplarından ve vicdanlı halklarından aldığımız destek sayesinde tüm zorlukları aşmaya çabaladık.
Ancak şimdi Japonya Adalet Bakanlığı, zaten katı olan Göç Kontrol ve Mülteci Tanıma Yasasını daha da katı hale getirmek için revize etmeye hazırlanıyor. Bu yasa yürürlüğüye girerse uluslararası standartları tamamen gözardı edilmesi ve mülteci talepçilerin sınırdışı edilmelerine izin vermiş olacak. Ayrıca, Japon hükümeti hem ülkesine dönmeyi reddeden mülteci talepçilere hem de mültecilere yardım etmeye çalışan halklara de ceza vermeye hazır. Japon hükümetinin uluslararası sözleşmesini bu tavrın düzeltilmesi için bugüne
kadar BM tarafından defalarca uyarılmıştır. Fakat, ne yazık ki yeni Göçmen Mülteci Yasası'nın meclisten geçme olasılığı yüksek.
Japon hükümeti, Adalet Bakanlığı, Türkiye'deki Kürt insan hakları sorununun çözüldüğünü iddia ederek Türkiye'den gelen hiçbir Kürt halkın mültecilik talebini kabul etmemiştir. Oysa Türkiye'deki Erdoğan rejimi giderek daha diktatör hale geliyor ve Kürtlere ve sivillere yönelik baskı giderek daha şiddetli hale geliyor, bunu da tüm dünyada biliniyor ve SNS yani sosyal ağlar aracılığıyla yayınlanıyor. insanlık suçu işleyen Türkiye rejiminin Kürtlere yaptığı baskıyı görmemezlikten gelmek aynı suça ortak olmaktır, bizler Japonya’da yaşayan Kürtlerin, vicdan sahibi dünya halklarının duyarlı girişimlerde bulunacağına inanıyoruz."
Japonya’da mültecilik talebinin kabul edilmeyip ülkesine geri dönen bazı Kürtler, Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra Türkiye hükümeti tarafından tutuklandı, yargılandı ve hapsedildi. Japonya'da mülteci statüsü reddedilenlerin arasında İsveç, Kanada ve Yeni Zelanda'da mülteci statüsü verilenler olmuştur.
Türkiyeli Kürtlerin Almanya, Kanada, ABD, Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerde mülteci statüsü verildiği ve o ülkelerinde yaşama hakkı verdiğinide biliyoruz.
Kürt halkına yapılan baskıya karşı, dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlara sesleniyoruz:
Japon hükümetinin acımasız zalim bir Göç Kontrol ve Mülteci Tanıma Yasası’nın kötü niyet ve ırkçı düşüncelerle yapılması istenilen değişikliğini durdurmak için lütfen bize katılın, destek verin. Dünyadaki diğer halklar gibi biz kürt halkı olarak insanca yaşama hakkımızı istiyoruz.”