Deutsche Welle’nin haberine göre; Hristiyan Birlik (CSU/CSU) partileri adını konuşan Roderich Kiesewetter, Türkiye'ye yönelik bir saldırı olmadığı ve böyle bir saldırı planlanmadığı için Afrin harekâtının "uluslararası hukuka aykırı” olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Alman hükümetinin tutumunu savunan Kiesewetter, Berlin'in "Türkiye'ye verdiği teçhizat ve tankların modernizasyonu desteğini durdurma” kararının doğru olduğunu ifade etti.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel geçen hafta yaptığı açıklamada, Türkiye'ye satılan tankların modernizasyonu gibi konulardaki kararın yeni kurulacak hükümet tarafından alınacağını belirtmişti. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Kiesewetter, sembolik politikaların sorunu çözmeye yetmeyeceğini belirterek, Türkiye'nin Wfrin harekâtının NATO ve Birleşmiş Milletler bünyesinde ele alınması gerektiğini ifade etti.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Dagmar Freitag da Kiesewetter ile aynı görüşü paylaştığını belirterek, Afrin harekâtının "uluslararası hukuk ile bağdaşmadığını” söyledi. Freitag, Türkiye'nin operasyonunun bölgedeki gerilimi artırma riski taşıdığına işaret etti.
“Afrin'de sivil halk ölüyor ama Başbakan Merkel susuyor”
Türkiye'nin Afrin'e askeri operasyonunun tartışıldığı oturumda konuşan muhalefet partilerinden milletvekilleri ise Ankara'yı kınamalarının yanı sıra yeterince sert tepki göstermediği gerekçesiyle Alman hükümetini eleştirdiler. Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping konuşmasında Afrin harekâtını kınadı ve Alman hükümetinin bu operasyonu kınayan bir açıklama yapmamasına tepki gösterdi.
Kipping, "Türk ordusu Afrin'deki sivil halkı öldürüyor, ama Başbakan Angela Merkel da susuyor” dedi. Alman hükümetine seslenerek, "Sizin suskunluğunuz, Erdoğan'ın önünde diz çökmektir. Bu suskunluğa son verin” diyen Sol Partili politikacı, "Türkiye ile planlanan her türlü askeri işbirliğini durdurun” çağrısı yaptı.
FDP'li vekil: Türkiye'nin argümanı sahte
Sol Parti'nin yanı sıra Yeşiller de Türkiye'ye silah ihracatına son verilmesi için yaptığı çağrıyı yineledi. Yeşiller partisi adına konuşan Katja Keul, "Alman hükümetinden Türkiye'ye her türlü silah ihracatının yasaklanmasını” talep ettiklerini belirtti. Keul, konuşmasında Türkiye'nin Suriye'ye yönelik askeri harekâtının ne kendini savunma olduğunu ne de BM tarafından onaylandığını söyledi. Bunun "uluslararası hukuka aykırı” olduğunu ifade eden Keul, "Alma hükümetinden beklentimiz bunun açık bir şekilde dile getirilmesidir” diye konuştu.
Hür Demokrat Partili (FDP) milletvekili Bijan Djir-Sarai de Türkiye'nin operasyonunu kınadı. Söz konusu operasyonda terörle mücadele etmek yerine "Kürtlerin bu bölgedeki etkisini yok etmek için her türlü yöntemin” kullanıldığını savunan Djir-Sarai, Almanya'nın Türkiye'nin tutumunu "kınamakla yükümlü olduğunu” söyledi.
Türkiye'nin Afrin harekâtının ne NATO ne de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından onaylandığını ifade eden Hür Demokrat Partili politikacı, Türkiye’nin “kendini savunma yönündeki argümanını” hem "sahte” hem de "küstahça” olarak niteledi. Bu çerçevede, hem Alman hükümetinin hem de NATO'nun bu operasyonu kınaması gerektiğini söyledi.
Djir-Sarai, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında yürütülen tam üyelik müzarekelerine de son verilmesini talep etti.
Almanya için Alternatif (AfD) partisi adına konuşan Rüdiger Lucassen da, Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerine son verilmesi gerektiğini söyledi. Lucassen konuşmasında Almanya'nın Türkiye'ye silah ihracatını da eleştirdi.