Bağdat yönetiminin, Kürtlerin anayasadan doğan haklarını ihlal etmemesi için Lordlar, kendi hükümetlerini harekete geçirmeye çalışıyor.
Lordlar; İskoçya ile Galler’i örnek göstererek, Kürdistan Bölgesi’nin Irak Anayasası ve uluslararası toplum tarafından resmi olarak tanındığını belirtiyor.
Rûdaw’a konuşan İşçi Partisi’nden Lord Alf Dubs, “Britanya haritasına bakın, İskoçya ve Galler bölgeleri tüm dünya ve Irak için iyi bir örnek olmalı. Bunlara bakılmalı. Kürdistan Bölgesi tanınmalı. Lordlar arasında işimiz artık, hükümetimizi, insan hakları ihlalleri karşısındaki sessizliğine karşı tavrını eleştirmektir” dedi.
Önümüzdeki günlerde Lordlar ile bazı siyasi şahsiyetlerin, hükümete Kürtlere yönelik daha uygun bir yol seçmesi tavsiyesinde bulunması bekleniyor.
Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Lord David Triesman, “Bu sorunun gündeme gelmesi için çalışma yapılmalı, Lordlar Kamarası’nda temsilcileri olan Dışişleri Bakanlığı’na sorular yöneltilmeli. Ancak Dışişleri Bakanlığı bu konuda çok taraf tutma yanlısı değil” diye konuştu.
Kerkük’ün ele geçirilmesinden sonra kentin Araplaştırılmaya başlandığı haberleri rahatsızlığa yol açtı.
İngiltere’de yaşayan Rekewt Omer isimli Kürt vatandaş, “Kürdistan’ın kalbi olan Kerkük’e bir güç ya da bir Arap’ın girmesi bir şey değiştirmez. Araplara asla teslim olmayız” diyor.
Kerkük olayları konusunda İngiltere’nin önümüzdeki günlerde Kürtler tarafından eleştirilmesine yol açacak gibi görünüyor çünkü İngiliz petrol şirketleri, Bağdat hükümetiyle bu bölgedeki petrol yataklarını birlikte işletme hesabı yapıyor.