Yunanistan, Türkiye’nin sismik araştırma gemisi Oruç Reis’i yeniden Meis adasının yakınlarına göndermesine tepkilerini sürdürüyor. Yunan Skai Radyosu’na konuşan Yunanistan Hükümet Sözcüsü Stelyos Petsas, “Oruç Reis gemisi bölgede var oldukça Türkiye ile istikşafi görüşmeler yapamayız” dedi.
Petsas ayrıca Türkiye’nin Doğu Ege’deki adaların silahsızlandırılması ile ilgili taleplerinin tartışılamayacağını söyledi. Petsas buna gerekçe olarak, Yunan adalarının savunmasının ‘ulusal güvenlik’ konusu olmasını ve savunma hakkının Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesine dayanmasını gösterdi.
"Türkiye'nin Söz Hakkı Olamaz"
Yunanistan Hükümet Sözcüsü, Meis konusunda ise “Bu ada 1947’de Yunanistan ile İtalya arasında yapılan Paris Antlaşması ile Yunanistan’a geçti. Türkiye bu anlaşmada taraf olmadığı için söz hakkı olamaz. Yunanistan casus belli’lerle tehdit edildikçe hiçbir Yunan hükümeti adaların silasızlandırılmasını tartışmaya açamaz” dedi. Petsas ayrıca Yunanistan ile Türkiye arasındaki kıtasahanlığı sorununun çözümüne yönelik görüşmelerden sonuç alınamazsa, tarafların uluslararası mahkemelere başvurması yolundaki önerisini yineledi.
Doğu Akdeniz’de 40 gün süren gerginliğin Almanya’nın girişimleriyle Oruç Reis’in 12 Eylül’de Antalya Limanı’na çekilmesi sonrası Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin yeniden başlayacağı açıklanmıştı. Ancak görüşmelerin başlama tarihinin açıklanması beklenirken, Oruç Reis’in tekrar aynı bölgeye ve Meis adasının 6,5 mil yakınına gönderilmesi sonrası Atina, ‘bu şartlar altında istikşafi görüşmelerin yapılamayacağını’ duyurmuştu.
Almanya'dan Tepki
Türkiye ve Yunanistan arasında arabuluculuk yapan Almanya da, Oruç Reis gemisinin tekrar aynı bölgeye gönderilmesinden rahatsız olduğunu, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Atina’dan sonra gerçekleştireceği açıklanan Ankara ziyaretini iptal etmesiyle gösterdi. Maas, Atina’ya hareket etmeden önce, “Türkiye’nin Meis çevresindeki doğal gaz arama faaliyetlerini durdurmasını” istedi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise AB Konseyi Başkanı Charles Michel’i aradı ve Türkiye’nin ‘hukuk dışı’ olarak nitelendirdiği bu faaliyetlerinin 15-16 Ekim’de yapılacak AB Zirvesi’nde görüşülmesini istedi.
