ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield, Kuzey Suriye’nin istikrarı ve ülkenin geri kalanına model olacak siyasi dönüşümünü sağlayana kadar Suriye’de kalacaklarını açıkladı.
Karar'da yer alan haberde,“Türkiye’nin bu geçiş sürecinde kaygılarını azaltmak için Moskova ile ortak anlayışa sahibiz” diyen ABD’li bakan yardımcısı bu konunun ‘Başkan Trump’ın stratejik kararı’ olduğunu vurguladı.
Washington’dan daha önce Karar’ın manşetten duyurduğu Riyad’a yakınlığı ile bilinen Şarkul Awsat gazetesinin ABD ve DSG arasında askeri, siyasi ve diplomatik alanda 10 maddelik anlaşma iddiasını doğrular nitelikte açıklamalar geldi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Yakın Doğu İlişkileri’nden sorumlu Yardımcı Asistanı David Satterfield, Amerikan Senatosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu’nda düzenlenen “IŞİD sonrası Amerika’nın Suriye Politikası” konulu bir oturumda senatörlere bilgi verdi. Açıklamalarının kendi görüşleri değil ‘Başkan Trump’ın Suriye konusundaku stratejik kararları’ olduğunun altını çizen Satterfield yakın bir zamanda Suriye’yi terk etmeyeceklerini söyledi. ‘Birkaç sebepten dolayı
Suriye’de kalacağız” diyen ABD’li Bakan Yardımcısı bu nedenleri şöyle sıraladı:
* Kritik önemdeki kuzey ve kuzeydoğuya istikrarı getirmek ve yardım yapmak,
* DAİŞ’e karşı savaşan müttefiklerimizi, DSG’yi korumak,
* Siyasi kurumların, Suriye’nin geri kalanı için model olacak şekilde dönüştürülmesine yardım etmek.
* İran’a karşı koymak ve İran’ın Suriye’deki varlığını geliştirmesini engellemek.
DSG’nin ABD’nin de desteği ile Rakka’yı IŞİD’ten geri aldığını hatırlatan Satterfield, şöyle devam etti: “Suriye’nin kuzeyindeki siyasi yapılar, etnomilliyetçi anlamda Kürt değil, çok etnik gruba dayanan şekilde oluşturuluyor. DSG etrafında bir araya gelen Kürtler ve Araplar, nüfusun ve hidrokarbon ve tarım kaynaklarının büyük bir bölümüne sahip. Bunların Suriye’nin geleceğinin bir parçası olmaları gerekiyor. Biz Türkiye hükümeti ve güvenlik güçlerinin PKK ve DSG içindeki unsurlarla arasındaki ilişkiye dair kaygılarını çok iyi anlıyoruz. Bu noktada Dışişleri Bakanı Tillerson’ın ve Rusya’nın da dile getirdiği, Suriye’nin kuzeyinde yaşanacak siyasi geçiş sürecine dair Türkiye’nin kaygılarını azaltma konusunda bir ortak anlayış söz konusu. Türkiye’nin endişe ettiği ve son derece anlaşılabilir olan PKK bağlantısı konusuna ağırlık veriyoruz. Ancak şu anda bu süreç devam ediyor. Dolayısıyla bu konunun bir iki ay içerisinde çözülebileceğini söyleyemiyorum. İyi olan noktaysa Demokratik Suriye Güçleri yönetimi de bunun ciddi bir mesele olduğunun farkında...”
El Kaide ve Suriye uzantılarının oluşturduğu tehlike devam ettiğini belirten Satterfield “Rusya, IŞİD’e karşı savaşın bittiğini duyursa ve öyle farz etse de ABD ve koalisyon ortakları bunu sona ermiş bir mücadele olarak görmemektedir. ABD, IŞİD ile El Kaide’nin topyekün ve kalıcı mağlubiyetini ve yeniden canlanıp geri dönmemelerin sağlamaya bağlıdır” dedi. ABD’nin Suriye’de Esad ile birlikte çalışmayacağını da vurgulayan Bakan Yardımcısı “Suriye halkının kendi yöneticilerini seçeceği güvenilir bir süreç ortaya konana kadar Esad rejimiyle çalışmayacaktır. Bu süreç gerçekleşene kadar ABD ve müttefikleri, ülkenin yeniden inşa çabalarına destek vermeyecektir. BM tarafından denetlenen, Suriyeli mülteci topluluklarının da katıldığı adil bir seçim sürecinden Esad’ın galip çıkacağını düşünemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin yeniden inşası için 200-300 milyar dolar gerektiğine işaret eden Satterfield “Uluslararası toplum bahsettiğim koşullar yani anayasal reform ve BM gözetiminde seçimler yerine getirilmeden bunu sağlamayacağını vaat ediyor. Rejim savaşı kazandığı taldirde kalkınma ve istikrar arayışında olacaktır” diye konuştu.
ABD’nin ve uluslararası toplumun yağacağı her şey, BM gözetimindeki Viyana ve Cenevre süreçlerine dahil edilmelidir. Bu sayede Moksova’nın Soçi üzerinden kontrolü ele almasına karşı denge sğlanacaktır” dedi. Satterfield, “Rusya’nın sürdürdüğü alternatif süreci meşrulaştıramayız ve meşrulaştırmayacağız” diye sözlerini sürdürdü.