Ortadoğu’da doğru olmak ile doğru görülmek

\n\nBu günlerde en çok konuştuğumuz tartıştığımız şey benim gibi insanların inanılmaz derecede duygulandığı Diyarbakır buluşması oldu.

04.12.2013, Çar - 18:22

Ortadoğu’da doğru olmak ile doğru görülmek
Haberi Paylaş

Bu günlerde en çok konuştuğumuz tartıştığımız şey benim gibi insanların inanılmaz derecede duygulandığı Diyarbakır buluşması oldu. Bu gelişme beni Ortadoğu’da ve Ortadoğu’daki siyasal yapılar üzerinde bir daha düşünmeye itti.

Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki bu sadece diktatörler ve zalimlerden değil, onlardan başka ötekilerin o da yetmiyor ötekilerin ötekilerin ötekileri ötekileştirdiği bir coğrafya...

Toplu kabul ya da toplu reddin bireylere gruplara siyasal yapılara egemen olduğu bir coğrafya bu.

Sizin doğru birşeyler söylemeniz veya doğru yerde olmanız yetmiyor. Karşıdakilerin sizi doğru algılaması, doğru görmesi birincil derecede önemli bir şarta dönüşüyor. Böyle keskin ve kalıcılaştırılmış yargılar ne yazık ki değişim ve dönüşümün önünde en büyük engel olarak hala durmakta.

Nitekim Arap Baharı gibi en haklı bir başkaldırı bile toplumların bastırılmış, sindirilmiş, ötekileştirilmiş, dışlanmış öfkesinin kendisini doğru bir zeminde organize edememesi ve kırılmalarla sürdürmesi tüm coğrafyayı bir ateş topuna dönüştürmeyi beraberinde getirdi.

Çünkü yüzyıllardır oluşan sorgulamayan, sorgulatmayan hatta sorgulanmayı veya sorgulamayı ayıp, günah ve ihanetle eş tutan toplumsal yapıların değişim ve dönüşümü doğru bi zeminde acı bir ölüme sebep vermeden devam ettirmesinin mümkün olmadığını hep beraber görmüş olduk.

Bu anlamda Ortadoğu coğrafyasında sadece doğruyu söylemek yetmiyor. Toplumların önyargılarının kırılabilmesi adına gözün ve kulağın da alışması gerekiyor.

Bundan ötürü tüm hamleler bir adım ileri iki adım geri olarak yaşam bulabiliyor. Bu da liderliği önemli kılıyor. Avrupa’da çok özel durumlar haricinde liderliğin çok önemli olmamasının bir diğer göstergesi bu önyargıların büyük acılarla kırılmasındandır. Ortadoğu’da ise ne yazık ki liderlikler farklı zeminler yerine kendi rahatsızlıklarının yaratmış olduğu zeminler üzerinden güçlendikleri için doğru liderlik sürekli karşı hamlelerle boşa çıkarılmaya çalışılmış ya da büyük acılarla boğdurulmuşlardır.

Benim bunları yazmamın nedenlerinden birisi de kendi doğrusunu sanki herkesin doğrusuymuş gibi gören kendi rahatsızlığını herkesin rahatsızlığıymış gibi hayata geçirmeye çalışan yapıların bu gerçekliği görmemeleri ve dolayısıyla kendilerini büyütse bile yarın açısından sönümlemeye tabi olacaklarının farkına varmaları içindir.

Ve en baştaki sözüme dönecek olursak Diyarbakır buluşması kim ne derse desin yüz yıllık Türk kabuğunu paramparça etmiş ve bu niçin bugün sorusunu da boşa çıkarmıştır. Nitekim bu son gelişme de Ak Parti’nin 11 yıl sonra başörtüsünü hayata katmasının ‘niçin bugün?’ sorusuyla karşılaştığı ve bunun boşa çıktığı gibi değerli ve anlamlıdır. Tarihte aradığımız kendi rahatsızlığımız değilse tüm Kürtleri rahatlatan ve önlerini açan tarihi bir adımdır da.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 1868 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:18:48:57
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x