Suriye’de üç yıldır savaşan grupların eksikliğini duymadığı tek konu silah oldu. Bu IŞİD için de geçerli. Peki dünyada sıkı kurallar altında yapılan silah ticareti bu örgütün eline nasıl geçiyor?
Savaş sadece acımasız ve kanlı değil, aynı zamanda pahalı da bir ticaret. ABD’deki Ulusal Öncelikler Projesi adlı sivil toplum kuruluşunun verilerine göre, Amerikan ordusunun IŞİD’e karşı düzenlediği sınırlı askeri operasyonun saatlik maliyeti 312 bin dolar.
Yüksek maliyet ve tedarikinin zorluklarına rağmen Suriye’de iç savaşın başlamasından üç yıl sonra birçok temel ihtiyaç karşılanamazken, isyancı gruplar silahlanma konusunda ise sıkıntı yaşamadı. Suriye, silah ticareti ve kaçakçılığının merkezine dönüşmüş durumda. Ancak bu silahların hangi yollarla ve yöntemlerle Suriye’ye ulaştırıldığını tespit etmenin zor olduğunu ifade eden Barış Araştırmaları Enstitüsü’nden Pieter Wezeman, sözlerini şöyle sürdürüyor:
\"Esad rejimine Rusya’nın silah temin ettiğini görüyoruz. Ayrıca Esad rejiminin bir diğer silah kaynağının İran olduğu da biliniyor. Bir süreliğine Rusya, ağır silahlar, savaş jetleri gibi ekipmanlar göndermeye hazırlık yapıyor gibiydi. Ancak bundan daha sonra geri adım atmış gibi görünüyorlar.\"
Ordu silahları
Farklı isyancı grupların ilk aşamada Suriye ordusunun depoları sayesinde silahlandıkları tahmin ediliyor. Bunların bir kısmı ordudan ayrılan askerlerin yanında götürdüğü silahlar, bir kısmı da depoların bizzat ele geçirilmesiyle elde edilmiş.
Kara borsada stoklanmış silahlar da isyancı grupların işine yaradı. Örneğin Lübnan’da on yıllar süren çatışmalardan arda kalan silahlar bulunuyor. Ayrıca Muammer Kaddafi’nin düşürülmesinden sonra Libya\'da ele geçirilen silahlar da Suriye’deki gruplara ulaştı. Wezeman, ayrıca Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün’ün de kendilerine yakın isyancı gruplara silah desteği verdiğini ifade ediyor.
Ortadoğu’daki silah trafiğiyle ilgili araştırmalar yapan Eliot Higgins de silahların gizli yollarla Suriye’deki gruplara ulaştırıldığına ve çok hızlı el değiştirdiğine dikkat çekiyor. ‘Brown Moses‘ adı altında yazdığı Bellingcat isimli blogunda silahların savaşçıların eline nasıl geçtiğiyle ilgili yaptığı araştırmaları anlatan Higgins, M79 tipi tanksavarların nasıl el değiştirdiği konusunda bilgi veriyor.
Higgins, tanksavar füzelerin büyük olasılıkla 2013 yılında Suudi Arabistan tarafından Hırvatistan’da satın alındığını ve oradan Ürdün’e sevkedildiğini belirtiyor. Ürdün’den de kaçak yollarla Suriye sınırına götürülen ve Özgür Suriye Ordusu tarafından teslim alınan füzeler, daha sonra da Kürt savaşçıların eline geçmiş.
Seri numaralarını siliyorlar
Londra merkezli Çatışmada Silahlanma Araştırmaları adlı organizasyon da bu bilgiyi doğruluyor. IŞİD’in eline geçen silahların nereden geldiğini araştırdıklarını ifade eden James Bevan şunları söylüyor:
“En önemli başlıca kaynak Irak ordusu. ABD ordusunun Irak ordusuna sağladığı silahlar ve diğer askeri teçhizatlardan bir karışım var ellerinde. İkinci olarak da Suriye silahlı kuvvetlerinden ele geçirilen kayda değer bir cephanelik söz konusu. Üçüncü kaynak da Esad rejimine karşı isyancı gruplara sağlanan askeri destek.“
Bevan, işgal ettikleri Musul’da da el koydukları silahlarla 500 kilometre uzaklıktaki Kobani’ye ilerleyen IŞİD üyelerinin silahların seri numaralarını sistematik olarak sildiklerini dile getirdi. İngiliz uzman, bunun silahların kaynağının gizlenmesi amacıyla yaptıklarını da sözlerine ekliyor.
Deutsche Welle