İslamcıların yükselişi Ortadoğu güçlerini tehdit ediyor

Suriye, Irak ve Gazze Şeridi\'nde İslamcıların yükselişi Ortadoğu\'yu temelinden sarsmaya başladı.

01.08.2014, Cum - 14:38

 İslamcıların yükselişi Ortadoğu güçlerini tehdit ediyor
Haberi Paylaş
Suriye, Irak ve Gazze Şeridi\'nde İslamcıların yükselişi Ortadoğu\'yu temelinden sarsmaya başladı. Bu hareketlilik, işler sakinleşince bölgede yeni bir düzenin oluşma olasılığını artırıyor.

Mısır, Suudi Arabistan, Irak ve İsrail gibi bölgenin güç merkezleri, statükoyu değiştirmeye çalışan İslamcı güçlerin tehdidi altında. İslamcı hareketi sıkça destekleyen Şii İran bile, Sünni radikallerin yükselişinin, bölgedeki yerini tehdit ettiğini düşünüyor.

ABD\'li yetkililer ve ABD\'li müttefikler uzun vadede Ortadoğu\'nun genellikle birbiriryle husumeti olan mevcut güçlerinin, radikal güçlere karşı birlikte mücadele etmelerini umuyor.

Öte yandan şu anki kaos ortamından istikrara geçişte, ABD\'nin etkisi sınırlı; zira bölgedeki güçler birbirinden farklı görüş ve tutumlara sahip.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, perşembe günü İsrail ve Filistinli Hamas arasında ateşkesin sağlanması için Ortadoğu\'da sonradan güçlenen Katar ve Türkiye ile birlikte çalışmak zorunda kaldı.


ABD\'nin Ortadoğu\'daki müttefikleri olan bağı oldukça kısıtlanmış durumda ve ABD\'nin liderliğindeki \"mevcut güçlerin\" tekrar tanımlanmak zorunda kalması hâlinde, ABD\'nin bu bağları yeniden inşa etmesi gerekecek.

Londra\'daki Uluslararası Stratejik Araştırma Enstitüsü\'nün bölgesel analistlerinden Emile El Hokayem, \"Gazze, ABD ve müttefiklerinin, hızla değişen Ortadoğu\'ya verecekleri yanıta ilişkin sıkıntıları ortaya koyan son gelişme\" dedi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas\'ın eski danışmanlarından Halid Elgindi, barış anlaşmasının yapılamamış olmasının, bölgede ABD\'nin elini kolunu bağladığını söyleyerek şöyle konuştu: \"Amerikan etkisi gerçekten eksik; bu da dikkat çekici.\"

ABD\'li yetkililer, bu gelişmelere İsrail, Mısır ve Körfez ülkelerindeki müttefikleriyle ilişkilerine odaklanarak yanıt vermeye çalışıyor.

Yine Amerikalı yetkililer, ABD\'nin Ortadoğu stratejisinin, bölgedeki değişikliklerin baskısı olduğunu kabulleniyor.

Beyaz Saray\'ın Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcıları\'ndan Ben Rhodes, \"Özellikle Arap Baharı\'ndan bu yana devam eden değişikliklere ayak uydurmaya çalışıyoruz\" dedi. Arap Baharı\'nın eski düzenin devam edemez olduğunun göstergesi olduğunu söyleyen Rhodes, bölgede geçmişteki isyanların, bugünkünden daha düzenli olduğunu düşünmenin \"hatalı bir nostalji\" olduğunu savundu.

Rhodes, \"Bugün Ortadoğu\'da birçok farklı sorun var. Ancak orası her zaman istikrarsız bir bölgeydi ve ABD her zaman bölgedeki istikrarsızlık bağlamında bizim çıkarlarımızı korumanın yolunu bulmuştur\" dedi.

Diğer tarafta, Obama yönetiminin ateşkes uğraşlarına rağmen, İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar bu hafta şiddetlendi.

Gazze\'de ölü sayısı artarken, Beyaz saray perşembe günü İsrail\'in askeri operasyonlarını eleştirme konusunda biraz daha harekete geçti. ABD, Birleşmiş Milletler\'in Filistinliler için oluşturduğu sığınakların bombalanmasının, sivil hedeflerin vurulmasına karşı önlemlerin artırılması gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi.

İsrailli yetkililer, saldırıların hedefine Hamas\'ın roketleri olduğunu ileri sürdü.

Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, perşembe günü \"Şiddetten kaçan masum sivillerin kaldığı BM sığınağının bombalanması kabul edilemez ve hiçbir şekilde savunulamaz\" dedi.

ABD\'li, İsrailli ve Arap yetkililer, devam eden ateşkes müzakerelerin, ABD ve en yakın müttefikleri arasındaki görüş ayrılıklarına ve zayıflayan eski düzene dikkat çektiğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçtiğimiz hafta Kahire\'nin Gazze\'deki ateşkes teklifini destek vermek için Mısır\'a ziyaret gerçekleştirdi. Mısır\'ın ateşkes teklifi İsrail ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün tarafından hemen desteklenmişti.

Ancak Hamas\'ın bu öneriyi reddetmesinin ardından John Kerry, ateşkes için Hamas\'a geniş çaplı finansal ve diplomatik destek veren Katar ve Türkiye ile görüşmelere başladı.

Obama yönetiminin, Sünni İslamcı bir grup olan Hamas ile doğrudan hiçbir iletişimi yok. Hamas, ABD\'nin terör örgütü listesinde yer alıyor.

ABD\'li yetkililerin ateşkes anlaşması için Katar ve Türkiye\'yi görüşmelere dahil etmekten başka seçeneği yoktu. ABD\'nin Doha\'da bulunan Hamas\'ın siyasi lideri Halid Meşal\'e ve Hamas\'a mesaj göndermek için güvenilir kaynakları Katar ve Türkiye ile sınırlı.

Ancak İsrailli ve Arap yetkililer, Washington\'ın girişiminin Hamas ve Hamas\'ın bölgede önemsenmeyen en önemli müttefiklerinin statüsünü güçlendirdiğini savunuyor.

Kerry\'nin İsrail aleyhine bir şey yapmaya çalıştığını düşünmediğini, ancak durumun yanlış anlaşıldığını söyleyen kıdemli bir İsrailli yetkili, \"Yani ABD bölgede cihatçı ve İslamcı güçlerin daimi destekçisi gibi görünemez\" dedi.

ABD\'li yetkililer, kalıcı bir ateşkes sağlanmadığı sürece, Gazze şehrindeki çatışmaların Batı Şeria\'ya sıçrama riski olduğunu düşünüyor. Pentagon yetkilileri ayrıca Hamas\'ın liderliği elden kaybetmesi hâlinde, Hamas\'tan daha radikal ve El-Kaide ile doğrudan bağlantıları olan İslamcı hareketin Gazze Şeridi\'nde de yükselebileceğinden endişe ediyor.

Pentagon Savunma İstihbarat Ajansı Başkanı General Michael Flynn, Kongre\'ye bu hafta yaptığı konuşmasında, \"Hamas tamamen yok edilse, muhtemelen daha kötü bir şeyle karşı karşıya kalacağız. Bölge genel olarak daha kötü bir durumun içinde kalacak\" dedi.

Ortadoğu\'nun en büyük güçleri, 2010\'daki Arap Baharı hareketinin ardından oluşan iki zıt görüşün etkisiyle bölündü.

Katar ve Türkiye, Libya, Tunus, Suriye ve Filistin topraklarındaki, özellikle Mısır\'daki Müslüman Kardeşler hareketiyle bağlantısı olan Hamas gibi İslamcı hareketlere destek verdi.

Öte yandan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi tüm monarşiler, İslamcı siyasi partiler ve milislerin kazanımlarına karşı çıktı.

Amerikalı ve Arap yetkililere göre, ABD\'nin müttefikleri arasındaki ayrılıklar, Beyaz Saray\'ın son yıllarda Suriye, Irak ve Libya\'da ortaya çıkan iç savaşı kontrol altına alma yeteneğini tehlikeye soktu. Ayrıca bu anlaşmazlık, IŞİD gibi El-Kaide ile bağlantısı olan radikal İslamcı milislerin Suriye ve Irak\'ta geniş alanların kontrolünü ele geçirmesine neden oldu. Bu durum örgütün Batı\'da terör saldırıları gerçekleştirebileceği korkusunu da artırdı.

Bölgenin \"ılımlı\" ve \"radikal\" olarak iki gruba ayrıldığını söyleyen kıdemli bir Arap yetkili, \"İki tarafın radikal İslam hakkındaki görüşleri birbirine zıt ve uzlaşmaz. Ilımlı güçlerin açık bir şekilde desteklenmesi bu yüzden önemli. Bu yapılmazsa, ılımlılar zayıflayacak ve aşırı İslamcılar güçlenecek\" dedi.

İslam Devleti\'nin, son aylarda Irak\'ın batısındaki ilerleyişi, radikal grupların, bölgedeki siyasi ve diplomatik sorunlardan beslendiğini ortaya koydu.

ABD Başkanı Barack Obama ilk olarak geçtiğimiz ay İslam Devleti\'nin kazançlarının geri alınması için Irak\'ın batısına saldırıları başlatmakla tehdit etti. Ancak Beyaz Saray, Bağdat\'ta, Sünni, Şii ve Kürt grupları kapsayan yeni bir hükümet kuruluncaya kadar adımlarını askıya aldı.

ABD\'li yetkililer yeni hükümetin Temmuz\'da kurulmuş olacağını umuyordu. Ancak Irak\'taki siyasi partiler ve bölgesel güçler arasındaki anlaşmazlık, Bağdat\'ta siyasi çıkmaza dönüştü ve İslam Devleti de bölgedeki kazanımlarını artırdı.

Bölgede devam eden çalkantılara karşı oynanabilecek en büyük kart ise ABD ve İran\'ın diplomatik uzlaşı sağlamaya çalışması. Washingtpn ve Tahran arasında son onyılda görülen gerilim, bölgedeki krizleri tetikledi.

ABD\'li yetkililer, ABD ve İranlı yetkililerin, son haftalarda Irak\'ta istikrar sağlanması için işbirliği yapmak üzere görüşmeler yürüttüklerini söyledi. İki taraf ayrıca Kasım\'a kadar İran\'ın nükleer programının sınırlanmasında uzlaşmaya çalışıyor.

Yine de Gazze\'deki savaş, Tahran\'ın Müslümanlara, İsrail ve Batı\'ya karşı Hamas\'ı destekleme çağrısında bulunmasına neden oldu.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney bu hafta Tahran\'daki dini toplantıda, \"İslam dünyasının her şekilde Filistin ulusunu silahlandırma sorumluluğu var\" dedi
Kaynak:WSJ
Nerina Azad
Bu haber toplam: 8804 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:25:39
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x