İsrail neden Lübnan'da galip geldi de Yemen'de gelmedi?

İsrail'in geçen yıl Lübnan'da Hizbullah'a karşı giriştiği savaşta kazandığı ezici zafer, 1967’deki Altı Gün Savaşı'nda kazandığı zaferine eklenen askeri zaferlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonlara gelince, şimdiye kadar güç gösterisi şeklinde olması ve etkisizliği ile 2006'daki Lübnan savaşına benziyor.

Halbuki bu silahlı grup, İsrail’e aynı şekilde karşılık verecek bir hava savunma gücünden ve füze cephaneliğinden yoksun.

İsrail'in Yemen'deki mevcut hedefleri, Temmuz 2006’daki Hizbullah-İsrail savaşı sırasında Lübnan'ı hedef alan ve çoğu sivil veya yarı sivil tesisleri yerle bir eden saldırılarına benziyor.

Bunun nedeni, Yemen'de bir hedef bankasının olmaması olabilir; bu yüzden silahların teslim alınmasını ve transferini engellemek için limanları, havaalanını ve yolları bombalama yoluna gitti.

İki cephe arasındaki fark büyük.

İsrail, Hizbullah cephesinde geçen yıl, kesin ve korkutucu bir üstünlük gösterdi.

Operasyonları sanki bir bilimkurgu filmi gibiydi.

Üst düzey liderlerin çoğunu, ister evlerinde, ister arabalarında, ister yerin 10 kat altında saklanıyor olsunlar, etkisiz hale getirdi ve Hizbullah’ın saldırı cephaneliğinin çoğunu yok etti veya etkisiz hale getirdi.

2006'da 34 gün devam eden savaşta olanları düşündüğümüzde, İsrail o zaman Hizbullah'ı yok etmeyip, aksine Lübnan devletini felç etmişti.

Havalimanını, limanı, elektrik ve su tesislerini, otoyolları, yaklaşık 100 köprü ve kavşağı ve büyük yerleşim bölgelerini bombalamıştı.

Hizbullah'ın tam güç ve kapasitesine geri dönmesi iki yıl bile sürmemişti.

Geçen yıl Lübnan'da 13 ay süren çatışmalara gelince, Lübnan'ın çoğunda sivil yaşam neredeyse normaldi ve altyapı hedef alınmadı.

Refik Hariri Havaalanı'nda sivil uçaklar inip kalkarken İsrail Beyrut’un güney banliyölerindeki Hizbullah mevzilerini bombalıyordu.

Saldırıların alevleri, uçuşlarını durdurmayan komşu havaalanının üzerindeki gökyüzünde yolcular tarafından açıkça görülebiliyordu.

Kameramanlar saldırı duyurusu yapılınca yerlerini alıyor, hedef alınan binaların karşısında oturup onları yakından çekmek için bekliyorlardı.

Ocak ayından bu yana İsrail, Yemen'e altı kez saldırdı, fakat bunlar Lübnan'daki kadar etkili değillerdi.

Birkaçı Husi güçlerini ve liderlerini hedef aldı (?)

Geçentiğimiz ay İsrail, Sana Havaalanını bombaladı ve oradaki son sivil uçağı da imha etti, ama uçak Husilere değil, meşru hükümete aitti.

IŞİD ve el-Kaide'ye benzeyen bu Yemenli milis grup, sivil kayıplara veya altyapının yıkılmasına kayıtsız.

İsrail saldırıları, İran yanlısı grubu, saldırı gücü büyük ölçüde yok edilen Hizbullah'a kıyasla küçük bir cephanelik oluşturan insansız hava araçlarını ve füzelerini fırlatmaktan alıkoymadı.

Ne var ki Husilerin İHA ve füzeleri sınırlı ve İsrail için çok az tehdit oluşturuyorlar.

Çoğu hedefe ulaşamıyor, İsrail hava sahasına girmeyi başaranlarsa bir süreliğine hava sahasını felç edip, sakinlerini sığınaklara gönderiyor.

Nüfusun yüzde 7'sinden fazlasını oluşturmayan, küçük bir azınlık olduğu için bu ideolojik Yemenli grup, kontrol ettiği şehirlerde varlığını sürdürmek için milisleriyle halkı korkutma ve yıldırma yöntemini benimsiyor.

Geri kalan bölgeleri de müttefik kabile güçlerinden oluşan bir ağ kullanarak kontrol ediyor. Bu güçler, askeri güçlerini kaybettiklerini hissettiklerinde Husileri terk edeceklerdir.

İsrail'in performansının neden bu kadar vasat olduğuna gelince, bunun arkasında 2 neden olduğuna inanıyorum;

Birincisi, Yemen hakkındaki bilgisinin az olması. Hizbullah'ın kendi içi de dahil olmak üzere geniş bir muhbir ve ajan ağının olduğu Lübnan'ın aksine, Yemen’de bir bilgi ağı yok. Lübnan’da sahip olduğu ağ, beklenen güne hazırlanırken yıllar içinde ayrıntılar biriktirmesini ve bir hedef bankası oluşturmasını sağlamıştı.

Diğer olasılık ise, İsrail hükümetinin çatışmalarının kapsamını genişletmek istememesi ve Husilerin İsrail'e verdiği sınırlı hasara denk cezalandırıcı operasyonlarla yetinmesidir. İsrail, Başkan Donald Trump'ın bölge ziyaretinden önce ABD ile anlaştığı gibi, bu milis grubun kendisini taciz etmeyi bırakma sözü vereceği bir anlaşmaya varmayı bekliyor.

Yine de, benim görüşüme göre, Husiler kendilerini ateşe atan pervaneler gibiler.

İHA’lar ve füzeler fırlattıkları için ileri ve gelişmiş gibi görünüyorlar, ama gerçekte, ortaçağın mağara savaşçılarından veya dağ keçilerinden başka bir şey değiller. (Abdurrahman Raşid -Şarku'l Avsat)