İsrail'in eski savaş kabinesi üyesi Benny Gantz , Salı günü İsrail'in Herzliya kentindeki Reichman Üniversitesi'nde düzenlenen bir konferansta, "Lübnan'ı tamamen karanlığa gömebilir ve birkaç gün içinde Hizbullah'ın gücünü parçalayabiliriz" dedi.
Lübnan ve Hizbullah'ta gerginliğin tırmandığı bir dönemde, önde gelen bir İsrailli kamu figüründen gelen son tehdit oldu.
İsrail'in Lübnan'ı karanlığa sürüklemesi zor olmayacak. Onlarca yıldır süren kötü yönetim ve ülkenin ekonomik çöküşü nedeniyle zaten felce uğrayan ülkenin elektrik şebekesi, neredeyse olduğu gibi çalışmıyor. İyi hedeflenmiş birkaç hava saldırısı bu işi kolaylıkla bitirebilir.
Ancak Hizbullah'ın askeri gücünü birkaç gün içinde parçalamak çok daha zorlu bir iş.
İsrail, Lübnanlı militan grupla 2006'da yaptığı sonuçsuz savaştan bu yana yeniden bir karşılaşma planlıyor.
Hizbullah da uzun zamandır savaşa hazırlanıyor.
İsrail tahminlerine göre, cephaneliğinde en az 150.000 füze ve roket bulunuyor. İsrail, grubun Ekim ayından bu yana 5.000 füze ve roket ateşlediğini tahmin ediyor, bu da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın geçen hafta yaptığı bir konuşmada söylediği gibi, cephaneliğinin çoğunun sağlam kaldığı anlamına geliyor.
İsrailli yetkilileri CNN’e militan grubun saldırılarındaki karmaşıklık karşısında şaşkınlığa uğradığını bildirdi.
Bunlar arasında, sınır boyunca İsrail'in gözetleme karakollarına yönelik sistematik nokta atışı saldırıları, yüksekten uçan en üst düzey İsrail İHA'larının düşürülmesi ve İsrail'in Demir Kubbe bataryaları ile İHA karşıtı savunmalarının vurulması yer alıyor. Ancak, belki de İsrail için en büyük sürpriz, Hizbullah'ın kuzeydeki Hayfa şehri ve çevresindeki son derece hassas sivil ve askeri altyapının dokuz dakikalık İHA görüntüleriydi .
Son derece eğitimli ve disiplinli
Hizbullah, silahlarına ek olarak muhtemelen 40.000 ila 50.000 savaşçıyı sahaya sürebilir - Nasrallah yakın zamanda 100.000'den fazla olduğunu söyledi. Bunların çoğu, Suriye iç savaşında rejim güçleriyle birlikte savaşarak savaş deneyimi kazandı.
Bir savaş gücü olarak Hizbullah, diğer birçok gerilla grubunun aksine son derece eğitimli ve disiplinlidir. 2006’da bölgedeki savaşı yakından takip eden bir muhabirin deneyimine göre 2006 savaşı sırasında Hizbullah savaşçılarıyla karşılaşmak nadirdi. Bir gün Lübnan'ın güneyindeki bir köyün yıkıntıları arasında bunlardan birkaçına rastladık. Kibar ama kararlıydılar, kibirli yaygara ve havadan uzaktılar, kendi güvenliğimiz için derhal ayrılmamız konusunda ısrar ediyorlardı. Hayırı cevap olarak kabul etmezler.
Gazze'den farklı olarak Lübnan, düşman komşular tarafından kuşatılmış değil. İran'a doğrudan erişime izin veren Suriye ve Irak'taki dost rejimlerle stratejik derinliğe sahiptir.
İsrail, yıllar boyunca Hizbullah'a silah sevkiyatında yer aldığına inandığı Suriye'deki hedefleri düzenli olarak vurdu; ancak tüm belirtiler bu saldırıların ancak kısmen başarılı olduğunu gösteriyor.
Büyük çaplı bir savaş durumunda her iki taraf da diğerine ciddi acılar yaşatabilecektir.
Ateş ve kan
Bu yılın başlarında Gantz'ın konuşma yaptığı aynı Reichman Üniversitesi, " Ateş ve kan: Hizbullah ile savaşta İsrail'in karşı karşıya olduğu ürpertici gerçeklik " başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, İran müttefiki grubun haftalarca günde 2.500 ila 3.000 roket ve füze ateşleyerek İsrail askeri tesislerini ve ülkenin merkezindeki yoğun nüfuslu şehirleri hedef alacağı kasvetli bir senaryo ortaya kondu. 2006'daki 34 günlük savaşın tamamında Hizbullah'ın yaklaşık 4.000 roket ateşlediği tahmin ediliyor; bu da günlük ortalama 117 roket demek.
Soğuk Savaş'taki gibi karşılıklı kesin bir yıkıma yol açmayabilir ama İsrail ve Lübnan'a her ikisine de pahalıya mal olacak kadar yıkım yaşatacaktır.
13 Temmuz 2006'da sabah 6'da - savaşın başlamasından 24 saatten az bir süre sonra - İsrail savaş uçakları Beyrut'un Rafic Hariri Uluslararası Havaalanı'nı bombaladı ve düşürdü. Savaş şimdi çıkarsa havaalanının İsrail'in hedeflerinden biri olacağı yaygın olarak bekleniyor. Ancak 2006'dan farklı olarak, 2024'te Hizbullah Tel Aviv'in Ben Gurion Uluslararası Havaalanı'nı vurabilir.
2006'da İsrail'in üçüncü büyük şehri olan Hayfa, Hizbullah füzelerinin menzilindeydi. Bu sefer bu füzelerin İsrail'in çok daha derinlerine ulaşması bekleniyor.
Stratejik dengeyi değiştirmek
Orta Doğu'ya baktığımızda, uzun süredir İsrail'in lehine olan stratejik dengenin değiştiğini görüyoruz.
Düşmanları artık yozlaşmış ve beceriksiz Arap rejimleri değil, İran'ın yanı sıra Hizbullah'tan Hamas'a, İslami Cihat'tan Husilere, Irak ve Suriye'deki milislere kadar bir dizi devlet dışı aktör.
Ve ABD'nin İsrail'e verdiği destek nedeniyle, tüm bu oyuncuların odak noktasında ABD ve Batı'nın Ortadoğu'daki çıkarları da var.
Bir zamanlar düzensiz bir kabile milisinin örneği olan Yemen'deki Husiler, şimdi İran'ın yardımıyla İsrail'e balistik füzeler atıyor. Husiler, kıyılarında ABD liderliğindeki bir donanmanın varlığına rağmen Kızıldeniz'deki nakliye gemilerini hedef almaya devam ediyor.
Irak ve Suriye'deki İran destekli milisler, Ürdün'de üç ABD askerinin öldürülmesiyle sonuçlanan insansız hava aracı saldırısının ardından düzenlenen bir dizi ABD saldırısının ardından büyük ölçüde ateşkes sağladı.
Ancak İsrail ile Hizbullah savaşa girerse durum değişebilir.
Son zamanlarda, İran destekli güçlü Irak milis grubu Asaib Ehl El Hak'ın lideri Kays El Hazali , ABD'nin Lübnan'a bir İsrail saldırısını desteklemesi durumunda "o zaman Amerika'nın bölgedeki, özellikle de Irak'taki tüm çıkarlarını riske atacağını ve onları hedef haline getireceğini bilmesi gerektiğini" söyledi.
İran
Ve sonra İran var. Geleneksel olarak Tahran başkalarının kendi savaşlarını yürütmesine izin verir ve arka planda kalır, ancak bu durum Nisan ayında, Şam'daki diplomatik kompleksine yapılan İsrail saldırısına misilleme olarak Tahran'ın İsrail'e doğru yüzlerce füze ve insansız hava aracıyla karşılık vermesiyle değişti.
İran'ın bölgedeki en önemli müttefiki ve gözbebeği olan Hizbullah'ın İsrail tarafından saldırıya uğraması ve Gantz'ın tehdit ettiği gibi İsrail tarafından "parçalanması" durumunda, İran'ın bir karşılık vermesi muhtemeldir.
Ben Wedeman-CNN
