İsrail, İran IHA'sı düşürüp Suriye'deki İran hedeflerini vurdu. Ardından Suriye İsrail F-16'sı düşürdü.
Peki İsrail’in İran İHA’sını düşürmesiyle iki ülke arasında kılıçlar açıkça çekilmiş mi oldu?
İsrail’in Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan Yaakov Katz imzali analiz yazısı, bu sorunun cevabını arıyor. Yazının satırbaşları şöyle:
Dün Hizbullah’ın en üst düzey komutanlarından Imad Mughniyeh’nin ölümünün 10’uncu yıldönümüydü. İsrail istihabaratına göre, Mughniyeh’nin yokluğu ‘hala hissediliyor.’
1983'te Lübnan'daki Amerikan askeri üssüne bombalı saldırı, 1992 İsrail Konsolosluğu, 1994 Buenos Aires Yahudi kültür merkezi saldırılarının arkasındaki isim olan Mughniyeh, İran’lı patronlarıyla görüştükten hemen sonra Şubat 12 2008’de öldürülmüştü.
Mughniyeh’nin suikasti ve İsrail’e atfedilmiş sayısız operasyon ve hedef cinayeti, İsrail ve İran arasında yıllardır süregelen ‘gölge savaşı'nın bir parçası olarak devam ediyor.
Şimdiye kadar bu savaş gizli kapaklı yürütüldü. Savaşın bazı detayları kamuoyu tarafından bilinse de, büyük kısmı sır kalmaya devam ediyor.
Cumartesi günü kuzey İsrail’de gerekleşen olay, İran ve İsrail arasında direkt savaşın başlangıcı. İsrail üzerindeki İHA’nın düşürülmesi, İsrail’e ait F-16’nın düşürülmesi, ve akabinde İsrail’in Suriye ve İran’a karşı misilleme saldırıları, İran’in yeni Suriye’deki gücünü bilemesi devam ettiği takdirde bölgede patlayacak daha geniş bir çatışmanın sadece giriş sahneleri.
İran’ın Cumartesi günü olanlardan ders alıp almadığını öğrenmek için henüz çok erken. Bir yandan İran İsrail’e İHA sızdırmayı başardı - her ne kadar yolu kesilmiş olsa da. Müttefiği Suriye ise İsrail savaş jetini düşürmeyi başardı. Fakat diğer yandan İsrail, 1982’de Suriye’nin hava savunmasının neredeyse tamamen yok ettiğinden beri, ülkedeki en kapsamlı bombalamalarını gerçekleştirdi.
İsrail’in misillemesi iki nedenden dolayı önem taşıyordu: F-16’yı düşürmek için kullanılan Suriye güçlerini etkisiz hale getirmesi gerekiyordu ve İHA’yı yöneten kontrol merkezini bombalayarak İran’a bir fatura çıkarması gerekiyordu.
Peki İsrail caydırıcılığında etkili olabildi mi? Bu sorunun cevabı İran’ın sıradaki hamlesine bağlı. İran, Suriye’deki varlığını güçlendirmeye devam edecek mi? Ya da ilerleyen günlerde İsrail’in ‘egemenliğini yeniden ihlal’ mi edecek?