Patrick Cockburn: Suriye’de durum Kürtlerin lehine
Şu an Humus’ta bulunan tek Batılı muhabir olan Independent gazetesinden Patrick Cockburn, Suriye’deki barış arayışlarının umut verici olmadığı görüşünde. Mevcut statükodan Kürtlerin kazançlı çıktığını ifadeden Cockburn, Kürtlerin artarda kazanımlar e.
Şu an Humus’ta bulunan tek Batılı muhabir olan Independent gazetesinden Patrick Cockburn, Suriye’deki barış arayışlarının umut verici olmadığı görüşünde. Mevcut statükodan Kürtlerin kazançlı çıktığını ifadeden Cockburn, Kürtlerin artarda kazanımlar elde edip bunları koruması gerektiğini belirtiyor.
\"Kürtler için her şeyin olumlu gittiği iddiasında değilim. Sadece ciddi kazanımlar olduğunu söylüyorum\" diyen Cockburn, Kürtlerin statükoyu tehdit etmesi nedeniyle Batı’nın endişeli olduğunu söylüyor.
Independent’ın Ortadoğu uzmanı ve bölgedeki muhabiri Patrick Cockburn, Lübnan, Irak ve Suriye’den geçtiği tarafsız haberlerle dikkat çeken önemli bir gazeteci.
“Türkler büyük konuşurlar ama harekete geçmeye sıra gelince hayal kırıklığına uğratırlar. İranlılar ise tam tersi…” bu şık tespitin sahibi Cockburn ile Suriye ve Rojava’daki gelişmeleri konuştuk.
Son dönem yazılarında Türkiye’yi de yakından izleyen Cockburn, Türk dış politikasını ‘felaket’, Gülen Cemaati ile AKP yönetimi arasındaki çatışmayı ise ‘Türkiye bölünmüş durumda’ sözleriyle değerlendiriyor.
\"Suriye’nin bazı bölgeleri Afganistan ve uzun yıllar iç savaşın sürdüğü Beyrut’u andırıyor\" diyen Patrick Cockburn ANF’nin sorularını yanıtladı.
‘KÜRTLERİN KAZANIMLARI VAR AMA DURUM KIRILGAN’
Son dönemdeki yazılarınızda, Kürtlerin ‘Arap Baharı’nın en önemli kazananları arasında olduğunu yazdınız. Fakat Suriye’de Kürtlerin arkalarında güçlü bir ‘aktörün’ desteği yok ve kazanımlarının kırılgan olabileceğine dair yorumlar var…
Bu iki nokta da doğru. Kesinlikle önemli kazanımlar elde ettiler. Belirli bir bölgede kontrolü sağladılar, Suriyeli Kürtler üzerinde her zaman baskı oluşturmuş Baas devleti geri çekilmek durumunda kaldı. Vatandaşlıklarını kabul etmiyordu; Kürt bölgelerine yerleşimci yerleştiriyordu; hapse atıyordu; baskı ve işkence yapıyordu. Bu devlet şimdi çok daha güçsüz. İsyancılar da Baas devletine karşı bir zafer kazanamadı. Suriye’de güç dengesi ve iktidarın kimin elinde olduğu konusunda, mevcut statüko Kürtlerin lehine.
Böyle kalacak mı?
Bilmiyoruz. Durum tabii ki kırılgan. İkinci olarak da şiddet hakim ortama, birçok sivil Kürt kaçmak durumda kaldı. Ağır çatışmalar yaşanıyor. Kürtler için her şeyin olumlu gittiği iddiasında değilim. Sadece ciddi kazanımlar olduğunu söylüyorum.
‘BATI ŞAŞKIN DURUMDA’
Suriye’deki Kürtlere Batı’nın bakışı neden soğuk. Suriye’deki Kürtlerin yolu ülke çapında çatışmaların çözümü için bir reçete olamaz mı?
Bence, batı olan biten karşısında şaşımmış durumda. Türkiye’nin bölünmesini istemiyorlar. PYD’den şüpheliler. Bu konuda net bir çizgileri olduğunu zannetmiyorum. Bu bakış açısı da Suriye’de ne yapılacağı ile ilgili daha büyük karmaşanın bir parçası. Bence Batı’nın Kürtlerin yanısıra, Özgür Suriye Ordusu, İslami gruplar gibi diğer gruplar konusunda ne yapacağı da net değil. Suriye’nin dağılmayacağı konusunda bir umut taşımak istiyorlar ve Kürt milliyetçiliğine şüphe ile bakıyorlar.
Kürt hareketine bu şüpheli bakış neden?
Öncelikle Sykes-Picot Antlaşması sonrasında Ortadoğu’da zaten bugünkü sınırları ortaya koyan batının kendisiydi. Bölgedeki ayrışmaların sürmesi, sınırların aynı kalması konusunda çıkarları var. Bu nedenle de Kürtlerin sınırlarla ilgili ortaya koyan statükoyu tehdit etmesinden endişe ediyorlar.
El Kaide neden PYD’ye saldırıyor? Neden gücünün büyük bir kısmını Esad ile savaşmak yerine Kürtlere saldırmak için kullanıyor?
Tam olarak durumun ne olduğunu bilmiyorum. Fakat Suriye’nin Kuzey doğusundaki petrol sahalarının kontrolü, Türkiye’ye sınır geçiş kapılarını kontrol etme gibi somut bazı amaçlar var. Irak Şam İslam Devleti özellikle Irak’a geçişleri sağlamayı umuyor. Bu gruplar asıl olarak dinci gruplar ve milliyetçi değiller fakat yine de içlerinde bir Sünni Arap özelliğine sahipler bu da etnik ve dini azınlıklara karşı hoşgörüsüz olmalarına yol açıyor. Mücahit gruplar, kendileriyle özellikle de IŞİD kimseye hoşgörü göstermiyor. El Nusra’nın daha hoşgörülü olduğu iddia edilse de bence tüm bu cihatçı gruplar genel olarak aynılar. İdeolojileri ve tutumları pek farklı değil.
‘TÜRKİYE BÖLÜNMÜŞ DURUMDA’
Türkiye’deki ‘barış’ süreciyle, Arap ülkelerindeki gelişmeler arasında bir bağlantı kuruyor musunuz?
Türkiye’deki mevcut bölünmüşlüğün, AKP ile eski müttefikleri arasındaki ayrımların Kürtlerin lehine olup olmadığından emin değilim. Bir yandan eğer bu hükümeti zorlarsa belki sonrasında Erdoğan gibi bir figür olmazsa Kürt sorunu konusunda değişiklikleri zorlayacak başka bir lider olmayacak diye düşünülebilir. Dolayısıyla bu konuda bir yanıt vermek için biraz erken gibi.
Şimdi, Arap Baharı’yla birlikte Kürtler için en önemli gelişmeler Irak ve Suriye’de yaşandı. Suriye’de devletin zayıflaması ve Irak’ta 2003 yılından itibaren yarı bağımsız bir devlet kurmuş olmaları ve Bağdat’taki hükümetin devam eden zayıflama süreci ve Sünni Araplarla ayrışmalar nedeniyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinde hakimiyet kurmakta başarısız kalması. 2008 yılına dönüp baktığımızda Bağdat’taki merkezi hükümetin, gittikçe güçlendiğini ve Kürtlerle sürtüşme yaşadığını görüyoruz. Bugün ise bu söz konusu değil ve bunun kazananı da Kürdistan Bölgesel Yönetimi.
‘KÜRTLER KAZANIMLARINI KORUMALI’
Sizce Suriye Kürtleri şu anda ne yapmalı? Taktiklerini ve ittifaklarını değiştirmeliler mi?
Bence Suriye Kürtleri olayları kontrol edemedikleri için tutumları da biraz olayların akışına bağlı. Şam yönetiminin, isyancıların ya da yabancı güçlerin yaptıklarına bağlı olarak hareket etmek zorundalar. Önlerindeki görev, artarda kazanımlar elde edip bunları ellerinde tutmak ve kendi bölgelerini koruyup halkın başka yerlere kaçmak zorunda kalmasını engellemek. İç savaşın sonunda tekrar güçlü bir merkezi hükümet kurulması durumunda kazanımlarının ellerinden gitmesini engellemek zorundalar.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 1585 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:44:59