Biden Yönetimi Suudi Arabistan'la karşılıklı güvenlik anlaşmasını sonuçlandırmaya yakın. Anlaşmaya göre ABD, krallığa saldırı olması durumunda Suudi Arabistan'ı korumayı taahhüt edecek ve Suudi Arabistan, ABD'nin çıkarlarını korumak için Suudi topraklarını ve hava sahasını kullanmasına izin verecek.
ABD-Japonya karşılıklı güvenlik paktını gevşek bir şekilde modelleyen taslak anlaşma, aynı zamanda sivil nükleer paktı ve Riyad'a ABD yapımı silahlara ve teknolojiye erişim hakkı verecek bir silah satış anlaşmasını da içeren daha büyük bir paketin parçası.
Güvenlik anlaşması, Çin'in Suudi Arabistan'da askeri üsler inşa etmesini yasaklayacak ve bu hamle, Suudi Arabistan'ın ABD ile bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Anlaşmanın imzalanıp Kongre'den geçmesi halinde Suudi Arabistan, resmi bir ABD savunma anlaşmasına sahip tek Arap devleti olacak.
Anlaşmanın, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik bir plan içermediği sürece onaylanması gereken üçte ikilik Senato çoğunluğunu alması beklenmiyor.
Suudi Arabistan, ülkenin kurulduğu 1948'den bu yana İsrail'i bir devlet olarak tanımayı reddetti. İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki işbirliği yavaş yavaş artarken Riyad, İsrail devletini ancak bağımsız bir Filistin devleti tanındıktan sonra tanıyacağını söyledi. Suudi Arabistan da İsrail'in savaş çabalarını açıkça eleştirdi. Başbakan Binyamin Netanyahu, Filistin devletinin kurulmasının şu anda masada olmadığını ve İsrail'in savaşı ancak tam zafere ulaştıktan sonra durduracağını ısrarla vurguluyor. İsrail'in iki devletli çözüme karşı çıkması, normalleşme anlaşması olasılığını tehlikeye atabilir ve potansiyel olarak Başkan Joe Biden'ın planlarını sekteye uğratabilir.
Uzmanlar, Biden yönetiminin İsrail'i de bu anlaşmada yer almaya zorlamaya çalıştığını, ancak bunun Filistin devletine her zaman karşı çıkan ve aşırı sağcı milliyetçilerden gelen birçok baskıyla uğraşmak zorunda kalan Netanyahu için kolay bir iş olmadığına dikkat çekiyor ve anlaşmanın "Sünni dünyanın merkezindeki" ülke ile bir anlaşmayı temsil etmesi nedeniyle İsrail için risklerin yüksek olduğunu vurguluyorlar.
Kasım seçimlerinden önce siyasi olarak prestij kazanmak için Suudi-İsrail normalleşmesini sağlamaya çalışan Biden'in, 2020 Abraham Anlaşmaları aracılığıyla İsrail ile dört Arap devleti arasındaki bağları normalleştiren Donald Trump gibi kendisinin de diplomasi yoluyla Orta Doğu'ya istikrar getirebileceğini göstermeyi planladığı öngörülüyor.
