Milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuru “yetkisizlik” kararıyla reddedilen HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu, karara ilişkin partisinin Ankara’daki Genel Merkezi önünde açıklama yaptı. Anayasa Mahkemesi’ni göreve davet eden Gergerlioğlu, tüm kamuoyunun desteğini yanında hissettiğini dile getirdi.
Hakkındaki yargı sürecini hatırlatan Gergerlioğlu bir ‘yargı darbesi’ yapıldığını dile getirdi. Milletvekilinin hakkını hukukunu koruması gerektiğini belirttiği Meclis Başkanı’nın, bunu tercih etmeyerek, TBMM'de hakkındaki kararı okutarak ikinci darbeyi yaptığını ifade etti. Gergerlioğlu, Meclis’te başlattığı Adalet Nöbeti’ne müdahale edilerek, zorbalıkla çıkarılmasını da üçüncü darbe olarak niteledi.
Meclis’te başlattığı daha sonra da HDP Genel Merkezi’ne taşıdığı Adalet Nöbeti’ni bugün sonlandıracağını açıklayan Gergerlioğlu, “Ben Kocaeli’nden buraya gelirken adeta bir kar tanesiydim ama Ankara’dan tüm Türkiye’ye, tüm Türkiye halklarının etnik ve dini kimliklerini birleştiren bir insan hakları mesajını partimizle beraber verdik ve bu toprakların birleştirici bir çimentosu olduk tüm arkadaşlarımızla beraber” dedi.
“Evet birkaç gün sonra cezaevine girebilirim ama bu son darbeyi önleyebilecek olan, hepimizin en son sığınağı Anayasa Mahkemesi’dir” diyen, Gergerlioğlu, AYM’ye yaptıkları esastan başvuruyu işaret ederek yüksek mahkemeyi göreve davet etti.
"Topluma Son Sözüm..."
Topluma ‘son sözleri’ olduğunu belirten Gergerlioğlu, şunları söyledi:
“Arkadaşlarımızı cezaevine artıp, gaspla orada tutabilirsiniz. Arkadaşlarımız rehinelikle orada tutuluyor. Hiçbir sorunu da çözemediniz, çözemezsiniz de. Çünkü bir halk var ve onların istekleri, gasp edilen haklarının talepleri var. Çok açık. Dün Barış Anneleri geldi buraya. Biz Türk halkının haklarına nasıl saygı gösteriyorsak, onlar da bizim kimliğimize, haklarımıza saygı göstersin dedi Barış Annelerimiz. Halkın her kesimden insan geldi. İnanın ki en sağdan, en sola kadar her dini ve etnik kesimden insanımız buraya geldi ve bir insan hakları ortak paydası oluşturduk biz burada. Bu HDP Genel Merkezi’nde oluşturulmuş, Meclis’te oluşturulmuş çok değerli bir paydadır. Benim topluma son sözlerim; gelin bu insan hakları ortak paydasını koruyalımdır. Bu çok değerlidir, bu şansı kabul etmeyin. Bu parti bunun için gayret sarf ediyor. Bunu gerçekleştirebileceğimiz oranda başarılı olacağız, gerçekleştiremezsek de bu ülke için gerçekten üzücü günler devam edecek.”
Milletvekilliğinin düşürülmesi ardından Meclis Genel Kurul’da başlattığı Adalet Nöbetine işaret eden Gergerlioğlu, sivil bir direniş gerçekleştirdiğini belirtti. Eyleminin Türkiye ve dünya kamuoyuna güçlü bir yankı bulduğunu söyleyen Gergerlioğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Hem Türkiye hem de dünya kamuoyunda çok güçlü bir yankı buldu. Ciddi karşılık gören bir mesajdı. Çünkü bu yapılması gereken bir eylemdi. Halkın iradesinin haramilikle gasp edilmesine yönelik bir hukuksuzluk işlemine karşılık ben ve partimin sivil ve pasif direnişiydi. Sivil ve pasif bir direnişti ama çok etkili oldu, çok güçlü bir etkisi oldu. Bunu tüm kamuoyu gördü. Biz direnişimize devam ettik, çok haklıydık. Ve bundan dolayı çok güçlüydük. Kazanacağımızı biliyorduk. Hakkımızda haksız kararlar verebilirler ama biz direniş hakkımızla haklı olduğumuzu herkese gösterdik. Ardından Meclis’te HDP Grup Toplantı odasında gece gündüz 24 saat arkadaşlarımız ile birlikte direniş sergiledik. ”
Meclis Başkanı, Savcının iş birliği ve 10 polisin imzasıyla bir utanç belgesine imza attıklarını belirten Gergerlioğlu, “Meclis Başkanı’nın göndermesiyle de utanç belgesi, utanç tutanağı savcılığa gitti, hakkımızda yakalama kararı çıkarıldı. Güya sloganlarla HDP Grup katına çıkmışız. Bunun yalan olduğu belgelerle ortaya çıktı. Ama işin üzücü tarafı, koca Meclis Başkanlığının bu iftara dolu kurguya imza atmasıyla ve savcının onaması ve partimize yönelik bir saldırı gerçekleştirilmeseydi. Ardından da hepiniz biliyorsunuz, çok üzücü ve vicdanları kanatıcı bir şekilde, pazar sabahı 158 polis gönderilmiş, bunu da kendiler ifade etti. Utanç verici görüntülerdi bunlar” diye konuştu.
Verilen kararla yargı darbesi yapıldığını belirten Gergerlioğlu, kağıt üstünde vekilliğinin düştüğünü ancak halkın hala vekili olduğunu söyledi. Vekilliğinin gasp ile düşürüldüğünü belirten Gergerlioğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“AYM'nin esastan olan kararını bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi sonucu beklenebilirdi. Tercih etmediler ve hemen okutuldu. Bu da Meclis Başkanı ile bir darbeydi. Meclis’te milletin bir ferdini darp ederek çıkarmaları da millete bir darbeydi. Türkiye siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. HDP’li olsun olmasın, tüm kamuoyu buna karşı tek vücut oldu ve çok güçlü bir destek gördük. Kocaeli’den gelirken adeta bir kar tanesiyle ama tüm Türkiye haklarına, insan hakları mesajını birlikte verdik. Partimizin menatilisini tüm topluma sunduk ve bu ülkenin çimentosu oldu.”
Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı esastan başvuruya ilişkin de konuştu. Birkaç gün içinde cezaevine girebileceğini belirterek, “Ama hepimizin son sığınağı olan AYM’dir. AYM esastan yaptığımız başvuruya hala karar vermemiştir. Son noktada haksızlıklara dur denileceğini düşünüyorum. AYM’ye iki başvurumuz var. 3 Mart’ta yaptığımız ceza başvurusu, şununla ilgili henüz karar verilmiş değil. Beklentimizin yüksek olduğu karar bu karar. Vekilliğin düşürülmesiyle ilgili başvurumuz bugün reddedildi. Bununla ilgili AİHM’e gidiyoruz” dedi.
Kısa bir süre içinde Türkiye toplumunun büyük bir kesiminden destek aldığını söyleyen Gergerlioğlu, “Bu ne demek: İnsan hakları savunuculuğunda ve siyaset hayatımda oluşturmaya çalıştığım insan hakları anlayışı, kavrama anlayışının karşılık bulduğunu, az çok yerleştiğini ve devam edebileceğini gösteriyor. Toplumun farklı her kesimi haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir araya gelebiliyorsa, ben bu noktada için rahat olarak giderim cezaevine. Çok umutsuz ve karamsar değilim. Önemli gelişmeler var, cezaevine girersek, tüm hak savunucularına bu bayrağı vermiş olurum ve daha iyi bir yere getirirler. Bu toplum için cezaevine girersem, gözü açık gitmem.”
Tek dayanaklarının Türkiye haklarının ortak vicdanı olduğunu söyleyen Gergerlioğlu şöyle devam etti:
“Bunlar Kürt meselesini halletmedi. Devlet eliyle oluşturulmuş büyük insan hakları ihlalleri var. Şunu da Türk halkına söylemek isterim: Kürt meselesi vardır, bunu Kürt halkı çıkarmadı. Bunu devletin dayatmaları çıkardı. Kürt meselesini çözecek olan Kürtler dışındaki halklardır. Tüm Türkiye toplumuna sesleniyorum: Irk olarak bir Kürt değilim, Kürt meselesinin çözümünü savunduğum için işimden oldum. Böyle çözüm olmaz. Sorunu çözecek Kürt halkı değil ki illa onlar çözsün. Hepimiz birlikte bu sorunu çözmek zorundayız. Hepimizin çocukları ölüyor. Bu konuyu bu ciddiyetle ele almamız lazım. Beni cezaevine atabilirsiniz, birçok arkadaşımız rehine olarak orada tutuluyor, hiçbir sorunu çözemezsiniz.”
“Gelin insan hakları ortak noktasını koruyalım” diyen Gergerlioğlu, “Bunu gerçekleştirdiğimiz oranda başarılı olacağız. Gerçekleştiremediğimiz zaman bu ülke için üzücü günler devam edecek” dedi.