\"Şimdiden herkesi uyarıyorum, Türkiye’yi Suriye ya da Irak’a döndürmeyiz\" diyen Davutoğlu, \"3 sene önce barajla ilgili teklifimize “Evet” demediler, şimdi milletin vereceği oya razı olmaları lazım. Biz razıyız\" ifadesini kullandı.
Davutoğlu\'nun açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Seçim sürecinde en güncel konulardan biri HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği meselesi. Siz bu tartışmaya nasıl bakıyorsunuz?
Onlar daha seçime parti olarak girme kararlarını açıklamadan önce, ben bir TV programında “Herkesin iradesine saygı duyarız. Ama herkes de halkın iradesine ve sistemin işleyişine saygı duyacak” dedim. Başarı birine yazılacaksa, başarısızlık da ona yazılır. (Demirtaş’ın) “Bırakırım” demesi kaçamak bir cevap. Başarısızlıkta sorumluluğu hangi kritere göre ölçecek bilemeyiz. Barajı geçemeyince çıkıp “Halkın hatası” da diyebilir mesela.
HDP barajı geçemezse toplumda bir kesimin sokaklara dökülebileceğine dair bir algı oluşuyor.
Bu şantajdır, tehdittir, demokrasi ile uzlaşmaz. Açıkça çıkıp tavrını ortaya koymalılar. Ya barışçıl bir siyasetçi olursun ya da terör ve şiddet yanlısı olursun. Ama “Başarılı olursam parlamentoya gider barış oyunu oynarım, başarısızlık halinde dağa çıkar savaş oyunu oynarım ya da şehirleri yakar yıkarım” dersen, aslında tam da niyetini ortaya koyan bir tutum sergilemiş olursun. “Özgürlükçüdürler, barış kelimeleri ağızlarından dökülüyor” diye bunlara oy verecek vatandaşlarımız kararlarını gözden geçirmeli. Kamu düzenini koruma konusunda hiçbir taviz vermeyiz. Şimdiden herkesi uyarıyorum, Türkiye’yi Suriye ya da Irak’a döndürmeyiz. 3 sene önce barajla ilgili teklifimize “Evet” demediler, şimdi milletin vereceği oya razı olmaları lazım. Biz razıyız.
Seçimden sonra, barajın düşürülmesi gündeme gelebilir mi?
Çok daha geniş bir ifade kullanacağım, tekrar seçim sistemini düşünürüz. Baraj da dahil olmak üzere her şeyi konuşabiliriz. Türkiye’deki siyasal sistemi konuşuyorsak, “Parlamenter sistem mi, başkanlık mı olsun?” diye tartışıyorsak, seçim sistemi tabu değil ki, onu da konuşuruz tekrar. Siyasal Partiler Yasası’nı da konuşuruz. Bunlarda hiçbir tabu kabul etmiyorum. Ama bunun tartışılacağı yer, meşru zemindir. Parlamentodur, sivil toplumdur, üniversitelerdir... Bunun yolu şiddet, molotof, yakma yıkma değildir.