Yazıda \'hoşgörüsüz demokrasilerde\' güçlü liderlerin kurumları sindirdiği, bölünmüş, zayıf muhalefet üzerinde hakimiyet kurduğu belirtiliyor.
İyimserlerin 1 Kasım’da AKP’nin oyların yüzde 49’unu alarak şaşırtıcı bir zafer elde etmesinden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir sayfa açacağını ummuş olabileceklerine değinen yazıda, seçimin AKP\'nin sırf Haziran seçimlerinde parlamentoda çoğunluğu kaybetmeyi kabul etmediği için yapıldığına dikkat çekiliyor.
Dinci-milliyetçi parti olarak adlandırılan AKP\'nin seçim kampanyası stratejisinin, Türk şovenizmini alevlendirmek için bağımsız medyanın üzerine gidilmesi ve Kürt militanlarla savaşılmasını içerdiğine yer verilen yazıda, AKP\'nin, seçimlerden sonra bu taktiklerinden vazgeçebileceği, siyasi sermayesini Kürtlerle barış sürecini yeniden başlatmak için kullanabileceği, liberal muhalefeti çaresizce yenilgilerine homurdanmaları için kendi haline bırakabileceği belirtiliyor.
Boston Üniversitesi’nden antropolog ve Türkiye uzmanı Jenny White\'ın, “Kılıçlar çekildi. AKP Hükümeti, rahatsız edici bulduğu yasaları, kurumları ve bireyleri hiçe sayıyor” şeklindeki sözlerine yer verilen yazıda “AKP’nin dört yıl sürecek iktidarı sırasında diğer ticari faaliyetlerinin zarar görmesini istemeyen bazı yayınların, şimdiden çizgilerini yeniden ayarlamaya başladıkları vurgulanarak \"Seçimden sonra hükümetin hakkında ‘terörizm propagandası’ yaptığı iddiasıyla soruşturma başlattığı medya grubu Doğan Holding’in hisselerinin yüzde 15 değer kaybettiği\" hatırlatılıyor.
\'Uzlaşma işareti yok\'
Henüz hükümeti kurmayan iktidar partisinin Kürt meselesinde de fazla uzlaşma işareti göstermediğine, Barış sürecini devam ettirmek istediğini söylediğine ama PKK’nın ülkeyi terk etmesini ve saldırıları durdurmasını şart koştuğuna dikkat çekilen yazıda, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan\'ın, seçimin ertesi günü Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde oylarının bir kısmını AKP’ye kaptıran HDP’yi by-pass edebilecekleri mesajını verdiği vurgulanıyor.
HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü\'nün, ‘Alternatifler bulmaya çalışıp Kürt toplumunun farklı kesimlerinin arasını açacaklar’ şeklindeki sözlerine dikkat çeken yazıda, Kürkçü\'nün, Erdoğan ve AKP’nin muhafazakâr Kürtleri sol eğilimli Kürtleri bölebileceğine inancına yer veriliyor ve HDP ve diğer Kürt grupların, yeni barış sürecini yürütecek bir komisyon oluşturulmasını önerdiği ancak AKP\'nin henüz buna yanıt vermediğine dikkat çekiliyor.
Haberde, seçim sonrası Türk Devleti\'nin, Kuzey Irak’taki PKK kamplarını yeniden vurmaya başladığı ve örgütün içerideki mevzilerine yönelik operasyonlarını iki katına çıkardığı belirtiliyor.
Başkanlık tartışması
AKP yetkililerinin, Erdoğan’ın uzun zamandır dile getirdiği arzusu için planları tartışmaya başladıkları dile getirilen haberde bu hazırlıklar şöyle dile getiriliyor:
\"Anayasayı değiştirerek başkanlık sistemi yaratmak. Cumhurbaşkanı’nın sözcüsü amacın Türkiye’deki sistemi mümkün olduğunca daha işler hale getirmek olduğunu söylüyor. AKP anayasanın değiştirilmesi konusunda referandum yapılması için 13 milletvekiline ihtiyaç duyuyor. Bu desteği MHP’den alabilir. Bu, ülkede zaten zor durumda olan kuvvetler ayrılığını iyice erozyona uğratır. Bu arada, Erdoğan Başbakan Ahmet Davutoğlu’na resmi yetkilerini kullanmasına izin verecek ama arka planda ipleri onun elinde olacak.”
Haberde Erdoğan’ın zaferinin Türkiye’yi daha da, halk desteğine sahip güçlü adamların kurumları sindirdiği, zayıf bölünmüş muhalefet üzerinde hâkimiyet kurduğu, Rusya, Venezuela ve diğer bağnaz demokrasilere benzeteceği yorumuna yer veriliyor.
\'Kozlar Erdoğan\'ın elinde\'
Türkiye’nin AB’ye girme planının, hoşgörüsüzlük nedeniyle sekteye uğramış olabileceği ileri sürülen haberde kozların Erdoğan\'ın elinde olduğuna vurguda bulunuluyor:
\"AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn ve ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’yi gazetecilere baskı yapmaması konusunda uyardı. Fakat Avrupalı liderlerin, mülteci akınını durdurmak için Türkiye’nin yardımına ihtiyacı var. Ekim ortasında AB ve Almanya Başkanı Angela Merkel, mülteciler konusunda bir anlaşmaya varılması karşılığında bazı başlıklarda müzakerelerin açılmasını kabul etti.\"
\"Ve ABD için Türkiye, IŞİD’le savaşta, fazla gürültü çıkarılamayacak kadar yaşamsal önemde. Bu yüzden kozlar Erdoğan’ın elinde. Erdoğan, savaşı tırmandırmak, etnik gerilimi körüklemek ve basın özgürlüğünü baskı altına almaya dayalı bir seçim kampanyasının işe yaradığını gördü.”
