Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyaretinin Nairobi durağında beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Menbic operasyonuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bizim gerek Suriye’de, gerek Irak’ta, NATO müttefikleri olarak ABD ile ortak çalışmalarımızın olması gerekir. En son Menbiç’i DAİŞ’ten arındırma meselesiyle ilgili görüşmeler oldu. Suriye Demokratik Güçleri’nde 2 bin 500 kadar Arap var. Bunlara 450 YPG’linin de lojistik destek verdiğinden söz ediliyor. Hassasiyetimizi, kararlılığımızı muhataplarımıza söyledik. Kuzey Suriye’de yeni bir sorun yaşamak istemiyoruz. Gerekirse kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Menbiç Kürtlerin değil, Arapların yaşadığı bir yer. Kürtlerin gelip oraya yerleşmeleri gibi bir mantık olmaz. Biz YPG’nin batıya geçmesini istemiyoruz. ABD ise “Lojistik için gelseler de geri dönecekler” diyor. Dedikleri gibi mi olacak, izliyoruz. Ama orası zaten Araplara ait.”
Alman Parlamentosu da 1915 olaylarına ilişkin tasarının onaylanmasıyla ilgili olarak “Alman Parlamentosu’nda alınan kararın bir kıymeti harbiyesi yok. Burada da bir üst akıl var. Böyle bir talimat gelmiş olmalı” dedi.
Tasarının onaylanmasıyla Türkiye’nin tavrının ne olacağına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Alman parlamentosunun kararı hayra alamet bir adım değil. Önce gereken değerlendirmeleri yapmamız lazım. Öfke ile kalkıp zararla oturmak bize yakışmaz.” dedi.
Operasyonlar ve kentsel dönüşüm
Erdoğan sokağa çıkma yasağı uygulanan ve operasyonlar yapılan Kürt kentleriyle ilgili düzenleme üzerine bir soru üzerine de şu bilgileri verdi:
Operasyonların yapıldığı il ve ilçelerde sürekli açıklamalar yapılıyor. Yüzde 80, yüzde 100, mesela Nusaybin’de yüzde 95 deniliyor. Bunlar güvenlik güçlerimizin elindeki oranlar. Ama iş bununla kalmayacak. Yeni yönetimle bir şeye başlıyoruz. Bu söylenen il merkezlerinde, ilçelerde yoğun şekilde, vatandaşlarımız devletin onların yanında olduğunu somut bir şekilde hissedecek...
Mesela Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinesinde altyapı, üst yapı noktasında çalışmalar başlayacak. O ilçenin nasıl değiştiği açıkça görülecek. Bu bizim 6 ay ile 1 yıl arasında bir zamanımızı alır. Orada bir değişim yaşanacak. Hak sahipleri yerlerini alacaklar. Spekülasyonların asılsız olduğu ortaya çıkacak.
Olaylar nedeniyle evlerinden ayrılmak durumunda kalmış vatandaşlarımızın kiralarını, bu süre zarfında devlet zaten ödüyor. Yeter ki buldukları kiralık ev terör bölgesinde olmasın. Mesela Sur’da tarihi eserlerin bulunduğu yerlerin bazı bölümlerinde bir şeyler olmuş ama yarısında hiçbir şey yok. Biz ilk etapta o yerleri yeniden yapalım istiyoruz. Diğer yerlerin kentsel dönüşümünü daha sonra başlatalım diyoruz.
Vatandaşlarımız oralarda evlerine kavuştuklarında, devletin kendi yanlarında olduğunu hissedecekler. Tabii bazıları nankörlük de edebilir. İnsanoğludur sonuçta. Ama biz devlet olarak görevimizi yaparız.