Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Al Jazeera'ye verdiği röportajda Trump'ın telefon görüşmesinde ABD'nin PKK, YPG ve PYD'ye yönelik politikasını değiştireceği yönünde bir söz verip vermediğiyle ilgili soruya, "Zaten daha önce bu konuda yani terör örgütlerine karşı bizim ortak dayanışma içerisinde bir çalışmamızın olması gerektiğini söylemişlerdi. Şimdi yapacağımız görüşme, artık bunun tamamen yüz-yüze görüşmede detaylandırılması olacaktır ve orada tabii biz birçok belgeleri de kendilerine sunacağız. Daha önceleri de PKK'yla ilgili konuda mutabakatımız var idi. Obama döneminde de bu konuda mutabakat vardı fakat Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır ama şu andaki yönetimin aynı durumda olacağına ihtimal vermiyorum." cevabını verdi.
Erdoğan, Trump döneminden umutlu olduğunu, Trump'ın "sizinle çok önemli işler yapacağız" sözünün bunu gösterdiğini söyledi.
AGİT'e tepki
Erdoğan, referandumla ilgili ön raporunda, "referandumun eşit olmayan şartlarda yapıldığını" ifade eden AGİT'e de tepki gösterdi.
"Bakın şu anda benim elimde terör örgütlerinin temsilcilerinin resimleri var. Bunlar nasıl çalışmışlar, nasıl bunlara destek vermişler ki biliyorsunuz PKK terör örgütü olarak Avrupa Birliği'nde kabul edilmiş bir örgüttür. Bu şahıs Avrupa Konseyi'nin parlamenter olarak bir üyesidir ve bunu bize AGİT gözlemcisi olarak gönderdiler Türkiye'ye. Halbuki bu adamların bağımsız olarak rapor düzenlemesi lazım. PKK bayrağını elinde tutan böyle bir adam bağımsız olarak nasıl rapor yazacak, yazabilir mi? Bu adam maalesef bir terörist olarak burada raportörlük görevini yapıyor, geliyor Türkiye'ye buradan rapor tutuyor ve bunun tuttuğu rapor bağımsız olacak, bu mümkün mü? Değil. Bakın aynı şahıs, buyurun, hayır kampanyası yapıyor. Nerede? Almanya'da. Biz böyle bir şahıstan bağımsız bir gözlemcilik görebilir miyiz? Göremeyiz. Şimdi bunu söylediğimiz zaman Batı rahatsız oluyor. Buyurun, bu da yine bir parlamenter, bakın bu da yine şu gördüğünüz paçavralar terör örgütünün paçavralarıdır. Onlara nutuk atıyor ve bu Danimarkalı bir milletvekili. Şimdi bütün belgeler ortada, sadece bunlar değil, daha bunların dışında 7-8 tane daha var böyle. Şimdi bunlara karşı Tayyip Erdoğan gerçekleri, hakikatleri dile getirince Tayyip Erdoğan ne oluyor? Sevilmeyen adam oluyor, diktatör oluyor."
İran'a "Pers yayılmacılığı" tepkisi
Programda Erdoğan'a, Sykes-Picot Antlaşması'nın üzerinden 100 yıl geçmesinin ardından Batı medyasında bölgenin tekrar dizayn edildiği ve Türkiye'nin özellikle Suriye ve Irak karşısında seyirci kalıp kalmayacağına ilişkin bir soru da yöneltildi.
Sykes-Picot olayına ne denli karşı olduklarını hep ifade ettiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii onlarla görüştüğümüz zaman, 'Biz Irak'ta, Suriye'de toprak bütünlüğünün yanındayız' diyorlar fakat uygulamaya geldiği zaman sanki bir paylaşım havası esiyor, sıkıntı burada. Bakıyorsunuz İran'ın Pers yayılmacılığı anlayışı son zamanlarda bayağı baş ağrıtmaya başladı. Örneğin Irak'ta DEAŞ'la mücadelede göze çarpan şey bu. Mesela Haşdi Şabi kimdir, arkasında kim var? Haşdi Şabi, enteresan, 'Terör örgütü değildir' diye Irak Parlamentosundan çıkıyor, halbuki bir terör örgütü ama arkasında kimlerin olduğu önemli. Şimdi bakın orada onlar ne yazık ki bir taraftan Sincar'a yönelik çalışmaları diğer taraftan da Telafer'e yönelik bunların saldırıları var. Telafer'de kim var? Telafer'de yaklaşık 400 bin Türkmen var; bunların bir kısmı Şii'dir, bir kısmı Sünni'dir ama şimdi onlar dağıldı, orada az miktarda insan kaldı. Şimdi Haşdi Şabi oraya yürüyor, böyle bir durum söz konusu; aynı şeyi merkezde de görüyoruz. Bunlar bizi üzüyor, bunların olmaması lazım."