Rûdaw’da Rawin Sterk’in programına konuk olan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Son siyasi sürece dair değerlendirmelerde bulunan Encü, şu ifadeleri kullandı:
“Çalışmaları en üst şekilde devam ettiriyoruz. İstanbul’da bu anlamda oldukça fazla heyecan var, son olarak Kartal’da kitlesel ve coşkulu bir mitingimiz vardı. Gerek pandemi gerekse HDP üzerindeki baskılar ve hukuksuzluklar halkı uzun zamandır etkilemişti.
Fakat girdiğimiz şu seçim sürecinde hem HDP’ye yönelik tutum hem de Eş Başkanımız Pervin Buldan’ın ‘kendi adayımızı çıkaracağız’ yönündeki açıklaması halkta büyük bir coşku yarattı.”
10 Şubat’a kadar sürecek Kürtçe seçmeli ders sürecine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
“Doğrusu biz bu seçmeli derslerin bir ‘kandırmaca’ olduğunu düşünmüyoruz, ama şu anda büyük bir eksiklik olduğu kanaatindeyiz. Çünkü HDP’nin programında Kürtçenin seçmeli ders olması yönünde bir madde yok. Biz Kürtçenin eğitim dili ve resmi dil olmasını istiyoruz.
“Pek çok öğrenci Kürtçe dersi seçti ama bu karşılıksız çıktı”
Biz bu iki talep üzerine siyasetimizi yürütüyoruz ve bu yönde çalışmalarımızı yapıyoruz.
Biz geçen sene bir kampanyaya başladık. Pek çok öğrenci okullarda gidip Kürtçe dersleri seçti ama maalesef bu karşılıksız çıktı. ‘Öğretmen yok, biz öğretmen bulamayız’ gibi türlü türlü gerekçelerle hareket ettiler. Amaç orada Kürtçenin seçmeli ders olması değildi.
Kürtçe, seçilecek bir şey değildir. Öğrenilmesi gereken ve dışarıdan gelen bir yabancı dil değil. Bu ülkede yaklaşık 20 milyon Kürt yaşıyor. Bu dilin de egemen bir dil olması gerekiyor. Eğitim dili ve resmi dil olması gerekiyor.”
“HDP, neden dahil olmadı?”
Rudaw muhabirinin “Şüphesiz bütün bunlar doğru ve hemfikiriz. Ama geçtiğimiz sene yaklaşık 20 bin öğrenci Kürtçe seçti ve öğrendi. 2 saat de olsa HDP de şayet bu anlamda dahil olup halkı bilgilendirseydi... Siz de HDP olarak şu anda mevcut başarınıza adım adım ulaştınız. HDP dahil olsaydı, adım adım devlet memur ataması da yapardı Kürtçe öğrenenlerin sayısı da artardı” yönündeki yorumuna Encü şöyle yanıt verdi:
“Şüphesiz bir siyasi bir gündem olarak ele alıp siyaset yapabiliriz ve halkı bu anlamda bilgilendirebiliriz. Fakat biz her toplantımızda, her kongremiz ve halk buluşmamızda, biz zaten halkımızı bilgilendiriyoruz. Örneğin İstanbul’da miting için çalışma ve hazırlık yürüttüğümüzde bu mesele de bizim gündemimizdeydi. Kendi varlığına, kültürüne ve diline sahip çıkmak adına her türlü fırsatı kullanın anlayışıyla hareket ettik. Ama dil başka bir şeydir.
Sadece siyasetin ilgilenmesi yetmiyor, bu aslında siyaset üstü bir meseledir. Dil alanında çalışma yürüten Kürdistan’daki kurumların öncülüğünde bu şeylerin yapılması, çalışmaların yürütülmesi gerekir. Nitekim bu çalışmalar yürütülüyor da.
“HDP, çalışmalarında Kürtçeye neden öncelik vermiyor?”
Rûdaw muhabirinin “Dil anlamında HDP’ye karşı genel bir eleştiri söz konusu. Eşbaşkanların açıklamaları ya da çoğunluğu Türkçe yapılıyor. HDP’nin çoğu çalışması Türkçe olarak yapılıyor. Siz neden Kürtçeye öncelik vermiyorsunuz” sorusuna ise Encü’nün yanıtı şu oldu:
“Bu, Kürtçeye gereken önemi vermediğimizden değil. Siz Türkiye’de bir siyaset yürütüyorsunuz ve sizin sesinizi Türkiye’nin batısına ve halkına ulaştırmanız gerekir. Doğrudur, bizim siyasetimizde Türkçe egemen dil. Bu anlamda kendimizde eksiklik görüyoruz. Bu eksikliği bertaraf etmek ve ortadan kaldırmak için de çalışma yürütüyoruz.
Eşbaşkanımız Mithat Sancar konuşma için sahneye çıktığında, röportajlarında, çağrılarında Kürtçeyi kullanıyor. Sözcümüz Ebru Günay da basın açıklamalarını Kürtçe yapıyor. Ömer Öcalan gibi diğer siyasetçilerimiz de Kürtçeyi öne çıkarıyorlar.
2 buçuk yıldır Kürdistan’da diğer partilerle de Kürtçenin egemen dil olması için bir kurum kurduk. Kürdistan siyaseti ve toplumunda çalışmaları yürütüyoruz.
Kürtçe dersler, Kürtçe eğitim alanlarında da arkadaşlarımız da başvuru yapıyor. Bu anlamda bir çabamız söz konusu, ama bu yeterli olduğu anlamına gelmiyor. Biraz zaman gerekiyor.”