GENAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş, AK partinin oylarının yüzde 44’e çıktığını, muhalefet partilerinin ise oylarının düştüğünü söyledi.
Rûdaw’dan Hêvîdar Zana’nın sunduğu programa katılan İhsan Aktaş, “Halk hükümetin çalışmalarına baktı, işte her gün işlerinin başındalar, koşturuyorlar. Diğer taraftan masadakiler de sadece kavga ediyorlar. Bu AK Parti'nin oylarını yaklaşık yüzde 43 civarına çıkardı, İYİ Parti'nin oyları 14'ten 11'e düştü. Cumhuriyet Halk Partisi 26'dan 22'ye falan düştü. Bir tarafta artış bir tarafta eksilme oldu” diye konuştu.
İhsan Aktaş Türkiye’de halkın başlangıçta muhalefeti izlediğini ancak altılı masanın giderek umut vaat etmekten uzaklaştığını belirterek, “Aslında konuyu 6 ay öncesinden alabiliriz. 6 ay önce toplum, Millet İttifakı’na bir değer atfetti, yani acaba bunlar da iktidar olabilir mi diye; fakat bu süre içerisinde onlar sadece kavga ettiler. İYİ Parti ile HDP kavgası oldu, sonra CHP ile İYİ Parti arasında bir mücadele başladı, aday kim olacak meselesinde. Aslında altılı masayı oluşturanlar politikalarını başlangıçta netleştirmemişlerdi. Bunları yolda netleştiririz diye yola çıktılar. Bunu da bir strateji olarak gösterdiler ama vatandaş baktı ki bu muhalefetten bir şey çıkmıyor” dedi.
“Bu arada AK Parti ne yaptı?”
Muhalefet olumsuz bir tablo çizerken AK Parti’nin toplumdan gelen ekonomik ve sosyal talepleri görerek bunlara cevap olmaya başladığını ifade edem Aktaş, “Peki bu arada AK Parti ne yaptı?.. Geçtiğimiz seçimlerde yani 4-5 yıl öncesine kadar Türkiye'nin altyapı sorunları tamamlanmıştı. Yani yollar, hastaneler, köprüler, okullar, üniversiteler, havayolları falan tamamlanmış. Milletin talepleri artık bireyselleşmiştir. Yani şöyle: Benim maaşım ne kadar olacak, öğrencimin bursu ne kadar olacak, sağlık konusunda sıkıntı yaşayacak mıyım?.. Yani gündelik olarak ya da yoksullukla alakalı zorluk çekersen benim durumum ne olacak gibi... Hükümet doğrudan bu alanlara yöneldi. Memurların maaşlarına zam yaptı, asgari ücreti arttırdı, 2,5 milyon insanın emeklilik sorununu çözdü. 6-7 ay öncesinde enflasyon kontrol altına alınamaz durumdaydı, fiyatlar her gün artıyordu hükümet en azından şunu yaptı, enflasyonun hararetini soğuttu, enflasyonu daha dengeli hale getirdi. Yani şöyle diyelim: 6 ay önce maaşlar arttığında 3 ayda eriyordu. Şimdi memur veya işçiye zam verdiğinde 6-7 ay sonra eriyor. Sonra şunu gördü hükümeti Türkiye'de aslında ticaret iyi, ihracat iyi, millet işini yapıyor fakat yoksullaşan kesimler vardı onlarla ilgili de yaklaşık 16 milyarlık yardım bütçesini 40 milyara çıkardı. Öğrencilerin burs borçlarını sildi, 2 binin altında borcu olanların borçlarını bir defada sildi. Yani hükümet yaklaşık 10 alana dokundu ve her dokunduğu alan bir ya da 2 milyon kişi ilgilendiriyor” diye konuştu.
“Masadakiler sadece kavga ediyorlar”
Halkın, hükümetin icraatlarına bakarak karar verdiğini, bir yandan da muhalefetin kavgalı halini gözlediğini belirten Aktaş, “Hükümetin çalışmalarına baktı, işte her gün işlerinin başındalar, koşturuyorlar. Diğer taraftan masadakiler de sadece kavga ediyorlar bu AK Parti'nin oylarını yaklaşık yüzde 43 civarına çıkardı, İYİ Parti'nin oyları 14'ten 11'e düştü. Cumhuriyet Halk Partisi 26'dan 22'ye falan düştü. Bir tarafta artış bir tarafta eksilme oldu” dedi.
“Her partinin hiçbir şartta etkilenmeyen oyları var”
AK Parti’ye oy verenlerin partiden uzaklaşsalar bile başka partiye geçmediğini, kararsızlarda kalarak hükümetin toparlanmasını beklediğini kaydeden Aktaş şöyle devam etti:
“Türkiye'de her bir partinin hiçbir şartta etkilenmeyen oyları vardır. AK Parti'nin, CHP'nin; ama nihayetinde ekonomiyi iyi gittiğinde oylar arta ekonomi kötüye gittiği zaman azalır. Fakat Türkiye'de ilginç bir şey yaşanıyor. Millet Ak Parti'nin oyları zayıfladığı zaman onu başka partiye vermiyor, kararsızlığa, açığa alıyor, orada bekliyor. AK Parti'de iyileşme olduğu zaman o hemen tekrar AK Parti'ye dönüyor. Şimdi geçtiğimiz yıl pandemi de bir şey yaşanıyordu Tayyip Erdoğan'ın buradan haberi var mı bunu görüyor mu biliyor mu gibi sorular soruluyordu. Aslında şu an Tayyip Erdoğan tam da milletin ne istediğini biliyor, görüyor. Bir de bir konuyu gündemine aldığı zaman Tayyip Erdoğan pratik olarak çözme kabiliyetine sahip. Az önce saydığım EYT’de olduğu gibi... Bir de vatandaş şunu istiyor: Benim ülkemi kim yönetebilir. Bütün tartışmaları geriye bırakır, tabloya bakar a grubu mu yönetecek B grubu mu? Kimin yönetmesini uygun görürse ona doğru gider.”
“HDP'nin hatası peşinen tapusunu Millet İttifakı’na vermiş olmasıydı”
HDP’nin altılı masada yer almayışını HDP’nin başından itibaren izlediği siyasetin yanlışlığının sonucu olduğunu ifade eden Aktaş, “Bence HDP'nin hatası da peşinen tapusunu millet ittifakına vermiş olmasıydı ve aslında daha derin bir problemi var Türk siyasetinin. Mesela HDP'ye sorun Türk siyasetinden beklentiniz nedir cevabı yok mu sorunun. Cumhuriyet Halk Partisi'ne sorun sizin Kürt sorunu ile alakalı siyasetiniz nedir onların da bir cümlesi yoktur, sadece anlamsız barış kardeşlik, gereksiz şeyler söylüyorlar. Eğer siyasi partilerin politikaları olsaydı masada birbirleriyle konuşurlardı... HDP'nin bir oyu var. Türkiye'de çukur eylemlerinden sonra bölge halkı PKK'nın hiçbir eylem çağrısına cevap vermedi. HDP'nin mitinglerine de katılmadı fakat bir şey yaptı. O günlerde yüzde 10-12 civarında oyla HDP'nin arkasında durdu. Bunun kimlik kaynaklı sebepleri vardır, kültürel sebepleri vardır. Aslında bölge halkı tercihini siyasetten yana yaptı yani oyunu HDP'ye verdi, onların arkasında durdu. Siyaseten bir şey yapın dedi. Bence HDP siyaset üretmiyor, bölgenin kalkınması ile gelişmesi ile ilgili, ülkenin demokratikleşmesi ile ilgili bir siyaset talebi yok. Sadece hükümet ya da Tayyip Erdoğan nefreti var ama nefretten siyaset çıkmaz. Bir de nefret ettikleri adam kim, bölgeyi demokratikleştiren adam...” diye konuştu.