Hatip Dicle: Darbeciler Kürdistan'ı Laboratuvar olarak kullandılar

DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, “Kürdistan\'da savaşı yürütenler, darbe sürecini başlatanlar son bir yılda Kürdistan\'ı laboratuar halinde kullanarak, Ankara\'da bir darbeyi gerçekleştirmenin hazırlığını yapıyorlardı. Kürdistan\'ın dağlarını ve şehirlerini bombalayan uçaklar Amed\'ten kalkıp Ankara\'yı da bombaladılar “ ifadelerini kullandı.

06.08.2016, Cts - 11:34

Hatip Dicle: Darbeciler Kürdistan'ı Laboratuvar olarak kullandılar
Haberi Paylaş

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ara Dönem Genel Kurul Toplantısı Diyarbakır’da konuşan Dicle, Demokratik cumhuriyetler dönemi denilen 21\'inci yüzyılda, askeri darbenin geliştiğine dikkat çeken Dicle, bunun sıradan bir gelişme olmadığını ifade etti.

Dicle, \"Türkiye gibi Avrupa Birliği\'ne girmeye çalışan ve kendisini demokratik bir ülke olarak göstermeye çalışan bir ülkede darbe yapılıyorsa, bunun üzerinde durmak gerektiğini\" belirtti

Konuşmasının devamında, İki şeye dikkat çekmek istediğini dile getiren Dicle, Birincisi Kürt halkının darbe teşebbüsünün gerçekleştiği anda net bir tavır göstermesiydi. Çünkü biliyordu ki yapılan bütün askeri darbelerin sonu kendisine dayanıyor.

İkincisi ise, darbe gecesi Türkiye toplumunun sokaklara dökülüp meşru hakkını kullanmasıydı. Yapılan darbe girişiminde tuhaftır ki Türkiye\'de ilk kez halk, sokağa inip direnme hakkını ortaya koymuştur. Dileriz aynı tavır geliştirilecek sivil darbelere karşı da olur.

Türkiye\'de darbelerin bu kadar tekrarlandığı konusunun yapısal nedenlerine dönmek isterim. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında böyle değildi. 23 Nisan’da kurulan Meclis, darbeci geleneğe karşı Gazi Meclisi denen bugünkü Meclis, Kürtleri tanıyordu.

Her kimlik kendi ifadesini bu Meclis\'te buluyordu. Hiçbir kimliği reddetmeyen, Alevi toplumu dahil tüm inanç farklılıklarını kapsayan bir anlayış hakimdi. 1921 Anayasası bu ruh üzerine oluşturuldu. Buna uygun idari sistemler düşünülmüştü. Bir anlamda adem-i merkeziyetçi bir yaklaşım, yani özerk bir yönetim esas alınıyordu. O Meclis, Kürdistan\'a özerkliği kabul eden bir Meclis\'ti.

Sayın Abdullah Öcalan\'ın amacı demokratik bir cumhuriyete geçişi sağlayabilmenin hamlesini gerçekleştirmekti. 5 Nisan 2015 yılında Başbakan süreci bitirdiğinde yapılan bu darbeye zemin hazırladı.

Kürt sorunu çözülmeden demokratik çözüm ve demokrasi gelişmez. Türkiye\'yi güvenceye alacak yol, demokrasinin ve barışın yoludur. Bunların uzak olduğunu görüyoruz. Yeni bir Milliyetçi Cephe oluşturulduğunu görüyoruz. Alevileri ve Kürtleri dışladıklarını görüyoruz. Fetullahçı kesimleri tasfiye ettikten sonra Kürtlere ve demokratik çevrelere yöneleceklerini görüyoruz.

Kürdistan\'da savaşı yürütenler, darbe sürecini başlatanlar son bir yılda Kürdistan\'ı laboratuar halinde kullanarak, Ankara\'da bir darbeyi gerçekleştirmenin hazırlığını yapıyorlardı. Kürdistan\'ın dağlarını ve şehirlerini bombalayan uçaklar Amed\'ten kalkıp Ankara\'yı da bombaladılar. Ne ekersen onu biçersin! Kürtlere bu kadar düşmanlık yaparsan, sonuç bu olur. Ama buna rağmen Kürtler bu darbeye prim vermediler.

Sayın Öcalan\'ın 5 Nisan\'dan beri bir tecrit altında olduğunu ve ailesiyle görüştürülmediğini biliyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı\'nın hayatının tehlikede olduğu bir süreçte, sadece Adalet Bakanı\'nın bilgilendirmesinden tatmin olamayız.

Görüşmelerin tekrar başlaması, çözüm masasına dönülmesi konusunda bir testten geçtiğinizi bilmeniz gerekiyor. Halkımızın nabzı bu temelde atıyor. Sayın Öcalan\'dan haber alınıncaya kadar, giderek artan bir tempoyla meydanlarda olmayı, bu konuda sabrımızın son noktasına dayandığını göstereceğiz.\"

Nerina Azad
Bu haber toplam: 5205 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:05:04
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x