Kürdistan Bölgesi Duhok iline bağlı Zaho ilçesindeki sivillere yönelik saldırıya tepkiler sürüyor.
TBMM Araştırma Komisyonu kurulmasını ve sivillere yönelik gerçekleştirilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerinin araştırılmasını talep eden İHD, Irak ve Suriye tezkerelerinin iptali talebini hatırlatarak, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü çağrısı yaptı.
HDP'li milletvekili Fatma Kurtulan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna Zaho'ya derhal inceleme ziyareti yapılması talebiyle başvuruda bulundu.
EMEP Bölge Örgütü, kitleleri açlığa, yoksulluğa sürükleyen iktidarın seçim arifesinde sınır ötesi operasyonlar ve söylemleri ile halkları birbirlerine karşı kışkırttığını belirterek "Askeri operasyonlar ve savaş politikaları karşısında birlik olmaya ve Kürt sorununun eşit haklar temelinde barışçıl çözümü için mücadele etmeye çağırıyoruz" açıklamasının paylaştı.
İHD: TBMM Araştırma Komisyonu Kurulmalı
Saldırıyı kınayan ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını isteyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, Irak Hükümet yetkilileri ve Kürdistan Bölgesi Yönetiminin saldırının TSK kaynaklı top atışları olduğuna dair açıklamalarını hatırlattı.
İHD açıklamasında, "Türkiye Dışişleri Bakanlığının bu olay ile ilgili yapmış olduğu açıklama gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Türkiye sürekli olarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda sivillere yönelik saldırı gerçekleştirmediğini belirterek konuyu geçiştirmek istemektedir. Kaldı ki söz konusu bölgede askeri faaliyet içerisinde bulunan TSK ve bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığının herhangi bir açıklama yapmaması ise oldukça manidardır" dedi. İHD, geçmişte Irak ve Suriye tezkeresinin TBMM tarafından kabul edilmemesi, hükümetin yurtta barış dünyada barış siyasetine dönmesi gerektiği çağrıları yaptığını hatırlattı.
Diyarbakır Barosu'nun Yanındayız
Zaho katliamına tepki gösteren Diyarbakır Barosu ve diğer bölge barolarına yönelik ırkçı/nefret söylemlerinin kınandığı açıklamada "Nefret saldırısında bulunan kişilerin tespit edilerek haklarında etkili soruşturma ve kovuşturma yöntemlerine başvurulmasını, Diyarbakır Barosunun yalnız olmadığını ve başta Barolar Birliği olmak üzere diğer baroların ve insan hakları örgütlerinin Diyarbakır Barosu ile dayanışma içerisinde olması gerektiğini vurgulamak isteriz."