OHAL Kararnameleri ile kapatılan yüzlerce dernek arasında Kürtçe dili ve edebiyatı üzerine çalışma yapan dernekler de vardı. Kısa adı Kurdi-Der olan Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği, İstanbul’da faaliyet gösteren Kürt Enstitüsü bunlardan sadece birkaçı oldu.
İstanbul Kürt Enstitüsü’nün yeniden açılması için change.org’da başlatılan imza kampanyası 1500 imzayı buldu. Enstitü yöneticisi Sami Tan, İdare Mahkemesi’nde dava açmak için de hazırlıkların tamamlandığını söyledi.
Derneğin kapatılmasıyla Kürtçe dil eğitimi alan 300 kadar öğrencinin eğitiminin, Kürt mitolojisi, Osmanlı belgelerinde Bitlis gibi kitap çalışmalarının yarım kaldığını anlatan Tan, derneğin mühürlenmesiyle de daha basımı yeni tamamlanmış bine yakın çocuk kitabının içeride kaldığını söyledi.
25 yıllık bir geçmişi olan İstanbul Kürt Enstitüsü ve Kurdi-Der’in açılması için yürütülen çalışmalar siyasetin de gündeminde. Türkiye’nin ilk Kürtçe Enstitüsü’nün Müdürlüğünü yapan HDP Mardin Milletvekili Kadri Yıldırım, kapatılan Kürtçe dil dernekleri ve Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji bölümünden 6 akademisyenin ihracıyla ilgili AK Parti Grup Başkanvekilleri aracılığıyla Başbakan Binali Yıldırım’dan randevu talep ettiğini söyledi.
Milletvekili olmasa bugün kendisinin de ihraç edilmiş olacağına dikkat çeken Kadri Yıldırım şunları söyledi:
“Yaşayan Diller Enstitüsü AKP’nin attığı bir adımdı, olumlu gördük içinde yer aldık. Çok da iyi bir noktaya getirdik. Mardin Artuklu’da hocalar da bin bir fedakarlıkla çalıştı. Bizim üzerimizden siyaset yapıp ranta da çevirmek istediler. Dönemin Başbakanı Erdoğan, Mardin’deki bir konuşmasında beni ve bugün ihraç edilen ekibi kutlarken “Devrim gibi işler yapıyorlar. Burada yetişenleri Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevlendireceğiz” diyordu. Bu sözler söylenirken kadro ne idiyse bugünkü kadro da aynı. O zaman devrim yaptık, şimdi ihraç edildik. Bir karşı devrimle devrildik.