Amerika’nın Sesi’nin Elysee kaynaklarına dayandırdığı habere göre Macron, Merkel'e "Türkiye'nin Akdeniz'de provokatif girişimlerine son vermesini sağlamak için Almanya ile birlikte hareket etmeyi" önerecek.
Fransa'da en son, bundan 30 yıl önce, 1985 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı François Mitterrand, o zamanki Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ü yazlık sarayına davet etmişti. Macron ise göreve geldiğinden bu yana her sene bir lideri yazlık konuğuna davet etmeyi gelenek haline getirdi. Bu çerçevede 2018'de İngiltere eski Başbakanı Theresa May, geçtiğimiz yaz da Rus lider Vladimir Putin'i davet etti.
Haberde aktarılana göre görüşmede, koronavirüsle mücadele çerçevesinde AB'nin zor durumdaki ülke ekonomilerine yapacağı hibenin takvimi ilk konu olacak. Ancak iki liderin ağırlıklı konusu sık sık ters düştükleri Doğu Akdeniz’le Brexit, İngiltere’yle gümrük hakları müzakereleri, Lübnan'a yardım, Belarus ve Mali'deki askeri darbe gibi uluslararası dosyalar olacak.
Fransa ve Almanya, Merkel’le Macron, uluslararası pek çok dosyada ayrışıyor, beklenen Fransa-Almanya birliğini bir türlü gösteremiyordu. Ancak, Corona salgını üzerine AB'de dayanışmacı kampa geçen Merkel, dönem başkanlığı boyunca önemli dosyaları Macron’la birlikte yürütme stratejisini uygulamaya başladı. Hollanda'nın başını çektiği "4'lü tutumlular" kampını terkeden Merkel'in Fransa, İspanya ve İtalya'nın tarafına geçmesi önemli bir değişim sağladı ve 500 milyar Euro'luk hibe içeren dayanışma planı, Merkel'in desteği sayesinde kabul edildi.
Fransa'nın Avrupa'dan sorumlu yeni devlet bakanı Clement Beaune, Le Parisien gazetesine "İki lider arasında Covid'le mücadelede yardım planı bir dönüm noktası oldu" diyerek bu değişimin altını çizdi. Merkel ve Macron, dayanışma fonunun takvimini belirlemenin yanı sıra, çevreci politikaları da bu fona adapte etme ve her iki çalışmayı birlikte yürütmeyi konuşacaklar.
İki lider, virüsle mücadele konusunda birlikte hareket etse de Türkiye ve Doğu Akdeniz konusu, Merkel ve Macron arasında önemli bir görüş ayrılığı yaratmaya devam ediyor.
Merkel, Macron'un ön plana çıkmayı seven, attığı tweetlerle ve sürekli kameralar karşısında yürüttüğü diplomasi tarzından oldukça uzak. Macron, Türkiye'ye karşı tek başına Akdeniz'e savaş gemisi göndermeyi seçerken Merkel, her iki tarafın diyaloğa geçmesi için arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Belarus olayları konusunda Macron'un "Hükümete karşı sokağa çıkanları AB desteklemelidir" açıklamasına karşın Merkel, "Belarus halkı kendi kaderini belirlemeli. Eğer bir politik çözüm olacaksa buna mevcut iktidar da dahil edilmeli" diyerek yine uzlaşmacı bir tavır takındı.
Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs yönetimini açıkça destekleyen Macron'un Akdeniz'e tek başına karar alarak savaş gemisi göndermesi, arabuluculuk yaparak tarafları masaya oturtmaya çalışan Merkel'i öfkelendirdi.
Elysee kaynakları, "Almanya’yla Fransa arasında Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de attığı tek taraflı adımlar konusunda temelde görüş ayrılığı yok, ancak belki de metod ya da yaklaşım farkı olabilir. Temelde bu konuda Almanya’yla Fransa arasında bir çelişki yok, içerikte aynı şeyleri düşünüyoruz" görüşünü dile getirdi.
Elysee üst düzey diplomatı, Türkiye konusuna Fransa'nın yaklaşımınıysa "Bugün Türkiye'nin tek taraflı olarak aldığı kararların bölgede barış ve istikrarı riske attığı ve tehlikeli olduğu açık. Türkiye'nin davranışlarını daha dikkatli seçmesi, biraz daha temkinli adımlar atması gerekir. Bregançon buluşmasında, herkesin kendi kapasitesi ve hassasiyeti çerçevesinde Avrupa için en iyi çözümü bulmak için konuşacağız" dedi.