MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis’in açılışında DEM Parti yöneticileriyle tokalaşması ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu temasa yönelik övgü dolu sözlerinin ardından “Yeni bir çözüm süreci mi geliyor?” sorusu etrafında başlayan tartışmalar devam ediyor.
Kamuoyu, süreç kapsamında tarafların karşılıklı olarak hangi adımları atabileceğinin yanıtlarını ararken, gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı, YouTube’daki yayınında bu konuyla ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
iktidara yakınlığıyla bilinen gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı, PKK lideri Abdullah Öcalan Ankara'da yüksek güvenlikli bir hapishanede, ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ise ev hapsinde tutulması gerektiğini söyledi. “PKK'nın silahlarının toprağa gömülmesi için Öcalan’ın Ankara'da yatması, Türkiye'nin menfaatine” diyen Kütahyalı, Öcalan'ın da tutulduğu İmralı Adası'nın turizme açılmasını da önerdi.
YouTube kanalında bugün yayınlanan programında konuşan Kütahyalı şu ifadeleri kullandı:
"Öcalan ile Kandil arasında bir telekomünikatif bağ yoktur diyemem. Burada Öcalan'ın silahların susmasına, silahların gömülmesinden yana olduğu çok açık. Net bilgi bu. Ha Kandil tartışmalı. Kandil . Burada önemli olan nedir? Bu PKK dediğimiz hareket. Biz Türklere göre terör örgütü. Kimlerine göre değil. Ama bu PKK örgütünün temel lideri kimdir? Abdullah Öcalan. Diğerleri Abdullah Öcalan'ın yanında hiçbir şey değil. Bir de Selahattin Demirtaş'ın gençler üzerinde büyük ağırlığı var. İkisi olay bu. Peki Kandil'in silah bırakmasını ikisi de şartız koşulsuz istiyor mu; istiyor. Özellikle Öcalan kesin olarak istiyor. Peki buradan gelelim şimdi. Devlet beyinin put kırıcı çıkışıyla müthiş bir süreç var.”
“Devletin menfaatinin aleyhine mi?”
“Rasim olarak kendi adıma konuşuyorum. Acaba Abdullah Öcalan'ın İmralı'da kalması mı devletin menfaatinedir, yoksa Abdullah Öcalan'ın Ankara'da yatması mı devletin menfaatinedir? Hapishane aynı hapishane. Hapishane hapishane. İmralı'da da özel koşullarda kalıyor. Ankara'da özel koşullarda aynı şekilde güvenlikli bir şekilde kalsa bu devletin aleyhine mi, devletin menfaatinin aleyhine mi, yoksa daha önceki bu iletişim bozuklukları olmayacak; Ankara'da doğrudan konuşabilecek ve doğrudan netice alabilecek bir durum mu olacak? Yani bir Mehmetçiğin daha şehit verilmemesi için, akan kanın tamamen durması için, silahların ebediyen toprağa gömülmesi için… Amacımız bu. İmralı'da yatması mı Abdullah Öcalan'ın daha efektif olur, İmralı'da yatması mı devletin daha menfaatine olur, yoksa Ankara'da yatması mı devletin daha menfaatine olur?”
“İmralı artık turizme açılsın”
“Herkese bu soruyu soruyorum. Benim cevabım net. Ankara'da yatması devletin daha menfaatine olur, Türkiye'nin daha menfaatine olur. Bir daha kan akmaması için, silahların toprağa gömülmesi için, PKK'nın silahlarının toprağa gömülmesi için, Ankara'da yatması, Türkiye'nin ve Türk devletinin menfaatine olan seçenektir. Bunu konuşalım. İmralı artık turizme açılsın. Turizme açılsın kardeşim ya! İmralı'ya yok koşteler gidiyor, koşteler gitmiyor, duruyor. Orada ne mesaj verildiği belli olmuyor”
"Demirtaş da Ankara’ya nakledilsin”
“Selahattin Demirtaş'ta Ankara'ya nakledilmeli. Selahattin Demirtaş da Ankara'da özel güvenlikli bir evde, hapis kalmadı. Hapis hapishanedir kardeşim! Oradan bir süreç bu süreç daha olumlu konuşulur, mesajları doğrudan iletilir, hem Kandil'e hem DEM’e. Bu Türkiye'ye faydasız mı olacak, faydalı mı olacak; daha faydalı olur. Bu benim görüşüm. Benim düşüncem bu. Ortaya atıyorum. Sizde düşünün. İmralı'da kalması mı devletin daha menfaatine, Ankara'da kalması mı?”