Türkiye kamuoyunun ilgisi son günlerde PKK\'ye yapılan operasyonlar, PKK\'nin saldırıları ve çözüm sürecine odaklanmış durumda. Ancak kentlerde IŞİD\'e yönelik tutuklama dalgası ve yakında başlayacak hava operasyonlarına örgütün nasıl cevap vereceği kritik bir konu.
Örgütün yayın organlarında ve açıklamalarında bu tutuklamalara ve hava operasyonlarına değinmemesi dikkat çekiyor.
IŞİD hakkında geçtiğimiz aylarda \'IŞİD: Barbarlık Devleti\' adlı bir araştırma kitabı yayınlayan Suriyeli muhalif ve insan hakları eylemcisi Haytham Manna (Heysem Menna), \"artık IŞİD\'in Türkiye\'de saldırılar düzenleme vaktinin geldiği\" kanısında.
Manna, özetle Türkiye\'nin IŞİD\'in \'İslam Devleti projesi\' kapsamında olduğunu, örgütün Türkiye\'de sessiz bir şekilde, her yere yayılmış hücrelerle örgütlendiğini, saldırılarında ilk hedef alacağı kesimlerin Kürtler, Aleviler ve azınlıklar olabileceğini söylüyor.
Manna, IŞİD\'in Türkiye\'deki olası eylemleriyle ilgili tahminlerini aktarırken, öncelikle Suriye ve Irak\'ta yaşanan süreçlerden Türkiye\'nin ders almasını öneriyor.
Yazar, Suriye\'de radikal İslamcıların 2000\'li yıllarda büyümesiyle ilgili şunları söylüyor:
\"2003\'te Suriye\'deki Selefi hareket çok ama çok küçüktü. Selefilerin silahlı grubu çok küçüktü. Savaşmak için Lübnan\'ın kuzeyindeki bazı kamplara giden Selefi gruplar vardı. Bunlardan bazıları Lübnan ordusu tarafından yenilgiye uğratılınca Suriye\'ye gittiler. Hepsi Suriye\'de tutuklandı ve Said Naya hapishanesine gönderildiler.\"
\"Mayıs 2011\'de bir genel afla Beşar Esad bu insanların hepsini serbest bıraktı. Ahrar\'uş Şam\'ın lideri Hasan Abud, İslam Ordusu\'nun lideri Zehran Alluş, Sukur\'uş Şam\'ın lideri Ahmet Aisa el Şeyh ve birçok grubun lideri oradaydılar. Bütün bu insanlar hapisteydi ama rejim için tehlikeli değillerdi çünkü onların Suriye\'de yeraltı örgütlenmeleri olmadığını, hapishaneden çıkarlarsa çok fazla şey yapamayacaklarını düşündüler.\"
\"Çıktıklarında bu insanlar Suriye\'deki halk muhalefetine militarize bir boyut verecekti. Bu da Suriye yönetimine halk isyanını durdurma gücü verecekti.\"
\"Ama şimdi çok iyi biliyoruz ki birçok kentte, birçok hücre yeraltında hiçbir propaganda yapmadan çalışıyorlardı ve mücadeleye hazırlanıyorlardı. Bir ay sonra Ahrar\'uş Şam kuruldu. Üç hafta sonra Nusra Cephesi faaliyete başladı. Bütün her şeyi bir ya da üç hafta içinde yapabileceklerini düşünüyor musunuz?\"
Manna, Suriye ile Türkiye\'nin siyasal iktidarlarının farklı olduğu hatırlatması üzerine şunları söylüyor:
\"Siz İslami bir devlet değil laik bir devletsiniz. Nusra Cephesi\'ni, Ahrar uş\' Şam\'ı iyi Müslümanlar olarak görmüyorlar, neden AKP\'yi iyi Müslümanlar olarak görsünler?\"
\'Suriye\'nin Irak savaşındaki hatasını, Türkiye Suriye\'de yaptı\'
Manna, Suriye\'nin 2000\'lerin başlarında Irak\'ta yaşanan çatışmalar sırasında radikal İslamcı grupların ülkeden geçip Irak\'a gitmesine göz yumduğunu, bunun tehlike yarattığını göremediğini, Türkiye\'nin de şimdi aynı konumda bulunduğunu öne sürüyor.
\"2003\'te Suriye yönetimi (IŞİD\'in kurucusu, El Kaide liderlerinden) Ebu Musab Zerkavi\'ye ve birçok farklı gruba yardım etti. Suriyeliler gözlerini kapadılar ve şunu söylediler: Bu cihatçı grubun bir fetvası var, o fetvada deniyor ki \'Suriye bir geçiş bölgesi, bir savaş alanı değil.\' Beş yıl sonra cihatçılar fikirlerini değiştirdi ve bugün dünya çapındaki en önemli sayıdaki cihatçı sayısına sahibiz.\"
\"Suriye, cihatçıların Irak\'a gitmesini kabul edip destekledi. Şimdi Türkiye de aynı şeyi yapıyor.\"
\'Türkiye uzun bir süre IŞİD\'e kolaylık sağladı\'
Batı kamuoyunda Türkiye\'nin IŞİD\'e doğrudan veya dolaylı yoldan destek verdiği iddiaları son dönemde sık sık dillendirildi.
Türkiye ise bu iddiaları yalanlıyor ve bunun bir karalama kampanyası olduğunu belirtiyor.
Manna, Türkiye\'nin IŞİD\'in sınır geçişlerine uzun bir dönem göz yumduğu kanısında:
\"Bize gelen bilgilere göre son 16 ay boyunca her ay IŞİD ve Nusra Cephesi\'nden 1200 kişi Türkiye\'den Suriye ve Irak\'a gitti. Bence bugüne kadar IŞİD\'den 12 binden fazla insan sınırı geçti. Bu bilgiyi önceden IŞİD\'li olup şu anda IŞİD\'de bulunmayan birçok insanın tanıklıklarına da dayandırıyoruz.\"