Trump, açıklamalarından birinde, Türklerle Kürtlerin yüz yıllardır savaştığını iddia etti.
ABD merkezli The Washington Post Gazetesi'nde bir analiz kaleme alan Atthar Mirza ise, Trump'ı söylediklerinin gerçeği yansıtmaması nedeniyle 'Pinokyo'ya benzetti.
Analizde, Trump'ın söylediği iddia edilen yalanlar ve bu gerçekte durumun ne olduğuna dair bilgiler yer aldı:
"Trump, 'Suriye toprakları için savaşmak isterse bu Türkiye ve Suriye'nin kararı, tıpkı yüz yıllardır olduğu gibi savaşıyorlar. Ve Kürtler de yüz yıllardır savaşıyor' paylaşımı yaptı.
Bir başka paylaşımında ise, 'Kürtlere yardım ettik. Melek değiller ancak Kürtlere yardım ettik. Kürtlere, 400 kalıp onları koruyacağız gibi bir taahhütte bulunmadık. Türklerle 300 yıldır savaşıyorlar' ifadelerini kullandı.
Başka bir tweette ise, 'Türkiye, Suriye ve Kürtler yüz yıllardır savaşıyor' yazdı.
Yine, 'Sınıra müdahil olmak istemiyoruz. Türkiye ve Suriye arasındaki sınır - yüz yıllardır savaşıyorlar, yüz yıllardır savaştılar' ifadelerini kullandı.
Benzer bir paylaşımda, 'Bin yıldır savaşıyorlar, yüz yıllardır savaştalar. Askerlerimizi eve getirmek istiyorum' dedi.
Trump, 6 Ekim'de ABD askerlerini Suriye'den çekmeye karar verdiğinde, bölgesel dinamiklerde kaotik bir değişikliği de tetikledi ve Kürtleri yeni bir ittifaka zorladı. o güne kadar, Suriyeli Kürtlerle ABD güçleri, IŞİD'e karşı birlikte savaşmışlardı.
Kararın ardından, Trump Kürt tarihini, yüz yıllar öncesine uzanan çözülemeyen anlaşmazlıklar tarihi gibi sunmaya çalıştı. Bazen yüz yıllar dedi bazen de bin yıl.
Gerçek şu ki, bölgedeki Kürt hareketi ve hem Kürt hem de Türk kimliği çok daha karmaşık. Hikaye sadece yüz yıl önce başlıyor ve barış, baskı, direniş, iş birliği ya da şiddet gibi iç içe geçmiş bir süreci yansıtıyor.
Şimdi bir tarih dersinin zamanı!
Gerçek şu ki, Osmanlı İmparatorluğu içinde, çok sayıda etnisite mevcuttu Kürtler de onlardan biriydi. Kürt olmak kültür ve dile dayanır, politik bir ideolojiye değil. Osmanlı yönetiminde bile, etnik açıdan Kürt olarak tanımlanan insanlar arasında bile farklı diyalektler konuşuluyordu.
Osmanlı döneminde, milliyetçi düşünceler sadece entelektüel çevrelerde var oldu.1920'de bu durum değişti.
Tarih doçenti Lisel Hintz, 'Osmanlı, I. Dünya Savaşı'nda yıkılınca, etnik ve dini bölünmelere dayalı bir nüfus bölünmesi ortaya çıkmakla kalmadı, kolonyal güçlerin çıkarlarına hizmet etmeleri için manipüle de edildiler.
Örneğin, Irak, kuzeyde büyük bir Kürt nüfusunu içererek İngiliz gözetimi altında yaratıldı ve sınırları çizildi. Neden? Kürtler, genelde İslam'ın Sünni kanadına aittirler ve İngilizler, Sünnilerin, güneydeki Şii nüfusu dengelemesini istedi.
Hintz'e göre, Türkiye'de, Kürt nüfus onlarca yıl baskıya maruz kaldı. Atatürk homojen bir Türk kimliği yaratmaya çalıştı bu da Kürt kimliğinin silinmesi ve onlarca yıl öldürülmeleri, yerlerinden edilmeleri anlamına geldi."