Türkiye’de 24 Haziran'da yapılacak olan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerde partiler arasında tartışmalar devam ederken yeni bir Kürt partisi kuruldu. Kürt ve Kürdistan ilkeleri üzerine kurulan İnsan ve Özgürlük Partisi, 3 Mayıs'ta Türkiye İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Sekreteri Mehmet Kamaç, partilerini dört esas üzerine kurduklarını vurgulayarak, amaçlarından bir tanesinin dindar ve demokrat Kürtleri bir araya getirerek Türkiye’de siyaset yapmalarını sağlamak olduğunu söyledi. K24’ün haberine göre; Kamaç, “İnsan ve Özgürlük Partisi kendisini dört prensip üzerine kurulu. Bunlardan birincisi demokratik bir parti olması, ikincisi bir Kürt partisi olması, üçüncüsü evrensel bir parti ve dördüncüsü de bütün dinlerin ve dindarların kendini içerisinde bulacağı bir parti olmasıdır” dedi.
İnsan ve Özgürlük Partisi yetkilileri, parti merkezlerinin Van’da olacağını aktardı. Resmi olarak kurulduktan sonra da Ankara, İstanbul ve İzmir’de parti temsilcilikleri açılacak.
Parti, basın açıklamasında şunlara yer verdi:
“Bu gün burada İnsan ve Özgürlük Partisi'nin kuruluşunun ilanı için bulunmaktayız. Bu gün itibarıyla partimizin kuruluş bildirgesini ilgili makamlara vermiş bulunuyoruz. Bu vesileyle partimizin iyi, güzel ve hayırlı olan işlere imza atmasını temenni ediyoruz. Başlarken ki iyi niyetimizin sürekli olmasını ve bu iyi niyetin sonucu eylemlerimizle ortaya koyacağımız pratiğin de makbul olmasını halkımız ile aramızda bir sözleşme olarak addediyoruz.
İnsan ve Özgürlük Partisinin siyaseti halkının değerlerine saygılı, özgürlükçü ve demokratik bir siyaset olacaktır. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada bir dizi sorunun olduğu ortada olan bir gerçektir. Ekonomiden sağlığa, kültürden sanata; kentleşmeden tutun ekolojik dengenin ihlaline kadar bir dizi problemle karşı karşıyayız. Bütün bu problemlerin içinde en temel ve can alıcı sorunun Kürt Meselesi olduğunu düşünüyor ve buna inanıyoruz. Parti olarak siyaset mekanizmasının sorun çözen bir mecradan çıkıp kriz üreten bir mecraya döndüğünü görüyoruz. Siyasetin çözüm üretici olduğunu hatırlatan ve bunda ısrarcı olan bir yaklaşımla siyaseti sergileyeceğiz.
Kürt meselesinin çözüm adresi siyasettir. Siyaset dışı tüm çözüm çabaları başarısız ve sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Ki bir asırlık yaşanan fiili durum bunu gözler önüne sermektedir. Siyaset ezberlere bağlı kalınarak çözümler üretemez. Ezber bozan cesur ve açılımcı yaklaşımlarla ortaya konulmayan siyaset, fiili durumları değiştirme imkânını yaratamaz. Parti olarak bu cesaret ve dirayeti göstermenin iddiası ile ortaya çıkmış bulunuyoruz. Siyasetin doğasında olan belli dozdaki pragmatist yaklaşımları, siyasetin ahlakı yokmuşcasına pervasız kullanmayı reddeden; ahlaklı ve ilkeli bir siyaseti icra edeceğimizi halkımıza deklere ediyor; umutlu, aydınlık ve özgür yarınların bizi beklediğine inanıyoruz.”
