HDP Parti Meclisi Ankara'da toplandı. Eş Genel Başkan Mithat Sancar partinin yol haritasını anlatırken, "HDP kilit güç" dedi ve toplumsal barışın önemine dikkat çekti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında toplandı. Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını Sancar yaptı. “HDP’liyiz her yerdeyiz” kampanyası kapsamında yoğun, yorucu fakat o derece verimli, coşkulu bir dönem geçirdiklerini dile getiren Sancar, “Türkiye’nin her tarafından hayata geçirilmesinde başta parti emekçileri, yöneticileri, PM üyeleri olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Partimiz ve halkımız bu emekleri karşılıksız bırakmıyor. Gördüğümüz ilgi ve coşku doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Bu kampanya dolayısıyla yaşadığımız o heyecanlı güleri bir kez daha hatırlatarak emeği geçenleri kutluyor ve kendilerine minnet ve şükran duygularımızı iletiyoruz” dedi.
"HDP Örgütlenen Bir Parti"
Yürüttükleri kampanyalarda meydanlarda halkın ve sivil toplum kuruluşlarının fikirlerini aldıklarını söyleyen Sancar, “HDP tabandan tavana doğru örgütlenen bir partidir. Kararlarımızı kapalı salonlarda almıyoruz. Sokaklarda, meydanlara buluşmamlar yaparak, istişareler yaparak alıyoruz. Ne yapacağımız konusunda bizlerin tereddüdü yok. Biz Türkiye’ye kalıcı barışı ve halkların ortak eşit yaşamını koşulların kurmak için hedefimiz var. Bu istişarelerde belirlediğimiz ana yolda nasıl yürüyeceğimiz hangi yöntemlerle hareket edeceğimizi belirlemek için yola çıktık. Önemli fikirler, öneriler ve eleştiriler aldık. Doğal olarak aldığımız bu verileri, önerileri sizlerle tartışarak karar vereceğiz. PM’miz özel bir hükümlülük taşıyor. Dün Kadın Meclisimiz değerli bir toplantı yaptı. Oradan çıkan fikirlerle bizim yolumuzu güçlü bir şekilde aydınlatıyor” diye konuştu.
"İktidar Çözülüyor..."
İktidarın çöktüğünü vurgulayan Sancar şöyle devam etti: “Sistem çözülüyor. İktidar çözülüyor, sistem çöküyor. Bizim bu çöküşü karşı bir yol oluşturma sorumluluğumuz var. HDP, halkların ortak iradesidir, ezilenlerin, ötekilerin sesi olarak bu sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu sorumluluk ve bilinçle önümüzdeki dönemde iktidarın çözülmesine karşı alternatif, toplumsal çözülmeye karşı da yeni bir başlangıç hedef belirledik. Yeni başlangıç ve güçlü alternatif olmadan sadece bekleyerek sorunları çözemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. İktidar kaybediyor, çözülüyor diye bekleyerek sorunlar kendiliğinden hal yoluna girecektir diye beklemek naifliktir, nailik de apolitik bir tavırdır. Asıl politik tavır demokratik siyasetin özünü oluşturulan toplumsal yenilenmeye öncülük etmektir. Toplumsal bir alternatif üretme hedefidir. HDP de siyaseti toplumla birlikte yürütmeyi, hakların ortak iradesine çözümün esas gücünü vermeyi varoluş sebebi yapmış bir parti olarak bu çalışmaların en önünde yer almak mecburiyetindedir. Toplumsal mücadelenin ve yaygın halk örgütlenmesi esastır."
"HDP Kilit Güç"
Sancar, konuşmasının devamında şöyle konuştu: “Seçimler yaklaştıkça bütün sorunların seçimler üzerinden tartışılmasını bir eksiklik olarak görüyoruz. Önümüzdeki seçimlerin çok önemli olduğunun farkındayız. HDP’nin kilit güç olduğunu herkes biliyor ama seçimlere odaklanmış siyasal bir gündemin Türkiye’nin gerçek sorunlarını ıskalama gibi bir riski beraberinde getirdiğini bilmek zorundayız. Seçimlerin önemini kabul etmekle birlikte seçimlerde giden süreçte toplumsal mücadele ve yaygın halk örgütlenmesinin vazgeçilmez olduğunu hatırlatmak durumundayız. Bunun için de siyasetin pazarlık üzerine değil, müzakereler üzerine kurulmalıdır. Müzakereden kastımız, müzakere toplumun bütün kesimleriyle iletişim kurmadır. Demokratik siyaseti pazarlıklar üzerine kurmayı reddediyoruz. Pazarlık, paylaşım, dar hedeflere yenilenme olmadan yürüme tuzağıdır. Oysa müzakere yeni başlangıcın vazgeçilmez şartıdır. Her alanda müzakere, her konuda toplumsal iletişim ve toplumsal kesimlerin birbirine dokunmasını sağlamak.
"Barışın Kendisi Bir Süreçtir"
"Barış sadece iktidarların inisiyatifiyle gerçekleşebilecek bir durum değildir" diyen Sancar son olarak şunları söyledi: "Zaten barışın kendisi bir süreçtir. Barışın kalıcı olmasını sağlayacak olan şey de toplumsal mücadeledir. Yani, barışı isteyen toplumsal güçlerin alabildiğine genişlemesi, güçlenmesi ve kararlı mücadelemiz. Barış aşağıdan yukarıya doğru inşa edilecek ve sürekli yeniden savunulacak bir süreç olarak görülmelidir. Kürt sorununda barışa da böyle yaklaşıyoruz. Elbette çatışmalı bir geçmişe de 37 yılı aşan ağır bir çatışmalı süreci de içeren böyle bir boyutu olan Kürt sorununun barışa ulaşmak için aktörleri ve muhataplarının da devrede olması gerekiyor. Toplumsal bir zemin, güçlü bir toplumsal mücadele, barış mücadelesi ve aynı zamanda sorununun muhataplarıyla diyalog ve müzakere. Bizim bu dönemde barışı inşa etme noktasında herkese görev düşüyor dememizin altında yatan gerekçe budur. Ama unutmayalım, barışın gerçek garantisi güçlü bir toplumsal barış bilinci ve iradesidir. Bunu sağlayabilirsek kalıcı barışa giden yolu da sonuna kadar açmış oluruz."