Kayıp Kadınlar Komisyonu, Kürdistan Parlamentosu’nda bu kadınlarla ilgili birçok kararın çıkmasını da sağlamış durumda. Nitekim şu an bu kadınlara ilişkin belgeler toplanıyor ve ulusal ve uluslararası mahkemelerde soykırım davası açılabilmesi için gerekli hazırlıklar yapılıyor.
Tavga Rashid insan hakları kuruluşları olarak IŞİD ile irtibata geçmeye çalıştıklarını ancak IŞİD’in bunu kabul etmediğini belirterek söze giriyor. IŞİD’in daha çok istihbarat kurumları ile işbirliği içinde olduğunu, kendilerinin de devletler, istihbarat örgütleri ve uluslararası toplum aracılığıyla bu kadınları bulmak için baskı kurmaya çalıştıklarını belirtiyor. Kayıp Kadınlar Komisyonu olarak öncelikli hedeflerinin IŞİD’in elindeki kadınları kurtarmak ve bu kadınları tekrar topluma kazandırmak olduğunu vurguluyor. Nitekim şimdiye kadar 500’e yakın kadın, sivil toplumun ve ailelerin de desteği ile daha çok satın alınma yöntemi ile IŞİD’in elinden kurtarılmış durumda.
Rashid IŞİD hala Şengal’de olduğu için, IŞİD’in elinde kaç kadın olduğunu tam olarak bilmediklerini, onlara yapılan kayıp kadın başvurusunun 2800 civarında olduğunu, ancak bağımsız kuruluşların bu sayıyı 4-5 bin civarında verdiklerini belirtiyor. Birçok insanın da henüz kayıp başvurusu yapmadığını da ekliyor.
Kayıp Kadınlar Komisyonu kurulalı henüz kısa bir süre olmasına rağmen hızlı sonuç almaya başlamış. Sivil toplumdan da birçok temsilcinin olduğu komisyon öncelikle İnsan hakları Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kadın Hakları bakanlığı aracılığıyla bu kadınlara özel büyük bir rehabilitasyon merkezi açmaya çalışıyor. Güney Kürdistan’daki mali kriz nedeniyle henüz bu rehabilitasyon merkezi açılmış değil, kaynak arayışı devam ediyor.
Kayıp Kadınlar Komisyonu, Kürdistan Parlamentosu’nda bu kadınlarla ilgili birçok kararın çıkmasını da sağlamış durumda. Nitekim şu an bu kadınlara ilişkin belgeler toplanıyor ve ulusal ve uluslararası mahkemelerde soykırım davası açılabilmesi için gerekli hazırlıklar yapılıyor.
IŞİD’den kurtulan kadınların ve genç kızların bir kısmı aileleri tarafından kabul edilmiyor. Bu kadınlar için Kürdistan Hükümeti barınma evleri açmış, aileleri tarafından kabul edilmeyen kadınlar bu barınma evlerinde kalıyorlar. Bu arada Kürdistan İçişleri Bakanlığı’nca oluşturulan bir komisyon da ailenin kadını geri kabul etmesi için ailelerle görüşmeler yapıyor. Tavga Rashid özellikle Tel Alfer Bölgesinde birçok kadının ailelerince kabul edilmediğini ve ailelerin bazen kurtarılan kadınlara “eve dönmeyin, intihar edin” mesajları ilettiğini ve komisyon olarak bu ailelerle görüşmeler yaparak yaşananların kadınların suçu olmadığını anlatmaya çalıştıklarını belirtiyor. “Bu nedenle ailelerden önce kayıp kadınlara biz ulaşmaya çalışıyoruz” diye ekliyor.
Savaş sırasında kimsesiz kalmış birçok çocuk da var. Kürdistan İş ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu çocuklar için barınma evleri açıyor.. Özellikle kız çocukların büyüyünce farklı sıkıntılar yaşamamaları ve toplumdan dışlanmamaları için topluma bu çocukların savaş kurbanları olduğunu anlatıyorlar.
Önemli bir sorun da IŞİD’liler tarafından tecavüze uğrayıp hamile kalan kadınlarla ilgili. Irak hilafet yasalarına göre kürtaj yasak. Kayıp Kadınlar Komisyonu Kürdistan Parlamentosu’nda bu kadınlar için geçici bir kürtaj kanunu çıkarmaya çalıştıysa da bu Irak Parlamentosu ile sorun çıkarabilecek bir konu olduğu için kanun geçmiyor. Şuan Kürdistan Sağlık Bakanlığı’nın bir genelgesi ile kürtaj meselesini halletmeye çalışıyorlar. Ancak bu arada ilerleyen hamilelikler durumunda tecavüz sonucu doğacak çocuğun yaşayabileceği sıkıntılar da düşünülerek, doğacak bu çocukların kimlik durumlarına ilişkin çalışmalar yapılıyor.
Komisyon bir yandan da Ezidi gençlerle görüşerek, onları IŞİD’den kurtarılan Ezidi kadınlarla evlenmeye ikna etmeye çalışıyorlar. Tavga Rashid gururla 350 Ezidi erkeği bu kadınlarla evlenmek üzere ikna ettiklerini belirtiyor.
Komisyon kamplarda kalan mülteci kadınlarla da ilgileniyor. Aileler kamplarda bakamadıkları için bu kız çocukları çocuk yaşta evlendirebiliyorlar ve bu çocuklar şiddet görebiliyor. Bir yandan bunlar önlenmeye çalışılırken, öte yandan da kamplarda post-travma çalışmaları başlamış durumda.
Özellikle kamplarda kalan ailelerin sağlık sorunları, kadın hastalıkları çok ciddi sıkıntı oluşturuyor. Irak hükümetinin ambargosu Kürdistan hükümetini ilaç bulma konusunda ciddi sıkıntıya düşürmüş. AB ve ABD’deki kiliseler aracılığıyla da bir miktar ilaç gelmesine rağmen, ilaç bulmak hala sıkıntılı.
Kayıp Kadınlar Komisyonu sadece Ezidi kadınlarla değil Hristiyan ve Türkmen kadınlarla da çalışıyor. Nitekim Tavga Rashid kurtardıkları 500 kadından 50’sinin Türkmen olduğunu belirtiyor. Tüm bu çalışmalar için Irak hükümetinden destek gelmediğini, kayıp kadınlara ilişkin ve yine mülteci kadınlara ilişkin yapılan çalışmaların çoğunluğunun Kürdistan Bölgesel Hükümetinin kaynakları ile yapıldığını öğreniyorum. Uluslararası kanunlara göre savaş esnasında kadın ve çocukların korunması kararı olmasına ve Irak hükümetini bu yasayı 2014 yılında kabul etmesine rağmen, yasanın gereklerini yerine getirmiyor.
Bu genç, aktivist, kadın parlamenter ile konuşurken, Kürtlerin bu çabalarında ne kadar yalnız olduğunu da hissediyorum…
IŞİD’in elindeki kayıp kadınların bulunması ve tekrar hayata adaptasyonları için uluslararası toplum daha fazlasını yapmalı!
Kayıp kadınlarla ilgili uluslararası baskı oluşturulabilir. Bu kadınlara ulaşabilecek ülkelerin istihbarat örgütleri kadınların bulunması için daha yoğun destek verebilir. Kadınları köle olarak satın alan kişilerin vatandaşı olduğu ülkelere baskı yapılarak, kadınların satışının yapılması engellenebilir. Bunların hiç birini yapmıyorsa bile uluslararası toplum en azından bu kadınları bulma çabası içinde olan Kürdistan Bölgesel Hükümeti, Ezidi Vakıf ve dernekleri, ilgili sivil toplum örgütlerine daha fazla destek verebilir!
Bu kadınlar çok uzaklarda değiller! Çok yakınımızda, bir yerlerde, kurtarılmayı bekliyorlar!