ABD medyasının ardından, Fransız medyası da Çin'in Corona virüsü konusunda dünyaya yalan söylediği iddialarına geniş yer verdi. ABD medyasının ardından, Fransız medyası da Çin'in Corona virüsü konusunda dünyaya yalan söylediği iddialarına geniş yer verdi.
Fransız Le Figaro gazetesi, "Büyük Çin Yalanı" adlı araştırmasında, Çin hükümetinin "virüsün ortaya çıkışı, yayılması ve ölü sayısı konusunda tüm dünyayı kandırdığını" öne sürdü.Le Figaro gazetesi, "Büyük Çin Yalanı" adlı araştırmasında, Çin hükümetinin "virüsün ortaya çıkışı, yayılması ve ölü sayısı konusunda tüm dünyayı kandırdığını" öne sürdü.
Muhafazakar eğilimli Fransız gazetesi Le Figaro, geniş araştırma haberinde, Çin'in hangi alanlarda dünyayı yanıltmaya çalıştığını, hangi alanlarda yalan söylediğini tek tek sıraladı.
Virüsün kaynağı
Öncelikle virüsün Wuhan'daki bir yabani hayvan pazarından yayıldığı açıklamasının güven verici olmadığını yazan gazete, bu konuda iki farklı senaryonun araştırıldığını belirtti. Birincisi, Fransa'nın desteğiyle açılan bir P4 (4’üncü sınıf patojen) aboratuvarından yayılmış olma ihtimali. İkincisiyse, hemen yakınındaki bir P2 laboratuvarından mikrobun kaza sonucu yayıldığı senaryosu.
Fransa'nın Lyon kentindeki epidemi araştırma laboratuvarının birebir kopyası olarak tasarlanan Wuhan P4 Laboratuvarı, 2017 yılında Fansa hükümetinin de katılımıyla açıldı. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün de 3.5 milyon Euro fon sağladığı laboratuvarda, Harvard da dahil pek çok Amerikalı üniversiteden araştırmacı çalışıyor.
Ancak Fransa ve Çin arasında anlaşma olduğu halde, Çin'in gerekli kriterleri yerine getirmemesi nedeniyle anlaşmada yer alan "50 Fransız uzmanın laboratuvarda çalışması" koşulu yerine getirilmedi ve bu 50 uzman Wuhan'a gitmedi. Pek çok iddiaya göre, Corona virüsü, epidemik hastalıklara karşı aşı geliştirmek için kurulan ve yarasalar üzerinde de deney yapan bu P4 laboratuvarından kazayla yayıldı.
Çin'in Paris Büyükelçisi Lu Shaye, "P4 laboratuvarlarında hiçbir sorun yok, bütün bu iddialar medya ve siyasetçilerinuydurması" diye konuşsa da, karanlıkta kalan noktalar şüpheleri artırıyor. Çin yönetiminin virüsü ilk ortaya çıkaran doktorları ve gazetecileri tutuklaması, salgın boyunca haber yapılmasına izin vermemesi, sosyal medyayı sıkı polis takibine alması Çin yönetiminin dünyadan sakladığı gerçekler olduğu şüphesini güçlendiriyor.
Salgına müdahalede gecikildi
Le Figaro araştırmasında, salgının Aralık ayında başlamasına rağmen 46 gün boyunca yönetimin gerekli karantina önlemlerini almadığını, bu nedenle de dünyaya yayılmasına yol açtığı iddia ediliyor. Araştırmada, "Virüsün insandan insana bulaşmadığının savunulması, 31 Aralık'a kadar vahşi hayvan pazarının açık tutulması, ortalıkta dolaşan esrarengiz akciğer rahatsızlığını 20 Ocak'a kadar salgın olarak tanımlamaması, bunu ortaya atan Doktor Li Wenliang'ın sahte haber yaymak suçundan tutuklanması ve sonra da yaşamını yitirmesi, gazeteci ve doktorların sansür edilmesi, 'geveze sosyal medya hesaplarının' kapatılması bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca, Komünist Parti'nin Wuhan Sekreteri Ma Guoqiang'ın 31 Ocak'ta, devlet televizyonunda, hükümetin talebi üzerine sessiz kaldıklarını söylemesi ve, ‘Korona virüsünün diğer eyalet ve ülkelere yayılmasına, kısmen bizim kararsızlığımız neden oldu’ diye konuşması, bu sözlerinin ardından da 13 Şubat'ta görevden alınması gerçeklerin saklandığını kanıtlamaktadır" ifadeleri yer aldı.
Ölü sayısı gerçekleri yansıtmayacak kadar gülünç
Çin yönetiminin en büyük yalanlarından birisinin de ölü sayısı olduğunu belirten Le Figaro, virüse rağmen hükümetin Wuhan'da hayatın normal seyretmeye devam etmesine izin verdiğini, 18 Ocak'ta "10 bin aile bayramı" kutlamalarında binlerce kişinin bir araya gelmesine izin verildiğini, Çin yeni yılı için Hubei eyaletinden 5 milyon kişinin ailelerine katılmak için eyaleti terketmesine de izin verildiğini ve bu milyonlarca kişinin ailelerine yeni yıl hediyesi olarak Corona virüsünü taşıdıklarını vurguluyor.
Bu dev hareketliliğe rağmen Çin hükümetinin açıkladığı ölüm rakamlarının, önlem almaya daha çok zamanı olan ve hemen evlere kapanan Avrupa'dan çok daha düşük olmasının da gerçeklerin saklandığının açık bir kanıtı olduğu belirtiliyor. Le Figaro, araştırmanın bu konudaki bulgularını da şu ifadelerle aktarıyor:
"1.4 milyar nüfusu olan Çin, Avrupa'ya göre, son derece gülünç bir bilanço açıklıyor. Rakamları değiştirmekle suçlanınca da, birden sembolik bir revize etme işlemi gerçekleştiriyor. Ve ölü sayısını Wuhan'da 2 bin 579'dan, 3 bin 869'a, ülke genelinde de 4 bin 632'ye yükseltiyor. Wuhan'da ölü sayısı bir anda yüzde 50 artıyor ama durumu kurtarma çabaları yeterli değil. Hızlı bir hesapla, Çin ve Fransa'daki ölü sayısını karşılaştırırsak, bu sayının devasa boyutunu ortaya koyabiliriz. Çin hükümetine göre, Fransa'daki ölüm oranı, Çin'dekinden 90 kat daha fazla. Bu bilimsel olarak olanaksız".
İstatistiksel sapma
Çin'deki salgın üzerine 150 sayfalık bir rapor yazan Fransız Montaigne Enstitüsü Asya programı direktörü Mathieu Duchatel'in sözlerine de yer verilen haberde, Çin'in "tam bir istatistiksel sapma" uyguladığı dile getiriliyor. Çin medyası Caixin'in, 4 Nisan Ölüleri Anma gününde, Wuhan'daki morglardan yayınladığı görüntülere atıfta bulunan Duchatel, "Orada binlerce kişinin, cesetleri yakılan yakınlarının küllerini almak için oluşturduğu kuyrukları görüyoruz. Wuhan'da, her gün 19 saat çalışan 24 cenaze yakma merkezinde, 2 ay boyunca ailelere servis edilen küllerin sayısının 46 bine ulaştığını hesaplıyoruz. Bu rakam sadece Wuhan'daki rakam" diyor.
Le Figaro, Fransız Montaigne Enstitüsü'nün bu hesabının Çin hükümetinin açıkladığı 4 bin 632'den "daha inandırıcı" olduğunun altını çiziyor.