Türkiye'nin İdlib'de Suriye rejimi ve Rusya güçlerine karşı askeri angajmanı, Libya'ya açıktan asker ve silah sevkiyatı ile, bu bölgelerde çatışan Türkiyeli askerlerinin ölümlerinin gizlenme çabası dış politik gündeme damgasını vuran önemli konulardan.
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Libya'da hayatını kaybeden askerlerle ilgili kullandığı 'birkaç tane' ifadesi ise tepki çekmeye devam ediyor.
Gazete Duvar yazarı Fehim Taştekin, "Kaçak savaştan kaçırılan cenazelere" başlıklı, 25 Şubat tarihli yazısında, bu üsluba tepki gösteriyor ve, "Birkaç' ve 'tane'... İstismar siyaseti en usta olduğu bir alanda bile inceliğini yitiriyor" diye yazıyor.
Erdoğan'ın ifadesinin devamında Libya’da uluslararası hukuk karşısında Türkiye’yi suçlu durumuna sokacak başka bir gerçeği de artık gizlemediğine değinen Taştekin, Erdoğan'ın, "Suriye Milli Ordusu'ndan ekiplerimizle beraber oradayız" sözlerine dikkat çekiyor.
İktidarın ölüm vaat eden bir strateji benimsediğine dikkat çeken Taştekin, "
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bunu tekrarlaması Libya ve Suriye’de kararlılığın, daha doğrusu gözü kararmışlığın bir ifadesi. Fakat gelen cenazelerin halktaki karşılığından tam emin olamadılar ki Libya’daki kayıpları sessizce gömüyorlar. Halktan kaçırma, ölen subayın devre arkadaşlarının feveranıyla ortaya çıkıyor" yorumunu yapıyor.
İddialara göre, hayatını yitiren asker sayısının 16 olduğunu kaydeden Taştekin, "Birkaç asker ölürse iler tutar tarafı kalmamış Suriye ve Libya siyaseti tutunacak bir gerekçe bulur, içeride iktidara imanı pörsümeye başlayan kitleler güdülenir, muhalif sesler susturulur, karşı tarafta Rusya geri ittirilir, beri tarafta NATO’nun desteği alınır! Duygusuzca! Ve de ahmakça!" tepkisini gösteriyor.
İdlib'de Türkiye'nin dezavantajlı konumuna dikkat çeken Taştekin, yazısını şu ifadelerle sürdürüyor:
"...hava sahasının Türk uçaklarına açık olmadığı bir savaşın hedefe götürmeyeceği, bunda ısrar etmenin çok fazla kayıp anlamına geleceği aşikâr. 'Rusya bir kenarı çekilsin de ben bir savaşayım' diyen bir mantıkla gidiyorlar. Suriye ordusu 15 yerde Türk askerini kuşatma altında bırakacak şekilde M-5 otoyolunu açınca Türkiye de geçen hafta Suriye Ulusal Ordusu, Ulusal Özgürlük Cephesi ve Heyet Tahrir el Şam gibi ortaklarıyla bir püskürtme hamlesine kalkıştı. Önceki iki saldırıdan farklı olarak bu kez Türk askerine nokta atışıyla yanıt veren Rusya oldu. Çatışmanın boyut değiştireceğine dair bir mesajdı.
Bu minvalde bir tırmanışın çok kötü yerlere gideceği bir kez daha görüldü. O yüzden masada harita pazarlığı için tüm kanallar zorlanıyor. Erdoğan, Almanya ve Fransa liderlerinin dahliyle yapılması öngörülen dörtlü zirveyle Rus lider Vladimir Putin’in bileğini azcık bükecek bir ağırlık kazanmak istiyor. Erdoğan zirvenin 5 Mart’a İstanbul’da olacağını söyledi ama Kremlin 'Müzakereler sürüyor' diyor. Birkaç hamleye rağmen sahada durumu tersine çeviremeyen Erdoğan, 6 Mart’ta Astana ortaklarıyla yapacağı toplantıya elini güçlendirerek gitmeyi umuyor. O zamana kadar fiili haritanın nereye ‘mim’ atacağını da bilmiyoruz.
Rus ruletini Türk tabancasıyla oynamanın Türkiye’yi getirdiği çıkmaz bu. Türkiye’nin kalan son itibarını da bahse yatırdılar. Bir tarafta kumar, diğer tarafta kaçırılan cenazeler. Bu yönde ısrar çöküş sahnesinin tekrar tekrar çekilmesi anlamına geliyor."