ABD'de kasım ayında gerçekleştirilecek seçimler yaklaşırken, sandıktan Trump'ın mı yoksa Joe Biden'ın çıkmasının mı Türkiye-ABD ilişkileri için iyi olacağı tartışılıyor
Dünya Gazetesi'ndeki, "Trump veya Biden: Türkiye için hangisi daha iyi?" başlıklı, 6 Haziran tarihli yazısında, İlte Turan, Trump'la ilgili kamuoyu araştırmalarının Trump'ın kaybedeceği yönünde sinyaller ortaya koyduğunu hatırlattı.
"Trump’ın Türkiye’nin müttefiki olduğunu ve seçimde kaybetmesinin ülkemiz çıkarları aleyhine olacağını ileri süren çevrelerde endişeli bir hava hissediliyor" yorumunu yapan Turan, "...dış siyaset uzmanımız, farklı Amerikan siyasi kurumlarıyla ilişkiler geliştirmenin, ülkenin çıkarlarına giderek daha istikrarsız bir görünüm veren bir başkana güvenmekten daha iyi hizmet edebileceğine işaret ediyor" diye ekliyor.
Turan, ümitleri Trump’ın seçimi kazanmasına bağlamanın risklerine dikkat çektiği yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Böyle bir yaklaşım, bünyesinde birkaç sorun barındırıyor. Hemen belirtelim ki, bir ülkenin alenen bir başka ülkenin iç siyasetine ilişkin temennilerde bulunması ihtiyatlı bir yaklaşım değildir. Göstergelerin Trump’ın kaybetmesinin muhtemel olduğuna işaret ettiği bir ortamda, dış siyasetin kimin kazanacağından bağımsız olarak şekillendirilmesi daha uygun bir yoldur. Bu kaydı aklımızda tutarak, iki adaya Türkiye açısından bakalım, Trump kazanırsa Türkiye’ye ne faydası olur, Biden kazanırsa ne faydası olur değerlendirmeye çalışalım.
Trump’la başlayalım. Türk cumhurbaşkanı ile ABD Başkanının dostça ilişkileri olduğu herkesçe biliniyor. Bolton’un anlattıklarına inanmak gerekirse, haftada bir veya daha fazla telefonda görüşüyorlarmış, bu görüşmelerde Sayın Erdoğan, Trump’ın kararlarını etkileyebiliyormuş. Bu Türkiye’nin lehinde bir durumdur.
Ancak, bu ilişki türüne ihtiyatla yaklaşmamız için bir dizi neden bulunuyor. İlkin, Amerikan siyasal sisteminde tek karar mercii olmadığını hatırlamamız lazım. Trump kendisini memnun etmeyen kararlar alabilen bir yasama ve yargı ile karşı karşıya ve yapabileceği fazla bir şey yok. Dolayısıyla, Türkiye’nin diğer branşları, bilhassa Amerikan Kongresi ile ilişkileri ihmal ederek tüm ilişkiyi Trump’a dayandırması ülkemizin etkisini çok sınırlayan bir yaklaşım olacaktır.
Trump iyi düşünülmemiş, acele kararlar verebiliyor, sonra da sık sık geri adımlar atıyor. İfade tarzı son derece mübalağalı. Örneğin, bir kişiden bir gün büyük dostum diye söz ederken, bir başka gün aynı kişiyi “işe yaramaz herif” diye niteleyebiliyor. Kararları değişkin ruh halinden ve çevreden gelen tepkilerden çabucak etkilenip değişebiliyor.
Joe Biden muhtemelen devlet kurumlarının bir arada çalışmasını sağlayarak bir ulusal dış politika oluşturmakta daha başarılı olacaktır. Hükümetinin icraatı daha tahmin edilebilir ve dolayısıyla daha güvenilebilir olacaktır. Kongre ile olan ilişkilerinin de daha uyumlu olması beklenebilir. Şu andaki anketler Demokratların hem Senato’da hem de Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirebileceklerine işaret ediyor ki, bu sonuç da icraatının tahmin edilebilirliğini güçlendirecektir."