Tutanaklara göre, Dolmabahçe mutabakatı öncesi gerçekleşen toplantıda, dönemin başbakanı Erdoğan ile görüşen Sırrı Süreyya Önder, Kandil’e gideceğini söyleyince, Erdoğan, “Cemil’e söyle bana meydan okuyup durmasın” demiş.
Mezopotamya Yayınevi tarafından basılan “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa” adlı kitapta yer verilen ayrıntılara göre; 2013 yılında Erdoğan PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ı “bana meydan okuyup durmasın” diye uyarmış.
Aynı kitaptaki bilgilere göre MİT Müsteşarı Hakan Fidan ise PYD’nin Suriye yönetimiyle arasına mesafe koymasını istemiş.
Kitapta ilgili konularla ilgili diyaloglar şu şekilde yer aldı:
\'PKK\'yi düzenlemek istiyorum\'
Kamu Güvenliği Müsteşarı: Bütün bunları konuşacağız. Fakat Kandil bu telsiz tiyatrosuna son vermeli. Biz de çocuk değiliz. Telsizle bizim duyabileceğimiz şekilde, yapmayın diyorlar. Ama alttan da haber gönderip Cizre’deki gençlere, çocuklara yapın diye talimat veriyorlar.
Öcalan: İşte bunun için PKK ile iletişim kanalı önemli diyorum. (...)
Kgm: Bu konuda haksızlık yapıyorsunuz. Siz buradan örgütü yönetiyorsunuz. Buna müsaade ediyoruz.
Önder: Başkanım, bu Cizre meselesi, Başbakan’la yaptığımız görüşmede de gündeme geldi. Başbakan Cizre’de KCK’nin çok büyük sorumluluğu olmadığını, asıl saldırıların Hüdapar ve diğer taraftan bize geldiğini ifade etti.
Öcalan: (...) Başbakan’a deyin ki; iyi ki Öcalan yaşıyor desin. Öcalan PKK’yi yeni demokratik düzen adına yeniden düzenlemek istiyor. Bu olmazsa PKK yüz yıl boyunca bu devleti uğraştıracak. Bunu Efkan Bey’e de söyleyin. Efkan Bey bunun farkındadır, çalışıyor da. Ona da söyleyin PKK Türkiye’yi karıştıracak güce sahiptir.
Kgm: Bütün bu anlattıklarınızdan dolayı biz 3. göze, başka bir ülkenin işin içerisine girmesine karşıyız.
Öcalan: Sorun değil.
Kgm: Ama Cemil Bayık’ın Amerika’ya atıfla 3. devletin olabileceğine dair beyanatlar var.
Öcalan: Bunlara çok takılmayın. Önemli olan müzakere kararlılığının hayata geçmesidir. (...) Her yerde örgütlü olmanız gerekiyor. Urfa’dan Karadeniz’ hâlâ örgütlü gücünüz yok. Ondan sonra barajı geçer miyiz diye konuşuyorsunuz (...) Leyla (Zana) HDP’nin siyasetini benimsiyor ve iş yapmak istiyorsa partiye üye olsun. Bizimle çalışmak istiyorsa biz de onunla çalışmak isteriz. (...) Aysel (Tuğluk) için de Kemal (Aktaş) için de geçerlidir. Hepiniz için geçerlidir.
Sakine cinayeti savaş sebebidir
Öcalan: Sakine suikastı öyle sıradan değil. Çok planlı yapıldı. Benim için bir savaş gerekçesiydi. Sakine suikastı 1. Dünya Savaşı’nda Avusturya Veliahtına yapılan suikasttan dahi daha ağırdır bizim için. (...) MİT ağır töhmet altındayken bu görüşmeleri yaptım. (...) Kamu düzeni için beni sorumlu tutacaklarsa, PKK’yi suçlayacaklarsa, bunun giderilmesi için iletişim koşullarını önce sağlamaları gerekiyor.
ANF’nin aktardığı tutanaklara göre; Ocak 2013’te başlayan ve 5 Nisan 2015’te sona eren İmralı görüşmelerinde HDP\'li Sırrı Süreyya Önder ile Öcalan arasında 9 Kasım 2013’te şöyle bir diyalog yaşandı:
Önder: \"Ben Başbakan\'a dedim ki, \'Şimdi ben heyete girersem Kandil’e de gideceğim. Siz süreç hakkında ne düşünüyorsunuz, neleri yapmayı planlıyorsunuz\' diye sordum. O da bana \"Cemil’e (Bayık) söyle, bana meydan okuyup durmasın\" dedi.
Öcalan: (Gülerek) Türk işi kabadayılık! Cemil’i ben uyaracağım, Başbakanı da siz uyarın. Bu işler bu üslupla olmaz.
Önder: Başbakan devam etti: \"Bana ne yapacağımı soruyorsun, söyleyeyim. Her şeyi yapacağım. Bir zamanı var ve bu konuda Apo ile de anlaşmışım. Tek bir kırmızıçizgim var, o da Suriye’dir. Orada Kuzey Irak benzeri bir yapılanmaya asla izin vermeyeceğim\" dedi.
Öcalan: (Sinirlenerek) Sen de ona söyle: Biz de merkezi Suriye devleti içinde Kürtleri asla eritmeyeceğiz. Bu da bizim kırmızı çizgimizdir!\"
Hakan Fidan İddiası
Yayınlanan tutanaklarda AKP ile PKK arasında Kuzey Suriye politikasına dair ayrışma dikkat çekerken Hakan Fidan\'la yapılan görüşme sonrası HDP milletvekili İdris Baluken\'in Öcalan\'a 8 Şubat 2014\'te aktardıkları dikkat çekiyor:
İdris Baluken: \"Hakan Fidan’la görüşmemizde Rojava konusunda, KCK’nin stratejisini tekrar gözden geçirmesini istediğini özellikle aktardı.
Öcalan: (Sinirlendi) Nasıl yani, ne diyor? İdris Baluken: PYD’nin Esad’la birlikte hareket ettiğini, muhalefet içinde yer almadığını düşünüyorlar.
Öcalan: (Sinirlenerek) Yalan söylüyorlar. Rojava’da bir sonuç alacaksa benimle görüşme yapacaklar. Ben oraya yirmi yılımı verdim. Kimse oraları benim kadar bilemez. Esad da beni ailece tanır. Esad’la işbirliği yapan asıl onlardı. Konuşturmasınlar beni! Önce Esad \'süper kardeş\'ti. Öpüşmeler, sarılmalar, eşler düzeyinde ziyaretler falan. Sonra Esad düşman oldu. Küstahlıktır bu! Karar alamıyorlar. Ben dört yıl önce Emre Taner’e önerilerimi sundum. En uygun önerileri sundum. Çok büyük yanlış karar verdiler. Saygılı olup karar versinler. Öyle kandırmaya çalışmasınlar.\"
Bu görüşmenin gerçekleştirilmesinden sonra HDP Heyeti Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme yaparak Suriye ve Rojava konusunda Öcalan ile görüşmeleri gerektiğini aktarır. Bu bilgi Öcalan’a 9 Mart 2014’te aktarılır. Öcalan, bu meselelerin Davutoğlu’nu aştığını ve kendisinin de bunun farkında olduğunu söyleyerek konuyu kapatır.
Nihayetinde İmralı’da devam eden görüşmeler karşılıklı olarak bu tür diyaloglarla devam eder. Bu süreç zarfında PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim’in Türkiye’ye gelişi, Kobanê saldırısı, Cenevre görüşmeleri, Barzani’nin Rojava politikası defalarca değerlendirme konusu olur. İmralı sürecinin en önemli görüşmesi 27 Şubat 2015 tarihinde gerçekleşir. Bu görüşmede zaten bir sonraki gün açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı hazırlanır.
Görüşmede, HDP Heyeti, hükümet ve Erdoğan ile yaptıkları görüşmeleri referans göstererek, \"Tayyip Bey’in ‘Rojava benim kırmızıçizgimdir’ tutumunda bir değişiklik göstermediği\" Öcalan’a aktarılır.
Bunun üzerine, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu, araya girerek şöyle bir açıklamada bulunur:
KGM: Salih Müslim ile görüşüldü. İstedikleri önemli hususlar oldu. Cezire ile Afrin arasında bir koridor açılmasına katkıda bulunmamız ve kolaylaştırmamız istendi ve lojistik ihtiyaçların giderilmesine dair talepler görüşüldü. En önemlisi, irtibat noktası tesisi, yani temsilcilik. Kobanê ile Cezire arası koridor, Şenyurt-Dirbesiye kapısının açılması, STK’lara kolaylık göstermek, yüz jeneratör ve şartları değiştirecek geniş boyutlu ihtiyaçlar konuşuldu.
Öcalan bu cevaba gülerek, \"Suriye ile ilgili olayın bütününe bakın isterseniz. Bu konu açıldığı için bitirelim ve diğer önemli gündemimize geçelim\" diye bir yanıt verir.
Dolmabahçe Mutabakatı’nın görüşüldüğü süreçte (Şubat 2015) Şah Süleyman Türbesi\'nin aktarılması için Öcalan ile görüşüldü. Öcalan, PYD’ye mesaj göndererek bu konuda yardımcı olmalarını istedi. Sırrı Süreyya Önder ‘İmralı Heyeti’ adına türbenin taşınması konusunda taraflar arasındaki görüşmeleri sağladı. Türk devleti adına bir heyet Kobanê’ye giderek YPG ile operasyonu planladı. Ve türbe taşındı. Öcalan Newroz 2015 mesajında bu operasyonu ‘Eşme ruhu’ olarak ifade etti. Öcalan, görüşmelerin başından itibaren Suriye’de ittifak ve demokratik çözüm çabasını bu cümleyle formüle etmiş oldu.