Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kürdistan'da 25 Eylül tarihinde yapılacak olan referandumla ilgili olarak, "Zaten Kürtlerin bir federal bölgesi var, parlamentoları var, seçimlerini yapıyorlar. Bağdat'la devam eden sorunları çözmek için daha elverişli bir ortamın oluşturulması lazım" dedi
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TV Net'te yayınlanan "Karşı Karşıya" programında gazeteci Merve Şebnem Oruç'un sorularını cevapladı.
Irak'ın toprak bütünlüğünün, egemenliğinin korunmasının ve güvenliğinin sağlanmasının, Türkiye için çok önemli olduğunu söyleyen Kalın, yine Irak'ın iç barışının sağlanması ve refahın garanti altına alınmasının da önemli olduğunu kaydetti.
Kalın, bunların birbiriyle bağlantılı ve hepsini bir arada yapılmasının mümkün olduğunu savunarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Öncelikle Irak'ta kucaklayıcı, herkesin kendini Irak'a ait hissettiği bir siyaset alanının inşa edilmesi lazım. Bu, şu anda yok. Bağdat, Irak'ın tamamına bu öz güveni aşılamıyor. Mesele sadece Şiilerin bir araya gelip öbür gruplara karşı cephe oluşturması da değil. İnsanlar daha adil, şeffaf, etkin bir yönetim istiyorlar. Bu tabloya bakınca Irak'taki sorunlar hemen bir anda çözülecek sorunlar değil. Bütün gruplarla taraflarla eşit ilişkide olmak için gayret sarf ettik. Geçtiğimiz 10 yıla baktığımız zaman Sünnilerle, Şiilerle, Türkmenlerle, Kürtlerle, Hristiyanlarla, Yezidilerle, farklı dönemlerde, farklı zeminlerde sürekli ilişki kuruldu. Türkmenlerle özel bir ilişkimiz var. Türkmenler, tek bir bölgede değil, Irak'ın her yerinde varlar. Bu kriz dönemlerinde zaafa dönüşüyor. Tek bölgeye yoğunlaşmadıkları için temsil noktasında, bu handikap olarak onlara geri dönebiliyor. Bizim amacımız orada hiç bir zaman Sünnicilik yapmak değil. Şiilere karşı, Sünnilerin tarafını tutmak, Araplara karşı Türkmenlerin ya da Kürtlerin tarafını tutmak değil. Orada birlik beraberlik ortamı yaratmaya çalışmak. Kim eziliyorsa onun yanında durup, onları eşit bir aktör olarak masaya getirme gayretiydi."
Gerek Türkiye'deki, gerek Ortadoğu'daki Kürtlerle sorun olsaydı, Irak Kürtleriyle, Erbil'le, Barzani'yle bu şekilde iyi ilişkiler yaşanamayacağını söyleyen Kalın, "Referandum meselesi, Irak'ın toprak bütünlüğüne tehdit teşkil eden bir gelişme olacaktır. Referandum yapıldığında kim onaylayacak. Diyelim ki Kürt bölgesinde yaptınız, Bağdat parlamentosunun da onaylaması gerekmeyecek mi? Bunun resmiyet ve meşruiyet kazanabilmesi için bunun Irak parlamentosu tarafından da onaylanması gerekecek." dedi.
Kerkük'ün de referandum yapılacak bölgelere dahil edilmesinin de önemli bir problem olduğunu dile getiren Kalın, bunun siyasi ve hukuki olarak yanlış bir karar olduğunu, Kerkük'ün Kürdistan'a bağlı değil, bağımsız şehirlerden biri olduğunu savundu.
Kalın, Kerkük'ün de katılmasıyla Araplar ve Türkmenlerin referandumu boykot edeceğini ifade ederek, bunun sürdürülebilir tarafı bulunmadığını söyledi.
Referandumun, Irak'ın güvenlik ve ekonomi gibi sorunlarına çözüm üretecek bir formül olmadığını dile getiren Kalın, "Zaten Kürtlerin bir federal bölgesi var, parlamentoları var, seçimlerini yapıyorlar. Bağdat'la devam eden sorunları çözmek için daha elverişli bir ortamın oluşturulması lazım. Bu konuda haklılar tabii ki. Bağdat'a sorduğunuzda da 'anayasa gereği yüzde 17 vesaire haklarını veriyoruz, ama elimizdeki imkanlar bu kadar' gibi kendilerince izahlarda bulunuyorlar. Bu çözülemeyecek bir mesele değil, yönetilmesi gereken bir konu. Bunun da sihirli bir formülü yok. Irak'ta her şey çok iyi gidiyor da bir tek Bağdat- Erbil ilişkisi kötü gidiyor değil" şeklinde konuştu.