Kürdistan bölgesinin petrollerine dünyanın ilgisi artıyor.
Daha önce Kürdistan Bölgesi yönetiminin Türkiye üzerinden petrol ihraç etme girişimi Bağdat engeline takılmıştı. Merkezi hükümet petrolün Bağdat üzerinden satılması gerektiğini gerekçe göstererek ihracata izin vermedi. Taraflar ihracattan elde edilecek gelirin nerede toplanacağı ve paylaşımı başta olmak üzere birçok konuda anlaşamıyor. Anlaşma sağlanmaması nedeniyle Maliki yönetimi Kürdistan Bölgesi’nin yıllık bütçesinde kesinti yapmış, Erbil ise bu girişime tepki göstermişti.
Hewler ile Bağdat arasında petrol satışı anlaşmazlığına çözüm için görüşmeler sürerken,
Kürdistan Bölgesel Yönetim Başbakanı Neçirvan Barzani, ’Bağdat izin versin ya da vermesin Ceyhan’daki depolarda bekleyen petrolü satacağız’ dedi. Ceyhan’daki depolarda halen 1.5 milyon varil petrol bulunduğunu hatırlatan Barzani , ’Türkiye almak isterse onlara satarız eğer istemezse başka ülkelere satarız. Bu bizim son kararımız’ diye konuştu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kuzey Irak’tan gelen ham petrolün sevk edilmediğini belirterek, ’Bu petrol Irak’ın petrolü. Satışını yapacak olan Iraklılar, uluslararası piyasaya sunacak olan da Iraklı kardeşlerimiz. Satacakları zaman biz de sevkiyatı yaparız’ dedi.
Kürdistan’a değil Kürdler’e otonomi
Saddam Hüseyin, 1970’de tanınan otonomiyi tarif ederken, otonominin toprağa değil, Kürdlere verildiğini beyan etti. Bunun anlamı “Kürdistan’a otonomi vermedik” demekti. Bugün için de Kerkük, Xaneqin, Mendeli, Şingal ve diğer Kürdistan’dan koparılmış bölgelerin Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin siyasi sınırları içinde olmaması parçalanan Kürdistan’ın kendi içinde bir kez daha parçalandığı sonucunu ortaya çıkarıyor. Zengin petrol bölgesinin Kürd yönetiminin egemenliği altında olması, Kürd hareketinin bağımsızlığa giden yolun taşlarını döşemesi anlamına geliyordu. İşte Irak devleti bundan dolayı Kürdleri hep dağıttı.
Bugün Bağdat ile Erbil arasında yaşanan 140. madde tartışmalarının temelinde yatan sebep, Kürdistan petrol ve doğalgazının Kürdlerin özgürlüklerine giden yoldur.
Kerkük petrolleri olmadan Kürdler ayakta kalamazlar, Bağdat’a bağımlıdırlar anlayışı vardı.
Bu genel kanıya on yıl öncesine kadar Kürd siyasal hareketleri de dâhil birçok kesim sahipti. Ama 2000”li yılların ortalarından itibaren Güney Kürdistan’ın dünyanın 7. büyük petrol rezervlerine sahip olduğu, hatta devam eden enerji arama çalışmalarının olumlu sonuç vermesi durumunda Kürdistan’ın dünyanın 4. büyük petrol üreticisi ülke konumuna geleceği tahmini Kürdlerin elini ekonomik ve siyasal alanda güçlendirdi. Kerkük petrolleri olmadan ne Kürdistan ne de Kürd siyasal hareketinin bölgede önemli bir aktör ve güç olamayacağı tezi böylece çökmüş oldu. Ama hiç bir zaman tartışmalı bölgelerin Kürdistan’ın coğrafi ve tarihi bütünlüğü açısından stratejik ve manevi değeri Kürdler açısından ortadan kalkmadı.
Dün esaret bugün özgürlük
Suriye’de en önemli petrol rezervlerinin bulunduğu Rojava’daki petrol işletme tesislerinin Kürdlerin kontrolüne geçmesi ile birlikte önümüzdeki dönem bu alandaki gelişmelerin farklı bir seyir izleyeceğini gösteriyor. Hem Güney Kürdistan’ın hem de Rojava petrollerinin taşınması için yapılacak antlaşmalar ise bölgenin geleceğini yakından etkileyecek. Zira günümüzde petrolün, sadece yakıt ve ısı değil dünya siyasetinde dengeleri belirleyen ekonomik ve siyasi bir güç olduğu bir gerçek. Kürdler, üzerinde yaşadıkları toprağın altındaki petrolün ve doğalgazın, düne kadar esaret bugün ise özgürlüklerine yol açan bir zenginlik olduğunun artık çok iyi farkındalar.
Dünyanın gözü Kürdistan’da
Kürdistan Bölgesel Yönetimi, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamış durumda. Kürdistan bölgesinde otuzdan fazla uluslararası petrol ve gaz firması onlarca zengin yatakların olduğu sahalarda başta arama, çıkarma, üretim, dağıtım ve pazarlama faaliyetleri bulunduğu faal dünya devleri firmalara rağmen dünya pazarlarına arz etmek için yoğun şekilde devam ettirmektedir. Kürdistan bölgesinin petrollerine dünyanın ilgisi artıyor ve Türkiye dahil, ABD, İngiltere, Kanada, Norveç, BAE, Çin, Hindistan, Güney Kore, Fransa, Macaristan, Moldova, Avusturya, Kıbrıs, Avusturalya gibi ülkelerin enerji, petrol ve gaz, inşaat, taahhüt altyapı firmaları başı çekmektedir. Ekonomik entegrasyonda en büyük rol Türkiye’ye düşmektedir. Tüm dünyanın petrolü için göz diktiği Kürdistan Petrolünde Türkiye başta enerji ve taahhüt alanlarında önemli avantajlara sahip. Bölge hemen hemen pek çok ihtiyacını Türkiye ile ticaretinden sağlamaktadır.
Kuzey’e Nakit Akışını Zorluyorlar
Merkezî Irak hükümeti ile Kürdistan Yönetimi, Türkiye üzerinden ihraç edilecek petrolle ilgili taşıma ‘yarışına’ girmiş. Merkezî hükümet, kısa bir süre önce başlayan Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yeni boru hattından petrol akışını engellemek için Kerkük-Yumurtalık hattına ihraç ettiği petrol miktarını artırdı. Kürdistan’dan günlük 20-30 bin varil arasında petrol Ceyhan’a geliyor. Kürdistan petrolünün yakın bir dönemde günlük 150 bin varile kadar çıkması bekleniyor. Kürdistan’dan Kerkük-Yumurtalık üzerinden gelen petrol, Ceyhan’da BOTAŞ’ın tankında depolanıyor. Ceyhan’daki tankın dolması ve petrolünü uluslararası pazarlara ihracatının 1,5 ay alabileceği belirtiliyor. Kürdistan Bölgesi petrolünü Turkish Energy Company (TEC) satacak. Sektör kaynakları ise konuya şöyle açıklık getiriyor: “Ceyhan’da depolanan petrolü BOTAŞ’ın alt şirketi TEC uluslararası pazarlara satacak. Bu petrol Türkiye’ye bağlı TEC şirketi tarafından ihaleye çıkarılacak. Merkezi Irak ile iş yapmayan firmalar bu petrolü alır. Zaten 14 aydan bu yana kamyonlarla gelen yaklaşık 10 milyon varillik petrol 20 gemiye yüklendi. Bu petrolü pek çok şirket aldı. Satış sürecinde en az 5 şirket ihalelere katılıyor. Bunun parasal değeri de 1 milyar doların üzerinde.”
Kürdistan petrolleri Türkiye üzerinden taşınıyor
Kürdistan’da bulunan petrol ve doğal gazın çıkarılıp dünya pazarlarına arz edilmesi konusunda da son aşamaya gelinmiş durumda. Türkiye üzerinden pazarlanacak petrolün ölçülmesi, pazarlanması ve tahsilâtının nasıl yapılacağı konuları gibi detay meseleler tartışılıyor. Kürdistan, Taq Taq ve Tawke bölgesinden çıkarılarak Zaho üzerinden Türkiye sınırına gelen ve Silopi yakınlarında Kerkük-Yumurtalık boru hattına bağlanmış boru hattından, petrol pompalanmaya başlandı. Şu anda Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kontrolü altında bulunan bölgede Irak petrollerinin yüzde 20’sinin dünya enerji kaynaklarının yüzde 2’si hangi güzergâh takip edilerek Akdeniz’e ve dolayısıyla Batı’ya taşınacağı konusu önem kazanmış bulunuyor. Kürdistan bölgesinin denize kıyısı olmadığına göre, bu enerji Türkiye veya Suriye üzerinden Akdeniz’e taşınmak durumundadır.
Türkiye’den sonra İran
Türkiye üzerinden dünyaya açılacak Kürdistan bölgesi petrolü için Irak merkezi yönetimini ikna çalışmaları sürerken, sürecin üçlü mekanizma çerçevesinde yürütülmesi görüşü ağırlık kazanıyor. Burada çıkarılacak tüm petrol ürünlerinin Türkiye üzerinden sevk edilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. TPAO’nun Irak’ın Basra bölgesinde 2 adet doğalgaz 2 adet petrol sahasında çalışma yapıldı. Rumelia sahasında 45 adet kuyu açılması projesine imzalandı. Hacmi itibarı ile Basra bölgesinde en büyük proje olduğu kapsamında çıkarılacak petrol, boru hattı ile Basra’dan Kerkük’e, buradan da Yumurtalık’a akıtılacak. Irak petrol ürünlerinin tamamı Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanacak. Bu kapsamda Irak yönetimi ile önemli anlaşmalara imza atıldı. Halihazırda yüzde 30 kapasiteyle çalışan Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı’nın tam kapasiteyle çalışması hedeflenmektedir.
Kürdistan bölgesi petrolünde Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara açılması, Türkiye’nin kayıplarını telafi edecek bir hamle olarak görülmektedir. Kürdistan petrolünün uluslararası piyasalara açılmasının sadece bölgede değil, enerji piyasasındaki dengeleri de değiştireceği görülmek. Ayrıca Türkiye üzerinden karayoluyla petrol ihraç eden Kürdistan Yönetimi, şimdi de İran aracılığıyla satışa başladı. Karayoluyla Basra’ya gönderilen ham petrol, Asya ülkelerine pazarlanıyor.
Kürdistan’daki Petrol’e kolay ulaşılıyor
Kürdistan Bölgesi’nde yarı resmi pozisyonda bulunan yüzlerce petrol arıtma tesisinde arıtılan petrol ürünleri, tankerler ile İran’a, oradan da Çin’e naklediliyor. Yine benzer şekilde Türkiye’ye de naklediliyor. Yakın bir zamanda dünyadaki petrol üretiminin ilk sıralarında yer alacak olan Kürdistan’dan çıkan petrolün taşınmasında öne çıkan alternatifler de yine bölgenin konjöktürel durumu ile yakından bağlantılıdır. Bu taşınma yollarından biri Kürdistan’dan Suriye’ye, oradan Akdeniz üzerinden Avrupa’ya. Bir diğeri ise Türkiye ve buradan Avrupa’ya taşınması. Ayrıca Kürdistan’daki petrol rezervleri, bol ve kolay erişimli olma avantajına sahip.
Petrolun güvenliği sağlanacaktır
Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı sürekli saldırı ve sabotajlara maruz kalmasıyla petrolde yaşanan kesintiler küresel petrol piyasasına olumsuz yansımakta ve bu da fiyatların dalgalanmasına sebep olmaktadır. Türkiye-Kürdistan petrol boru hatlarının sık sık saldırılara maruz kalması nedeniyle Türkiye, Irak Savunma Bakanlığı ve Irak ordusu ile koordinasyon içinde boru hatlarını korumak için çalışan özel birim oluşturulacak. Kürdistan Petrol Şirketi, Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’na sadece 2013 yılında 37 defa saldırı gerçekleştirildi.
Petrol oyununun seyri nasıl değişti?
TÜRK şirketi Genel Energy 2002 yılında bölgeye ilk giren şirket olarak bu yolu açmıştı. 2003 yılında ABD önderliğindeki işgalin ardından Norveçli DNO ve diğerleri peşinden geldi. Halen 40 kadar yabancı şirket Kürdistan bölgesinde petrol faaliyeti gösteriyor. Ancak siyasi durum ve ödeme alamama sorunları nedeniyle Kürdistan’a gelenler genellikle siyasi riskleri göze alabilen ve kaybedecek fazla şeyi olmayan küçükçe şirketler oldu.
Şaşırtıcı Gelişmeler Olabilir
Washington’daki enerji danışmanlık şirketi PFC Energy’den Raad Alkadiri ise şunları söyledi: ’Şu anda Bağdat’ın en sağlam kozu Kürdlerin bağımsız bir ihracat hattına sahip olmamaları. Dolayısıyla bu sorun sonunda Bağdat-Erbil-Ankara üçgeninde çözümlenecek ve Suriye dâhil olmak üzere bölgedeki gelişmeleri dikkate alırsak, bu ilişkinin sonucu Kürdleri de, yatırımcılarını da şaşırtacak bir yönde olabilir.’
Her geçen yıl petrol satışı artmış
1977 yılında yıllık 35 milyon ton taşıma kapasitesine sahip olan Kerkük-Yumurtalık, diğer adıyla Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı 1984 ve 1987 yıllarında kapasite arttırma çabaları sonucunda yıllık taşıma kapasitesi 70,9 milyon tona ulaşmıştır. BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) boru hattından çok daha yüksek bir kapasiteye sahip olan Kerkük-Yumurtalık boru hattı Irak petrolünün dünya pazarlarına ulaştırılmasında önemli bir yere sahip. BOTAŞ verilerine göre Kerkük-Yumurtalık boru hattıyla 2001 yılında 231 milyon varil ham petrol 2002 yılında ise 176 milyon varil ham petrol taşınmıştır. Fakat daha sonra ABD’nin Irak’a 2003 yılında girmesiyle birlikte hat işletime kapatılmış ve o tarihten sonra petrol sevkiyatı çok kısıtlı olarak yapılmaya başlanmıştır. Savaş sonrasında ilk sevkiyatı Şubat 2004’te gerçekleştirilen boru hattıyla sırasıyla, 2004 yılında yaklaşık 38 milyon varil, 2005 yılında 13 milyon varil, 2006 yılında yine 13 milyon varil ve 2007 yılı ilk dokuz ayında ise 10 milyon varil ham petrol taşınmıştır.
Kürdistan’daki petrol Kerkük’ü geçti
Irak’ın toplam petrol ve doğal gaz gelirlerinden Kürdistan bölgesinin payı, Irak Anayasasına göre, yüzde 17. Yani her 100 dolarlık satışın 17 doları Kürdistan bölgesine ait. Bugün itibariyle, Kürdistan bölgesindeki petrol gelirindeki payı 10 milyar dolar civarında. Kürdistan bölgesel yönetimi, bu gelirin önümüzdeki 6 yıl içinde 10 kat artacağını ifade ediyor. Yapılan araştırmalar, Irak’taki petrol rezervlerinin beşte biri Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetiminde. Irak’ta 150 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin ediliyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetiminde olan bölgelerde ise tahminler 45 milyar varillik bir rezerv olduğu yönünde. Kerkük bölgesindeki petrol rezervi ise yaklaşık 10 milyar varil. Tartışmalı olan Kerkük bölgesindeki kuyulardan şu an günde 650 bin varil petrol elde ediliyor. Kerkük petrolü, Irak petrolünün yüzde 11’ini oluşturuyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin denetimindeki bölgelerde ise günlük 300-400 bin varil petrol üretilmektedir. Bölgesel Hükümet ve yabancı enerji kaynakları yaptıkları açıklamalarda bu rakamın 2015 yılında günlük 1 milyon varil, 2019 yılında ise 2 milyon varile çıkacağını hesaplamaktalar. Bu da Kerkük petrolünün 3 katı fazlası bir üretim demektir.
Dünya’nın en büyük 10 petrol şirketinden dördü, Kürdistan’da
2005 yılının Kasım ayında Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile Norveç Petrol Firması DNO arasında Zaxo’da ilk petrol kuyusu açma anlaşması imzalandı. Kürdler, bu anlaşmadan önce 2003 yılında yani Irak savaşı öncesi Saddam döneminde de aralarında Türk, Kanada, Norveç ve Avusturalyalı şirketlerle petrol çıkarma anlaşmaları imzalamışlardı. Kürdistan Bölgesel Hükümeti bugüne kadar 40 ayrı saha için 50’ye yakın şirketle petrol ve doğalgaz lisans anlaşmaları imzaladı. Dünyanın en büyük özel petrol şirketi 2011’de Exxon Mobil, Kürdistan bölgesinde 6 arama bölgesi için sözleşme imzaladı. Yine 2012’de ABD’nin ikinci büyüğü Chevron sıraya girdi ve Sarta ile Rovi alanlarındaki blokların yüzde 80’ini Hintli Reliance şirketinden satın aldı. Yine 2012’de Total, Hari ve Safen bloklarının yüzde 80’ini Marathon Oil’den satın alarak, Kanadalı Western Zagros şirketinin işlettiği Gamian blokuna katılan Rus Gazprom gibi bölgedeki yerini aldı. Bu tabloya göre dünyanın en büyük 10 petrol şirketinden dördü, Kürdistan Yönetimi’nin merkezi olan Erbil’de artık mevcut. Bu şirketlerin bağlı olduğu devletler ise İngiltere, ABD, Kanada, Türkiye, Çin, Macaristan, Norveç, Rusya, Fransa, Avusturya, Moldova, Güney Kore, Papu Yeni Gine, İran, İspanya, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika’dır.
Kürdistan’da Türk şirketi sorumlu
Türkiye ile yapılan petrol ve doğalgaz boru hattı anlaşmaları ise siyasal ve ekonomik ilişkileri için de önemlidir. Türkiye ve Kürdistan bölgesi, petrol ihracatı ile yeni bir döneme girdi. Türkiye’den Pet Holding, Genel Enerji ve Türkerler Holding’in de bölgede ciddi yatırımları bulunuyor. Kürdistan’daki bütün yabancı petrol şirketlerinin üretim sorumluluğu bir Türk şirketi olan Genel Enerji’ye ait. 2013 yılında Kürdistan bölgesinden Türkiye’ye tankerlerle başlatılan petrol sevkiyatı 2014 yılı itibari ile Yumurtalık Kerkük boru hattından Ceyhan’a pompalanmaya başlandı. Türkiye’ye pompalanan petrolün Haziran ayına kadar 150 bin varile, 2014’ün Ekim ayına kadar ise 400 bin varile çıkarılması planlanıyor.
Petrolün Üçte Birinden Fazlası Kürdistan’da
Kürdistan Doğal Kaynaklar Bakanlığına göre Kürdistan’da kanıtlanmış petrol rezervleri 45 milyar varil. Kerkük’teki 10 milyar varillik rezerv de buna dahil edildiğinde rakam 55 milyar varile çıkıyor. Irak Petrol Bakanlığı’na göre ise Irak’ın keşfedilen petrol kaynakları 143 milyar varil, kanıtlanmış doğalgaz rezervleri 129 trilyon metreküp. Buna göre Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın ikinci büyük petrol kaynaklarına sahip Irak’taki petrolün üçte birinden fazlası Kürdistan’da bulunuyor. Merkezî Irak hükümetinin 100,5 milyar dolarlık 2012 bütçesindeki gelirin tamamı petrol ihracatından oluşuyor. Irak günde ortalama 2,5 milyon varil ham petrol ihraç ediyor.