Güney Kürdistan’da 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu kararı alınmasına Ankara’nın gösterdiği tepkiye Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür ile Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan’dan eleştiri geldi.
Hükümete en yakın gazetelerden biri olan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, “Barzani ne yapmak istiyor?” başlıklı yazısında referandum adımı için, “’Kritik bir sürecin tam ortasında böyle bir adımı nasıl değerlendireceğiz? Bu Ortadoğu'da mevcut krizi daha mı derinleştirecek yoksa giderek derinleşen siyasi krize yeni bir pencere mi açacak?
En azından bu adıma, öfkelenmeden ve bölgede oynanan büyük oyunla neyi hedeflediğini ve neyin dayatılmak istendiğini görerek bakmak gerekiyor” diye yazdı.
Kürt meselesinin artık küresel bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Övür, yazısının devamında şunları dile getirdi: “Bu meselenin soğuk savaş dönemi siyasetiyle aşılamayacağı bir gerçek. Bölgeye yeni bir siyasetle yaklaşmak gerekiyor. Bölgenin önünde iki yol var; ya küresel güçlerin dayatmasına boyun eğilip, bölge ülkeleriyle kavgalı, Batı'nın hoşuna gidecek PKK-PYD zihniyetinin etkin olduğu seküler bir Kürt devleti kurulacak ya da Türkiye'nin tarihte başardığı ‘Türk-Kürt İttifakı’yla bölge ülkelerini de işin içine alan, yeni bir ‘siyasi ve ekonomik’ birliktelik inşa edilecek.
Türkiye bunun ilk adımını dışarıda Irak Kürdistanı'yla iyi ilişkiler kurarak attı. O bölgede altyapıdan, askeri eğitime birçok alanda Türkiye var ve halkın yüzü Türkiye'ye dönük.
Bu ilişkinin derinleşmesi ve içeride bunu tamamlayan ‘Çözüm Süreci’nin devreye girmesi bazı merkezleri rahatsız etti ve o günlerden sonra darbe dahil Türkiye'nin başına gelmeyen kalmadı. Benzer şeyleri Barzani de yaşadı.”
Mahçupyan: “Kürtlerin referandumu”
Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan da, “Kürtlerin referandumu” başlıklı yazısında Ankara’nın referandum kararına gösterdiği tepkiyi eleştirdi.
Mahçupyan yazısında şu görüşlere yer verdi:
“Olayın ne Katar’la ne de gülünç bir paranoya olan ‘Türkiye’yi parçalama projesi’ ile ilgisi yok. Kürtler iki yüz yıllık bekleyişten sonra tarihin önlerinde bir imkan açtığını düşünüyorlar ve bu noktada aralarında hiçbir farklılık bulunmuyor. Eğer Türkiye bu gelişmeyi kendi beka meselesi olarak algılar ve hele yaptırım uygulamaya kalkarsa sadece gerçekçilikten uzaklaşmış olmaz, Orta Doğu’da tümüyle yalnız kalır. Çünkü açıktır ki Türkiye’nin Irak’ta bırakacağı boşluk anında başkaları tarafından doldurulacaktır…”
Türkiye’nin tutumunun en fazla İran’ı sevindireceğine dikkat çeken Mahçupyan, bu konuda şunları yazdı: “Dışişleri Bakanlığımız ‘Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin’ Türkiye için önemini vurgulayarak referanduma karşı çıkmış. Oysa belki de Irak Kürtlerinin Türkiye’nin partneri olarak güçlenmesi, İran ile ilişkileri de düşünürsek, Irak’ın bütünlüğünü sağlamak için çok daha elverişli bir zemin olabilir… Ankara’nın Bağdat’ı tek muhatap olarak kabul etmesi de herhalde en fazla İran’ı sevindirir.
Dış politikada başarının asgari koşulu gerçekçilik ve sağduyu… Bunun için de egosantrik bakıştan sıyrılmak, ‘ötekileri’ kendi gerçeklikleri içerisinde anlamak ve kendimizi de ötekilerin gözünden görmek gerek.”